12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulünü Kutlama Programı İçin Gönüllüler Var Mı?
Öğrenen öğretmen, tıpkı her bahar filizlenen ve yıl içinde gereksiz dalları budanan bir meyve ağacı gibi, öğrenir ve ayıklar kendi dallarını çocuklarına sunmak için en lezzetli ve faydalı bilgileri..
Bazen bir zorunluluktur oysa, sonrasında bir heykel bir resim ya da bir başka sanat eseri kadar değerli görülmese de, ürettiği fikir ve uygulamalar.
Öğrencilerimizden henüz her birini yeterince keşfedememiş olmanın pişmanlığı bi yana, kısıtlı gözlemlerimizle vardığımız kanaatler onlar hakkında bazı kararlar ya da öneriler ortaya koymamıza etki etmektedir.
Bir 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulünü Kutlama Programı için öğrencilerimizle bir çalışma yapacaktık. Bazı öğrencilerimiz yeteneklerini gösterme fırsatı yakalayacaklar. Koro olarak da adlandırabileceğimiz bir hilal gurubu ve şiir okuyan iki öğrenci ile bir konuşmacıdan oluşan yıldız gurubunun yanı sıra Marşı okutma da öncülük edecek olan süpriz Marş gurubumuz seçilmeliydi.
Sınıfımızda erkek öğrenciler sayıca fazlaydı. Hilali oluşturan erkek öğrencilerimiz yerde bir dizlerinin üzerine çömelerek oturacaklar ve her kıtanın sonunda biri olmak üzere, sırayla yerlerinden fırlayacak adeta bir heykel gibi uzaklardan yaklaşan düşmana bakışlarıyla meydan okuyacaklardı.
Elbette şiiri okuyacak olan öğrencilerimiz de aradığımız ölçütler belliydi. Gönüllüleri en iyi arkadaşlarımızdan değil sınıfımızı en iyi şekilde temsil edecek olanlardan seçmeliydik. Böylece kendi isteğiyle aday olan öğrencilerden gizli oy ve eleme yöntemiyle bu görevi en iyi şekilde yapacağına inandığımız arkadaşlarımızı seçtik. Yine aynı yöntemle konuşmacıyı da seçmiştik.
Sınıfımızda ilk iki grupda yer alamayan ancak bir şekilde kendini ifade etmek isteyen öğrenciler masumca beklemekteydi. Marş gurubu böylece ortaya çıkmış oldu. Dokuz öğrenciden oluşacak ve yan yana dizilerek marşı başlatacaklardı. Elbette içlerinden birinin "dikkat" demek için belirlenmesi gerekiyordu. En sessiz olarlardan birine bu görevi vermeye karar verdik.
Ancak hala görev alamamış öğrenciler kaldı. Üstelik bazıları yetenekli olmalarına rağmen gönüllü olmadıklarından hiçbir göreve talip olmamışlardı. Önce bir tepki olduğunu düşündüm ve biraz da şaşırdım. Dört öğrenciyi de tüm gurubun çalışmalarını gözlemleyerek belirledikleri eksiklikleri not almakla görevlendirdiğimizde onlar da hallerinden memnun gözüküyorlardı. Yaptığımız üç provada tespit ettikleri olumlu ve olumsuz durumları aldıkları notlardan sınıfla paylaştılar. Bu notları da çalışma dosyamıza ekledik.
Toplam yirmialtı öğrencinin görev aldığı çalışmamıza tüm özendirmelerimize rağmen beş öğrenci katılmamıştı. Hala düşünüyorum onları da bu çalışmaya katmalı mıydım, çekimserlikleri bir tercih mi, yoksa bir eksiklik mi?
Ne dersiniz?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Sevgili Kenan Öğretmenim, öncelikle tekrar hoş geldiniz... Eğitimin üçüncü gününde ilk güncenizle sizi burada görmek benim için (ve muhtemelen pek çok yol arkadaşımız için) o kadar anlamlı ve değerli ki... Süreçteki paylaşımlarınızı bu kadar içselleştirerek ışık yayma misyonunu bizimle paylaşıyor olmanız değişime ve gelişime ne denli değer verdiğinizi gösteriyor... Çok teşekkür ederim.
Sorunuza gelince, benzer durumları pek çok törende yaşıyoruz muhakkak. Amacımız eşitlik mi adalet mi? Diğer öğrencilerin gönüllülüğünü mü dikkate almalıyız(görev almayanların gönüllü olmama ihtimalleri), tüm öğrencilerin görev alıyor olmasını mı? Tüm öğrencilerin görev alması konusunda set amirliği, organizasyon temelli görevler, vb. bu konuda değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Güncennete hoş geldiniz...
Burcu Esin İLİŞ
6.3.2014