Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
DUVARDAKİ DELİĞİN GİZEMİ 3 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

DUVARDAKİ DELİĞİN GİZEMİ

DUVARDAKİ DELİK

            Hava çok soğuktu.Öğrenciler soğuktan bahçeye bile çıkamıyordu.Sıcacık yatağından zor bela kalkıp çeşmeden akan buz gibi suyla elini yüzünü yıkayıp, pencereden dışarı baktı.Her yer buz tutmuştu. “İnşallah bugün dışarıda işim olmaz” diye düşündü.

Hasan yatılı bir okulda işçiydi.Her zamanki gibi sabah erkenden kalkmış, kahvaltısını yapmıştı.Atölye duvarındaki iş listesinde 3/B sınıfının duvarında bir delik olduğunu ve bu deliğin çok acil kapatılması gerektiği yazıyordu.Sınıfa çıkıp pencereden eğilerek deliği görmeye çalıştı.Sınıf üçüncü katta olduğundan iskele kurup dışarıdan müdahaleyle delik kapatılabilirdi.

            Soğuktan üşümemek için en kalın elbiselerini ve beresini takıp istemeye istemeye işe başladı.İskele kurup sınıf katına çıktı.Duvardaki deliğe eğilince içeriden insanın içini ısıtan bir sıcaklığın dışarıya yayıldığını tüm üşümüşlüğü ile hissetti.Eldivenlerini çıkarıp buz gibi olan ellerini uzun süre delikten çıkan sıcak havayla ısıttı.Biraz doğrulunca gözleri sınıf penceresinden içeri takıldı.Gördüğü manzara içini ısıtmıştı.Sıcacık bir sınıf, sıcaktan mayışmış, uykulu gözlerle dersi dinlemeye çalışan öğrenciler, masada ders defterini dolduran mutlu bir öğretmen.

            Ben, dedi...Kendi kendine...Ben niye dışarıdayım, onlar niye içeride?Keşke bende öğrenci olsaydım, dedi...Öğrenci olmak için yaşı büyüktü.Yirmi yaşına gelmiş, askere gitmeye hazırlanıyordu.Öğrenci olamazdı..O zaman Öğretmen olsaydım da bende içeride sıcak bir sınıfta ders defteri dolduruyor olsaydım..diye düşündü.

            Bir yandan hazırladığı sıva malzemesi ile deliği kapatmaya çalışıyor bir yandan da aklına olmayacak hayaller geliyordu.Duvardaki deliği ne zaman kapattığını hatırlamıyordu bile.İçi geçmiş, iskelede oturduğu yerde uyumuş kalmıştı.Çok derinlerden bir ses geliyordu..

            -Hooop, Hasaaan! Hasan..Oğlum sana diyorum.Ses versene lan...

            -Burdayım Şef..

            -Lan oğlum, bir gün başımıza bela olacaksın, iskelede uyunur mu oğlum..Gece uyumadın mı sen?

            -Pardon şef..İçim geçmiş..

            -Pardon çıkalı senin gibi öküzler adam oldu...

            -.....!???

                                                            *

            Akşama doğru aklı başına gelir gibi oldu.Galiba iskelede içi geçip uyuduğunda, duvardaki delik dile gelip onunla konuşmuştu.

-Dile benden ne dilersen...

-Ben, öğretmen olmak istiyorum..

-Öğretmen mi? Daha büyük düşün...Doktor, mühendis, kaymakam, Vali....

-Öğretmen olsam yeter...

-İyi düşün...Öğretmenden fazlası olabilirsin..

-Ben sadece öğretmen olmak, sıcak bir sınıfta ders vermek istiyorum...

-Dileğin yerine gelsin, her şey istediğin gibi olsun...

-.......!??

 

                                                            *

Bir ay sonra askere gidecekti.Asker dönüşü babası evlendirmeyi düşünüyordu.Askerlik, evlilik, çoluk, çocuk...Offff...Orta sondan terkti.Yirmi yaşından sonrada okunmazdı ki..Akşam arkadaşlarıyla şehirde dolaşırken bir lisenin önünden geçiyorlardı. Okulun tabelasında “Akşam Lisesi” yazılıydı.İçeri girdi, okul açıktı.Bahçede dolaşanlar vardı ama hiç biri öğrenciye benzemiyordu. Koca koca adamlar ve hanımlar vardı.İçlerinden gözüne kestirdiği birine sordu;

            -Pardon, siz burada görevli misiniz?

            -Hayır, ben öğrenciyim..

