SEVGİLİ DEĞİL, ARKADAŞIZ...
SEVGİLİ DEĞİL, ARKADAŞ ONLAR!
Gürbüz, bir kamu kurumunda memur olarak çalışıyordu.Adının Gürbüz olduğuna bakmayın.Cılız, tipsiz, gösterişsiz bir vücuda ve silik bir kişiliğe sahipti.Kendi halinde, sessiz, tepkisiz, itaatkar ve ne denilirse itiraz etmeden yapan muti bir memurdu.İki kelimeyi bir araya getiremeyecek kadar tutuk ve cansız bir konuşması vardı.Bekardı ama memur olma vasfı dışında bariz bir özelliği olmadığından bir sevgili bulma şansı yok denecek kadar azdı.Onun için “Dünyanın en çirkin kızına teklif etse, kabul edilmez” gözüyle bakılıyordu.
Çalıştığı kamu kurumu yeni kurulduğu için bütün çalışanlar genç ve bekardı.Kuruma yeni atamalar yapılmıştı.Yeni gelen memurların içinde bir tanesi ilk günden itibaren herkesin dikkatini çekmişti.Bir bakanın bir daha gözlerini alamadığı kadar güzel, uzun boylu, gösterişli, tatlı ve üstelik bekardı.Adı ilk günden itibaren bütün erkek memurların diline pelesenk olmuş, bayan memurlarında kıskançlık dolu bakışlarını üzerine çekmişti.Adı Selma idi. Selma göreve başladığı günden itibaren bitmek bilmeyen arkadaşlık ve evlilik tekliflerini keskin bir dille reddetti.Bütün bekar memurlar etrafında pervaz ediyor ama o kimseye yüz vermiyor, gerektiğinde tersliyordu.Aradan geçen kısa zamanda kendini Kazanova zanneden en inatçı ve yakışıklı tipler bile pes etmek zorunda kalmıştı. Olmaz denen oldu, akan sular durdu.Gürbüz’le Selma’nın sevgili oldukları haberi kurumda bomba etkisi meydana getirdi.Bütün memurlar işini gücünü bırakmış bu olmaz aşkı konuşuyorlardı.Dalyan gibi boylu poslu yakışıklı erkek memurlar ve doktoru, mühendisi bile beğenmeyip havalarından yanına yaklaşılmayan bekar bayan memurlar kıskançlık krizine girmiş kendi aralarında konuşuyorlardı;
“Hıhh..Selma’nın ki güzellik mi? Evlendikten sonra gör onu.İçi çürük dışı sağlam içi geçmiş kavun gibi kız…”
“Gürbüz’de fena değil hani…Biraz kendine baksa, ağzı laf yapsa..”
“Kızz! Bunlar birbirlerinde ne buldu Allah aşkına..?”
“Bu Selma’da çok paçoz bir kız.Bir sürü yakışıklı varken gitti, sümsük herife sevgili oldu..”
“Bu dünya böyle anam! Erkek yakışıklı olur , kız çirkin..Kız bir içim su olur, adam hayvan gibi çirkin...”
“Ulan! Şu Gürbüz’e bak..Ne yere bakan yürek yakan adammış..En güzel kızı gözümüzün içine baka baka götürdü..”
“Meğer karda yürüyüp, izini belli etmeyenlerdenmiş..”
“Biz boşuna dolandık kızın etrafında..Kız çirkinlerden hoşlanıyormuş..”
“Sahi, bu kız, Gürbüz’de ne buldu da, gitti ona yar oldu?”
“Ne bulacak oğlum…Gönül bu..Ota da konar, çirkine de..”
Bir gün kurumun en cadaloz memuru Mualla, Selma’yı bir kenara çekti.Hışımla sordu;
“Kız, sen aklını mı kaçırdın? Herkes sizin dedikodunuzu yapıyor.Gürbüz’le sevgili ayakları falan..”
“Sen ne diyorsun Mualla abla? Biz Gürbüz’le sevgili değil, arkadaşız…”
“Hıhh! Sen onu benim külahıma anlat.Gece gündüz berabersiniz, ne arkadaşlığı bu?”
“Biz sevgili değil, arkadaşız..Siz nasıl düşünürseniz düşünün.Beraber dolaşan her erkek ve kız sevgili mi oluyor?”
“Valla ben bilmem..Hem yakında kokusu çıkar bunun…Sen delisin vallahi..Etrafında bir sürü yakışıklı varken sen git elin çulsuzuna yapış…”
*********************
Giyimine kuşamına pek dikkat etmeyen ve paçoz giyinen Gürbüz’de, Selma ile çıkmaya başladıktan sonra herkesin dikkatini çeken değişiklikler oldu.Çok şık giyinmeye başladı.Hiç evden dışarı çıkmayan Gürbüz, Selma ile gezmekten eve gelemez oldu.Bütün düğünlerde, cemiyetlerde ve kokteyllerde kol kola boy gösteriyorlar, romantik danslarıyla dikkat çekiyorlardı.
