BENDEN HATIRLATMASI
Muallim; alim olduğu bilgiyi talim eden kişidir. Bu sıfatı alan, hakim olduğu bilgiyi davranış haline dönüştürmüş ve bunu öğretebilme yeteneğine sahip olandır. Bu günkü kullanımı ile “öğretmen” yazılışındaki ”men” ekinin verdiği kesinlik , onun yüklendiği ağır bir misyonu ifade etmektedir.
Türk kültüründe ve eğitim sisteminde öğretmen önemli bir yer tutmaktadır. Öğretmen , bireyden topluluğa, topluluktan toplum olma ve evrensel manada “insan” olabilme bilincinin kazanılmasının temel öğesidir.
Herhangi bir cisme veya varlığa bütünü ile bakmak onu görmemizi sağlayabilir. Ancak onu tanıyabilmek için bölümlerini, onun hakkında konuşabilmek için hammaddesi hakkında bilgi sahibi olmanızı gerektirir. Toplumların yapısı hakkında da söz söyleyecek önemli aktörlerin başında öğretmen gelir. Öğretmen arı gibidir, dağın başındaki çiçekten aldığı poleni balkondaki çiçeğe bırakarak , ahengin devamını sağlar.Toplumun her kesimi ile iletişim kurabilen ve aynı zamanda , kılcal damarlarına nüfuz edebilen ve kabul görebilen tek meslek gurubudur.
Öğretmen,toplumu bir arada tutan mayayı çalan kişidir. Toplum olmanın başlangıcı bir arada yaşabilme becerisinin gelişmesi ile mümkündür. Bunun devam etmesi toplumsal sınıflar arasında kültürel alışverişin devamı ile mümkündür.
Arı ‘yı sadece bal yapan bir böcek olarak, faydacı bir bakış açısı ile değerlendirdiğinizde daha çok bal almak için genleri ile oynar hormonlara boğarsanız , türü yok olmuş bitkilerle çöl olmuş topraklarla karşılaşırsınız. Öğretmeni sadece akademik bilgiyi aktaran kişi olarak tanımlar o alana sıkıştırıp soyutlarsanız , öğretmene olan inancı bitirir, önce çatışmalara yol açar sonrada toplum olma bilincini yok olduğunu görürsünüz.
Öğretmen ,eli öpülecek konumdan gözü şişirilecek konuma indirgendiğinde , kar zarar ilişkisi içinde arı da beni sokmuştu diyerek belki kendinizi savunursunuz. Ancak sonucun doğurduğu sorunlar bu kadar basit olmayacaktır. Arının yok olmasıyla, tabiatın ahengi bozulacaktır. Öğretmeni itibarsızlaştırarak, onu sadece bir mesleğin icracısı olarak görerek faydacı bir yaklaşım ile değerlendirerek ,basit bir anlatımla toplum kendi boynuna doladığı ipi çekmiş olacaktır.
Arı nın yaşam alanın daraltır,onu amacınıza araç olarak gördüğünüzde, ürünün kalitesi düşecektir.Genetik yapısını ve var oluş nedenini doğru okumadığınızda arı sizin yok oluşunuzun belgesi olacaktır.
Önce devlet sonrada millet olarak öğretmenin genetiği ile oynadığınızda da toplumun çöküşüne şahit olacaksınız. Daha sonrada bu yok oluşa dur diyebilmek için trafikten, çevre bilincine, nezaketten,para harcamaya kadar gelişen yüzlerce problemin çözümünü acı bir itirafla “eğitim şart” diyecek ve çözümü yine ondan bekleyeceksiniz.
Altını topraktan çıkartıp ona değer vereceğim diye ,toprağı hiçe sayarsanız , altın çıkartacak toprak bulamazsınız. Öğretmenlik sıradan bir meslek değildir.Öğretmenin genetiği ile oynamak bindiğiniz dalı kesmek demektir.Hızlı yaşayıp, hızlı tüketiyor ve tüketirken yok ediyoruz.Daha sonra yok ettiklerimizin ardından “o eski………..” diye cümleler kuruyoruz.
Toprak kendisine yapılan her türlü zulme rağmen , üstündekilere kol kanat germeye devam etmektedir.Öğretmen de benden türeyenler beni anlamasa da, seni düşünecek olan yine ben olacağım demeye ,devam etmektedir. Toprak kendine yapılan haksızlığı, sel,deprem, tayfun ile hatırlatırken, bana yaptıklarınızı “eğitim şart” diyerek siz zaten söylüyorsunuz.Benden hatırlatması….
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...