            -Senin yaşın çok büyük değil mi abi, hiç öğrenciye benzemiyorsun...

            -Burası Akşam Lisesi..Zamanında liseyi okuyamayıp, yaşı geçenler, birde asker kaçakları askere gitmemek için bu okulu okuyorlar. Bende Maliyede aşçıyım..

            -Madem memursun, niye okuyorsun?

            -İleride emekli olurken derece ve kademem yükselsin diye okuyorum, mezun olunca belki üniversite sınavına girerim..

            -Ben orta sondan terkim, burada okuyabilir miyim?

            -Orta sonu bitirdin mi?

            -Hayır, tek dersten kaldım..

            -Tamam o zaman, getir tasdiknameni, tek dersten Akşam lisesine kayıt yaptırabilirsin..

            -Valla mı? Gerçek mi?

            -Evet.. Okullar açılalı iki hafta oldu ama belgelerini getirirsen kaydolabilirsin buraya..

                                                            *

            Hasan, dört yıl boyunca gündüzleri çalışarak geceleri de okuyarak  Akşam lisesinden mezun olmuş, Konya Selçuk Sınıf öğretmenliği Bölümünü kazanmıştı.İşçi olarak çalıştığı yatılı okulun müdürü;

            -Hasan seni tebrik ederim, inşallah üniversiteyi bitirip öğretmen olursan sana bu okulda görev vermek isterim.Allah yolunu açık etsin, diyerek uğurlamıştı.

            -İnşallah müdür Bey, mezun olursam mutlaka size uğrarım...

            Okul yılları çok çabuk ve eğlenceli geçmişti.Yıl kaybetmeden okuldan mezun olmuş, diplomayı cebine koymuştu.Ataması Kastamonu’ya çıkmıştı.Göreve başlamadan önce işçi olarak çalıştığı yatılı okula gidip mesai arkadaşlarıyla mezuniyet sevincini paylaşmak istiyordu.Okula geldiğinde, gözleri yıllar önce elleri üşüyerek kapattığı duvardaki delik izine takıldı.Geleceği ile ilgili vermiş olduğu kararı duvardaki bu deliği kapatırken almıştı.Minnet dolu gözlerle deliğin sıvayla kapanmış izine baktı.Bu sırada okul müdürü koşarak geldi;

            -Oooo, Hasan.. Hoş geldin...Tebrik ederim, öğretmen olmuşsun..

            -Sağolun Hocam, atamam Kastamonu’ya çıktı.Haftaya gidiyorum..

            -Hayatta göndermem..Benim Milli Eğitim Bakanlığında bir arkadaşım var.Atamanı hemen buraya yaptırım..

            -Ama Hocam, bir haksızlık olmasın..

            -Sen merak etme, ben her şeyi hallederim...

                                                            *

            Hava çok soğuktu, öğrenciler okul bahçesine bile çıkamıyordu.Hasan yıllar önce işçi olarak çalıştığı okula Sınıf öğretmeni olarak atanmıştı.Bekar olduğu için pansiyonda kalıyordu. Sıcacık yatağından zor bela kalkıp çeşmeden akan buz gibi suyla elini yüzünü yıkayıp, pencereden dışarı baktı.“İnşallah bugün dışarıda işim olmaz” diye geçirdi.Yemekhanede öğrencilerle birlikte kahvaltı yaptı.İlk dersine girmek için sınıfa girdiğinde gözleri doldu, hüzünlendi.Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Evet bu sınıf, yıllar önce duvarındaki deliğini sıvayla kapattığı 3/B sınıfıydı...

            Duvardaki delik, işçi Hasan'ı bugünlere öğretmen olarak taşıyan zaman geçidinin görünmez kapısını açmıştı.Bu görünmez kapı hala açık olmalıki, Öğretmen Hasan, kısa zamanda bulunduğu ilin Milli Eğitim Müdürü oldu.Yatılı okulun dış duvarları defalarca boyandığı halde 3/B sınıfının penceresinin altındaki delik izinin özellikle boyanmaması herkesin dikkatini çekiyor ama kimse bir anlam veremiyor.Bazı günler Milli Eğitim Müdürü Hasan Bey'in okula gidip duvardaki delikle konuştuğunu görenler bile var...Kimbilir? Belki bir gün gelir, Hasan Bey Vali'de olabilir...Belkide...Bakan..Niye olmasın...

           

                                                            *

                              NE OLDUM DEME, NE OLACAĞIM DE!

           

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...