Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
BİR YIL SONRA BURSA’DA ZAMAN 0 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

BİR YIL SONRA BURSA’DA ZAMAN

Gerçek bir meslektaş buluşmasıydı bizimki; Uludağ İlköğretim Okulu Müdür’ü, Müdür Yardımcı’sı ve birkaç öğretmeni, ben ve genç arkadaşım Volkan. Görüşmenin ardından yalnız kaldığımda Azra Erhat’ın aklımda kalan sözü zihnimde yankılandı: “İnsanım, seni sana anlatıyorum; gökyüzündeki yıldızlar kadar çok, deniz kıyısındaki çakıl taşları kadar çeşitli, hep didindim durdum sen olayım diye bir de baktım ki sen de didinip durmuşsun “ben” olayım diye.

Kurulu düzen, işleyen sistem bazılarını düşünmeye, sorun çözmeye, sorunları çözerken “insan” kalmanın yollarını aramaya itiyor. Bu küçük grupta da farklılıklarımıza rağmen sorunlar karşısında oluşturduğumuz benzer düşünceleri ve yolları paylaştık. Hep bir arayış hep bir sorgulama zihinlerde. Birbirimize söyleyecek ne çok sözümüz vardı! Okul Müdürü Arkadaşım konuşmasının arasında “Oyunun dışında kalan oyunu bozar.” dedi. Evet okul yaşantılarımızı kuralları olan bir oyun olarak kabul edersek gerçekten de bir yönetici bir öğretmen bir “oyun kurucu” olarak sınıfımızda, grubumuzda olan herkesi oyuna dahil etmenin bir yolunu bulmalıyız. Oyun sürecindeki dengeler değişse de herkes oyunun içinde kalmalı. Ayrıca genç arkadaşımın vurguladığı gibi; “Bitmek bilmez bir dert bu; ömür diyorlar buna” şarkı sözündeki karamsar bakış olmadan, olumlu bir düşünce sistemine oturtmalıyız düşüncelerimizi ki hayatı zorunlu değil eğlenceli bir akışa çevirebilelim. Belki o zaman karşımızdakilerden beklediklerimizi azaltabiliriz.

Zihnimiz çeşitli şekillerde çeşitli zamanlarda öğrendiğimiz kavramlarımızla düşünüp kavramlarımızla karar veriyor. Bir zamanlar öğrendiğimiz kavramları dönem dönem gözden geçirmek yenilenmek için gerekli olabilir. Hayatı sorunlarına rağmen yaşanmaya değer bulan ve bu düşünceyi bize miras bırakanlardan biri olan Mevlana, açıklamaya çalıştığım hayat anlayışını çok güzel anlatmış ya da yazdıklarını ben öyle anlıyorum. Mevlana’nın hayat deneyiminin kavramsal dünyasını nasıl değiştirip geliştirdiğini izliyorum yazdıklarında.

…….

“Evreni öğrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.

Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.

Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim”

……. Mevlana

Bu güne kadar çok çeşitli illerde yüzlerce öğretmenle hayatımın bir kesitini paylaştım bu yaşantıma dayanarak değişen “öğretmen” algımla sizleri saygıyla selamlıyorum.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...