Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
YENGEÇ 1 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

YENGEÇ

 

                                                                    YENGEÇ

Yengeç avcılarının babadan oğula geçen geleneksel bir yöntemleri vardır.Yakaladıkları yengeçleri hiçbir zaman tek başına sepete atmazlar.Bilirler ki tek başına sepete atılan yengeç ne yapar eder sepetten kaçar.Sepetlere her zaman iki yada üç yengeci aynı anda koyarlar.Sepetten kaçmaya çalışan bir yengeç olursa diğer yengeçler mutlaka onu kıskaçlarıyla tutarak sepete geri çekerler.

Millet olarak yüzyıllardır hücrelerimizde taşınarak günümüze ulaşan genetik şifrelerimiz yengeçlerin genetik şifreleriyle neredeyse yüzde yüz uyuşuyor.Tek adam olma, tek adamlık ve bir Hakan’ın buyruğu altında toplanma en bariz özelliğimizdir.Tek adam olmak o kadarda kolay değildir.Önce kardeşlerin, sonra dişli rakiplerin alt edilmesi gerekir.Tek adam veya tek Hakan ölünce, sepetten kaçmaya çalışan yengeçlerin birbirlerini ayaklarından çekiştirmesine benzer “kardeş kavgaları” başlar..Ne zamana kadar? Sepette tek yengeç kalana kadar, kardeşlerin hepsi bertaraf edilene kadar bu mücadele devam eder.

Her ne kadar yerleşik hayata geçmiş olsak bile kalıtsal bir özellik haline gelmiş bu huyumuzdan taviz vermeyiz. İçimizden biri daha zengin olsa onu kıskanırız.Komşumuz bir katlı gecekondu yaparsa biz iki katlı gecekondu dikeriz.

Görevde yükselme sınavında başarılı olacağını tahmin ettiğimiz en yakın arkadaşımız bile olsa çelme takmaya çalışırız.İdareciler, sevmediği memurların sicilini düşük göstererek görevde yükselme sınavına girme ihtimalini ortadan kaldırır.

İdareci, mesleğinde en iyi olan, görev ve sorumluluklarını harfiyen yerine getiren müdür yardımcılarını değil, emrinden çıkmayan muti yardımcıları daha çok tutar ve önlerini açar.

Daha dün annemizin çiçekli yollarında koştururken bile kardeş kavgası yaparız. “Kardeş, kardeşin olduğunu da istemez, öldüğünü de istemez” atasözü millet olarak rekabetçi bir toplum olduğumuzun en büyük göstergesidir.

“Düşmanın yoksa kardeşinde mi yok” sözünü çok severiz.Sofrada kardeşimizin yumurtasına göz diker, kavga çıkartırız.Miras kavgalarımız meşhurdur.Bir karış toprak için kavga eder, bir çakıl taşı için savaş çıkartırız...

İlkokulda öğretmenin gözüne giren arkadaşlarımızı kıskanır ve onların gözden düşmesi için her şeyi yaparız.Yapamazsak kabahati öğretmende bulur, onu sevmeyiz.Ortaokulda kız arkadaşlarımızı paylaşamayız, kavga ederiz.Lise yıllarında bu kavgaları unutulmaz intikam hisleriyle geleceğe taşırız.

Askerde tertip kavgalarına bayılırız.Bizden bir gün sonra birliğe teslim olan koğuş arkadaşımıza sanki Genel Kurmay Başkanı gibi üstünlük taslayıp çakı gibi hazrola geçirip kendimize selam verdirmeye bayılırız. “Dede, torun, poşet vb” lakaplar takar bir alt devremizi ezmeye bayılırız.Çünkü askere ilk geldiğimiz günlerde bir üst tertipler bizi çok ezdiğinden bizimde alttakileri ezme hakkımız olduğuna inanırız.Veya bu devrecilik geleneksel bir davranış tarzı olarak yazılı olmayan mutlak bir kurala dönüştüğünden yapmak zorunda hissederiz.

Bu yengeçvari tavrı, öğretmen olunca ilk atandığımız okulda iliklerimize kadar hissederiz.Bir yıl boyunca “stajyer” olmanın “çırak” olmak manasına geldiğini anlarız.Her okulda yazılı olmayan bir kural vardır.Tecrübeli öğretmenler ya hiç nöbet tutmaz veya haftada bir gün en kolay yerde nöbet tutarlar.Yeni atanan stajyer öğretmenlere burnu sürtülsünde “adam olsun” düşüncesiyle her gün nöbet yazar, ders programlarını öyle bir alt üst ederiz ki mesleğe başladıkları ilk yılda analarından emdiği sütü burunlarından getirdiğimiz için kendimize “iyi bir idareci” gözüyle bakarız.

 

Fatih Sultan Mehmet Han zamanında esnafın dükkanına giren bir müşteriye “Ben bugünkü nafakamı çıkardım, birazda yan komşudan alışverin yapın” diyecek kadar diğergam bir yapıdan, en çok ben kazanayım, diğerleri hiç kazanmasın hırsına ulaşabilmek için insanlıktan çıkıp yengeçe dönüşebilmek, araştırılması gereken sosyolojik bir vakadır.

Yengeçlikten çıkıp karınca olmayı ne zaman başaracağız?

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...