Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
GÖZYAŞINI İÇİNE AKITMAK 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

GÖZYAŞINI İÇİNE AKITMAK

                                                             SIR

            Bir ilkbahar sabahı kuş cıvıltılarıyla uyandı.Geceden açık bıraktığı pencereden usul usul giren sabah yeli saçlarını okşuyordu.Biraz daha yatak keyfi yapabilmek için neler vermezdi ki…Her sabah çocuklardan önce kalkmak ve kahvaltıyı hazırlamak, kızarmış ekmeğe tereyağını sürüp “Haydi çocuklaaarr, kahvaltı hazııır. Okula geç kalacaksınız..” demek hem yorucu hem de çok keyifliydi.

            Aklından hiç geçmemişti cezaevinde infaz ve koruma memuru olmak.Boşandığı kocasının baskısıyla girmişti sınava ve kazanmıştı. Biraz düşününce “ iyi ki memur olmuşum…Yoksa napardım kadın başıma çocuklarla? En azından maaşım var, ele güne muhtaç olmaktansa…” tesellisiyle mutlu oluyordu.

            Beş günlük Erzurum semineri dönüşü aklı başında değildi.Sarhoş gibiydi, derdini kimselere anlatamayacak kadar güvensiz ve ürkek hissediyordu kendini.Gayri ihtiyari sarıldı çocuklarına.Onları hasretle bağrına bastı.Ağlıyordu ama hasretten değil.Uğradığı haksızlığın suskunluğu ve bir ana olmanın verdiği kutsallığa uzanan hoyratlığa boyun eğmenin ezikliği ile ağlıyordu.Hayalleri ve umut dolu dünyası kararmış, yüreği kırılmış cam parçalarıyla kıyım kıyım kyılmıştı.İçinde tarifi imkansız bir acı vardı.İnsanın kendine en güvendiği anın en güvensiz anı olduğunu acı bir tecrübeyle öğrenmişti.Çok güvendiği İnfaz Koruma Başmemurunun bir gece yarısı kaldığı odanın kapısını tıklatması, bir ihtiyacının olup olmadığını müşfik bir edayla sorması ve sonrasında olanlar…Hak aramak, haksızlığa uğramak…Kurtlar sofrasında kuzunun hak araması gibi bir şeydi bu…Bir sır olarak kalacak ve hiç kimse bilmeyecekti, kimse bilmemeliydi...

Kavgalı ayrıldığı eşiyle tekrar barıştı ve yeniden evlendiler.Değişen ne olmuştu? Kocası yine aynıydı.Ama evin direği, tüten ocağıydı.Dul bir kadının özgürlüğü, fırtınalı bir havada alabora olan gemi kadar tehlikeliydi.Sığınabileceği güvenli, sakin bir limana demir atmak ve hep orda kalmak istiyordu.Dayanamadı, içine akıttı gözyaşlarını…

                                                           *****

            Kocasıyla severek evlenmişlerdi.Ama “Keşke evlenmeseydim” pişmanlığını yaşıyordu.Kendisi memur olabilmiş ama kocası bir baltaya sap olamamıştı.Orda burada, geçici işlerde çalışıyordu.Çoğu kez işsizlikten evde kalıp “Şen dul Şaban” misali çocuklara bakıyordu.

Bir gün canına tak etti ve kocasını evden kovdu.Çocuklarına hem analık hem de babalık edecekti.Mali durumu iyiydi.İlk zamanlar özgürlüğün tadını çıkardı.Hayatına karışan yoktu.Ama dul olmanın, yemyeşil bir otlakta, etrafı aç kurtlarla çevrili besili bir kuzu olmak anlamına geldiğini bilmiyordu.Biriktirdiği paralar ile bir araba aldı ama kullanmasını bilmiyordu.Çok güvendiği ve babacan olarak bildiği amiri müşfik ve yardımsever bir edayla şoförlük öğretebileceğini söyleyince hiç düşünmeden kabul etti.Araba kullanmayı öğreneceği için heyecanlıydı.Bir kere bakabilseydi eğer o hain çakalın gözlerine, başına gelecekleri anlardı.

Kendine geldiğinde arabada yapayalnızdı.Neler olduğunu hatırlamak bile istemiyordu.Zayıftı, güçsüzdü...Çaresizliğin ne olduğunu anlamıştı.Şehir dışında ormanlık bir alandaydı ve araba kullanmayı bilmiyordu. Ama can havliyle eve gelebilmeyi başarabildi.Çocuklarına hasta olduğunu söyleyerek yatağına yattı.Başını yorganın altına sokarak bütün gerçeklerden kaçmak, herşeyi saklayan koyu karanlıklara kendini bırakmak ve doyasıya uyumak istiyordu. Kocasını evden kovduğuna pişman olmuştu.İşsiz bile olsa iyi- kötü bir koca evin direği ve tüten ocağı demekti...

Uyandığında kocasının sesini duyar gibi oldu.Çocuklarını özlemiş, dayanamayıp gelmiş olmalıydı.Geldiğine çok mutlu oldu.Pencereden yağan yağmuru izledi bir süre.Çocuklar babalarıyla oyun oynuyorlardı ve kahkahaları içini ısıtıyordu.Ama içini yakan bir kor vardı.Kocasından sakladığı, hatırlamak istemediği ve ömür boyu kimseye söyleyemeyeceği bir sır.Onunla beraber mezara kadar gidecekti...Dayanamadı, içine akıttı gözyaşlarını…

                                                                   *****

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...