Görevde yükselme sınavı sonucunda Selma kurumun şefi olunca yaptığı ilk iş Gürbüz’ün çalıştığı bölümü değiştirmek oldu.Yetkisini kullanarak Gürbüz’ü Muhasebe vezne sorumlusu yaptı.Kurumun yüklü miktarda parası artık Gürbüz’ün elinden geçiyordu.Selma kurumdaki yerini sağlamlaştırmış, kurum müdürünün tayini çıkınca yeni müdür de atanmayınca Gürbüz’ ede harcama yetkilisi görevini vermişti.Kurumda dedikodular alıp başını gitmişti.En son haber bomba gibiyidi.Gürbüz, doğum gününde Selma'ya ev ve araba hediye etmişti.Kulaktan kulağa yılbaşı büyük ikramiyesinin Gürbüz'e çıktığı söylentisi yayılıyordu.Ne şanslı bir adamdı bu Gürbüz.Hem aşkta kazanıyordu hemde kumarda...
************************
Kurum müdürlüğü sınavını kazanan Selma, başka bir şehre müdür olarak atandı.Yeni gelen müdür hesapları incelediğinde çok büyük miktardaki paranın kasada olmadığını fark etti. Hemen Gürbüz’ü çağırdı.Gürbüz, zimmetine geçirdiği paraları at yarışlarında ve sayısal lotoda kaybettiğini söyledi.Selma’nın doymak bilmez isteklerini karşılayamayınca kasadan azar azar zimmetine para geçirdiğini söyleyemedi.Çünkü Selma, Gürbüz'ü bu şekilde ifade vermesi için tehdit etmişti.Gürbüz'de hayalinde bile göremeyeceği peri kızını andıran Selma'nın büyüsüne kapılmış, o ne derse büyülenmiş gibi emrine amade olmuştu. Hem adli hem de idari soruşturma sonucunda Gürbüz memuriyetten atıldı ve beş yıl ağır hapis cezası aldı.Gürbüz’ün babası memleketindeki bütün tarlaları sattığı halde oğlunun zimmetine geçirdiği paraların faizini bile ödeyemedi.
Selma’ya gelince, soruşturmada adı bile geçmedi.Yeni atandığı kurum müdürlüğünün penceresinden, Gürbüzün kendisine hediye ettiği son model arabasına keyifle bakarak sigarasını tüttürüyor ve kendine yeni Gürbüzler aramanın hayalini kuruyor.Müdürlükteki bütün çalışanlar bu olanların Selma’nın başının altından çıktığını, Gürbüz’ü kullanıp paçavra gibi bir kenara attığını biliyordu.Ama kimse çıkıp bu konuda şikayette bile bulunmadı.Çünkü ortada söylenti ve dedikodudan başka somut bir delil yoktu.
İşte o günden beri kurumda beraber çıkmaya başlayan yeni sevgililer dairedeki meraklı gözlere “Biz sevgili değil, arkadaşız..” kinayesi yapıyorlar...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Enfes.... Öykü bu kadar güzel resmedilebilirdi. Kelimelerle resim çizmişsin sevgili dostum. Başarılarının devamını diliyorum.
Salih KURUOĞLU
31.1.2014
Beğendiğine çok sevindim Salih Bey kardeşim„ teşekkür ederim...
Mustafa Küçük
3.2.2014
Akıcı bi yazı, okuması çok keyifli.
Mustafa Dingil
1.2.2014
Mustafa Hocam, yorumunuz ve beğeniniz için teşekkürler...
Mustafa Küçük
3.2.2014
güzel olmuş hocam emeğinize sağlık
ömer aslan
11.2.2014
yorumun için teşekkür ederim Ömer Bey kardeşim.Hatırlarsın belki...Yaşanmış ve gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmış bir hikayedir.
Mustafa Küçük
12.2.2014
hocam yüreğinize sağlık akıcı ve öğüt verici..
Mehmet DOĞRU
18.3.2015
Mehmet Bey; beğendiğinize çok sevindim.Yorumunuz için çok teşekkür ederim...
Mustafa Küçük
18.3.2015
Hocam bu hikaye ve benzeri hikayeler, bluğ çağından sonra ders olarak okutulmalı. Uzun lafın kısası; uçkuruna hakim olmazsan, elindeki üçkuruşuna ve hayatına mal olur..Emeğinize sağlık..
OĞUZ G.
2.4.2015
Oğuz Bey; yorumunuz için çok teşekkür ederim.Yazılarımı okumanız, takip etmeniz ve yorum yazma nezaketiniz beni ziyadesiyle memnun ediyor.Çok sağolun...
Mustafa Küçük
2.4.2015