GÜNCE

"YİĞİDİ ÖLDÜR HAKKINI YEME"

Yaşadığımız gündem Öğretmen Akademisi Vakfında çalışan biri olarak benim de bu soruya tekrar cevap aramama neden oldu. Zihnimiz yorumlarla düşünmeye o kadar alışık ki ilk aklıma gelen "Yiğidi Öldür Hakkını Yeme" atasözüydü. Buradaki yiğit “Garanti Bankası” oluyor. Bakalım neden böyle düşündüm?

5 yıldır ÖRAV'da çalışıyorum. Banka başlangıçta Vakıf giderlerini karşılayan tek ekonomik kaynak olarak biz eğitimcilerle nasıl ve ne kadar ilişki kurdu? Vakıf Merkezi Garanti İş Hanında.   Hayatım boyunca küçük mevduat sahibi oldum. Küçük mevduatlarımı hiç Garanti Bankasında değerlendirmedim. Hala da öyle ve bundan dolayı da hiç bir rahatsızlık hissetmedim, hissettirilmedi. Garanti Bankasının ÖRAV'a yaptığı yatırıma benim hiç katkım olmamıştı bu anlamda. Banka küçük paralarla, küçük hesaplarla ilgilenmiyor belli.

 Vakfın kuruluş aşamasında, ilk vakıf mesai günlerinde Kayhan Karlı, Şebnem Feriver, Esra Sağol, Esra Savaşan Tuncay Akçadağ ve ben, ardından Gülay Yaşar, Emel Uysal, Yusuf Ziya Güldere, Volkan Bal Serap Benibol. Hepimiz eğitimciyiz. Hepimiz hayatının bir döneminde Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumlarda çalışmışız. Çocuklarımız için öğretmenlerle el ele bir şeyler yapmanın gereğine inanıyoruz. Yoğun bir döneme girdik eğitimler aldık. Öğrenen Lider Öğretmen Programı’nı geliştirirken sancılı tartışmalı ama üretici bir süreç yaşadık.  Programımızın sınırlarını “eğitim değerlerimiz” eğitime, öğretmene, insanımıza, farklılıklara saygı, inanç ve çocuklarımızın gelişimlerine katkıyla ilgili bilgilerimiz, deneyimlerimiz, araştırmalarımız belirledi. Pilot uygulamalar, bize başarılı olduğumuzu gösterdi. Öğretmenlerin eğitim sonrası gülen yüzleri, “biz de bunları sınıfımızda uygulayacağız” kararları, iki buçuk gün sonunda ayrılırken gözyaşı dökenler… Buralarda Garanti Bankası yoktu sadece verdiği paranın sağladığı olanaklar vardı.

Öğretmen Akademisi Vakfı’nın zaman zaman bizi bile şaşırtan bu başarısında tabi ki Garanti Bankası’nın sağladığı parasal olanak vardı ama tek etken değildi. Garanti Bankası Vakfın eğitim programına ve uygulamalarına hiç karışmadı belli bir mesafeden izledi, vakıf yönetim kurulu üyeleri eğitimi tanımak için eğitimlerimize öğretmenlerle birlikte katıldılar. Müdahale edilmedi. Programın ve uygulamaların başarılı olmasında genel müdürümüz dahil hepimizin eğitimci olmasının deneyimli bir sivil toplum gönüllüsü olan İbrahim Betil’in bize ve öğretmenlere inancı ve desteği vardı. Biz kazandık, öğretmenler kazandı, Türkiye sivil toplum çalışmalarında eğitime yönelik örnek bir uygulama kazandı. Garanti Bankası ne kazandı bu süreç içerisinde kendi yaptığı yatırımlarla ilgili diğer bankalardan farklı olarak bir şey kazandığını düşünmüyorum. Bu başarılı uygulamadan dolayı “değer” kazandı. Bunu da çok görmemek gerek.

Çocuklarımız için yapılacak çok işimiz var, emek vermeden değerli şeylere ulaşılamıyor. Biz  “Laf” yerine “yararlı programlar" üretmeye hazırız. Amacı “çocukların yararına hizmet ve üretmek” olanlar haydi geleceğimiz için işbirliğine.   

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...