BEKARLIK SULTANLIK MI DEDİNİZ?

            İki kız kendi aralarında konuşuyorlar;

            -Ay şekerim, ben uzun boylu, geniş omuzlu, dar kalçalı, esmer-kara yağız, iri ela gözlü, siyah dalgalı saçlı, bakımlı bir adamla evlenmek isterim.Sen nasıl birini hayal ediyorsun?

            -Benimkide aynı özellikte olsun ama evi ,arabası da olsun...

            -Caddede yürürken bana yakışsın, koluma girdi mi herkes beni kıskansın..

            -Benimkide masaya yumruğunu vurdu mu ses getirsin, herkesi dövsün, iyi kavgacı olsun.

            -Duygusal olsun, halden anlasın, kibar olsun.Yemek yerken ağzını şapırdatmasın.Hafta sonları banyo, tuvalet temizlesin, lavaboları ovsun, camları silsin.

            -Benimkide hiç yanımdan ayrılmasın, beni hep sevsin,munis bir kedi gibi olsun...

            -İyi para kazanan biri olsun, ben öyle asgari ücretle çalışan, kirada oturan biriyle asla evlenmem.

            -Doktor olsun, mühendis olsun, müdür olsun..(öğretmenin esamesi okunmuyor)

            -...............

                                                                        *

            Bu isteklerin sonu yoktur.Dışarıda güçlü, kuvvetli masaya yumruğunu vurdu mu ses getiren bir eş, evde de müşfik, şefkatli ve uysal bir kedi...İmkansız aşk dedikleri bu olsa gerek...Bir kuzudan iki post çıkmaz...

-*-

            İki kız kendi aralarında konuşuyorlar;

            -Beni istemeye gelen adama “Benden önce kız arkadaşın veya sevgilin oldu mu” diye sordum.

            -Ne dedi?

            -Şimdiye kadar bir hiçbir kız arkadaşı olmamış, hiç sevgilisi olmamış, ilk beni sevmiş...

            -İnandın mı?

            -İnanmadım, kesin yalan söylüyor.Hangi devirde yaşıyoruz?Benimle evlenebilmek için böyle uyduruyor.Doğru olsa bile mutlaka bir rahatsızlığı var ki hiçbir kız onu beğenip arkadaşlık yapmamış..Ben salak mıyım?

            -Seni istemeye gelen adam nasıl biri?

            -Çok kurnaz birine benziyor.Kız arkadaşın, sevgilin var mı? Diye sordum.

            -Eeee, ne dedi?

            -Bir sürü kız arkadaşım var, birkaç sevgilim oldu ama hepsinden ayrıldım,dedi.

            -Pis zampara ne olacak?Bütün kızları istemiş birde sana geliyor, onunla evlendiğini düşünsene... kesin seni aldatır...

            -Bu görücü usulü kız istemelere tav oluyorum, sanki evde kalmışım, kendim bulamıyormuşum gibi hissediyorum kendimi...

                                                                        *

            İdeal bir eş adayının hiç kız arkadaşının olmaması bir eksiklik, olması da fazlalık...Ayıklayın pirincin taşını.

-*-

            İki genç konuşuyorlar;

            -Ya arkadaş, ya bende bir şey var, yada memlekette güzel kız kalmadı.

            -Ne oldu?

            -Boyu boyuma, huyu huyuma, suyu suyuma uygun bir kız bulamadım.

            -Sen nasıl birini arıyorsun?

            -Boyu, benden on santim kısa olacak, sarı saçlı, yeşil gözlü, zayıf endamlı olacak.Öğretmen olsun, yarı zamanlı çalıştığı için hem evine bakar hem de çalışır.

            -Başka istediğin?

            -Hamarat olsun, anaç olsun, sevgisi, şefkati, sabrı sonsuz olsun.

            -Başka...!

            -Koluna taktın mı yakışsın, duvara çarptın mı yapışsın...

            -Ohaa! Sen bir Melek istiyorsun oğlum, o istediğin kızdan bu dünyada bulunmaz...

            -Ararsan bulursun be arkadaş..

            -Arayan Mevlasını da bulur, belasını da....

                                                                        *

            Atın ölümü arpadan mı olsun yoksa koşarken çatlayarak mı ölsün...

-*-

            Annesi oğlunun evlenmek istediği kızla ilgili soru soruyor;

            -Nereli demiştin bu kız?

            -Antepli anne, antepli.. kaç defa söylicem...

            -Abooo! O kadar uzak yerden kız mı alınır oğlum?

            -Niye alınmasın?

            -Oğlum bak, şimdi anlamazsın ama ileride sorun olur.Bayramlarda sen buraya gelmek istersin, o annesine gitmek ister.

            -Olsun anne, anlaşırız biz...

            -Bizim yemeklerimizi yapamaz, geleneğimizi göreneğimizi bilmez...

            -Zamanla öğrenir anne...

            -Resmi var mı?

            -Var anne, işte müstakbel gelinin..

            -Ayyy, çakır gözlü oğlum bu kız, hiç sevmedim...

            -Anne, kızla sen mi evleneceksin, ben mi? Evlenecek olan benim..

            -Oğlum bak şu sıfata! Sana yarın yemek yapmaz, kahvaltıda hazırlamaz bu...

            -Yapar anne, yemekte yapar kahvaltıda hazırlar..

            -Oğlum bak, Fatma teyzenin kızı var Hemşire, bize çok uygun..Sende de gönlü var..O kapıdan çıkar bu kapıya gelin gelir, yarın çocuklarınıza da bakarız..

            -Anne niye  bu kadar zorluyorsun?Selma çok iyi bir kız...Hem o hemşire kız iki defa nişanlandı, ayrıldı.

            -Başkasının iyi kızından kendi kötü kızın daha iyidir oğluuum...

            -...........!

                                                                        *

            Ne istediğimizi biliyor muyuz? En kestirme yol, uzun bile olsa en iyi bildiğimiz yol olmasın sakın...

-*-

            -Pilav nasıl olmuş, güzel mi?

            -Harika olmuş, eline sağlık..

            -Doğru söyle, ben üzülmeyeyim diye beğenmediğin halde beğenmiş gibi yapma..

            -Dedim ya, süper olmuş, daha nasıl olsun..

            -Beğenmedin, ben biliyorum seni.Beğenseydin daha iştahlı yerdin..

            -Hayatım, güzel olmuş dedim ya..

            -Doğru söyle hadi, bak üzülmicem, güzel olmamış dimi?

            -Birazcık sulu olmuş, hani içine biraz limon sıkılsa iyi pirinç çorbası olurmuş....

            -Ben biliyordum zaten beğenmediğini, zehir zıkkım olsun, bir daha sana pilav pişiren eşek olsun...

            -.................!?

 *

Kadını yöneten devleti yönetir, dedikleri bu olsa gerek..

-*-

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...