Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
YENİ NESİL KİMİN ESERİ? 5 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

YENİ NESİL KİMİN ESERİ?

                                             GEÇMİŞE MAZİ DERLER, YA GELECEĞİMİZ?

         Hemen hemen herkesin diline pelesenk olmuş bir laf vardır.”Burası Türkiye...Olur böyle şeyler..” Bu deyim millet olarak toplumsal bilinç altımıza yerleşmiş sahtekarlık eğitimlerinden kaynaklanıyor.
İlk sahtekarlık eğitimlerimizi, karnemizdeki kırık notları çamaşır suyu ile silip yerine en yüksek notu yazıp ailemizi kandırarak almaya başladık.
         Yetmişli, seksenli yıllarda tembellikten yapılmayan ödevler için bahane hazırdı.”Öğretmenim, dün akşam elektrikler kesildi, ödevimi yapamadım...”
         Seksenli yıllardan başlayıp ikibinli yılların başına kadar devam eden sahtekarlık eğitimlerini hatırlayın...O yıllarda belediye otobüslerine ufacık renkli abonman biletleriyle biniliyordu.Öğrenci biletleri yeşil, tam biletler sarı renkli olurdu.Biletler o kadar küçüktü ki, renkli fon kağıtlarından sahte biletler yapılır ve kumbaraya atılırdı.Şoförün ruhu bile duymazdı.Belediye otobüs şirketi bu sahtekarlığı önlemek için her ay abonman biletlerinin rengini değiştirirdi ama özellikle öğrenciler gazete kağıdından bile çakma bilet yaparlardı.Öğrenciler okula iyi bir birey olabilmek için eğitim almaya giderlerdi ama ilk öğrendikleri ders okula sahte abonman biletiyle gitme dersi olurdu.
        Teknolojinin gelişmesiyle beraber çipli kartlar ortaya çıkıncaya devam etti bu masum sahtekarlık!
Üniversite sınavlarında o kadar çok kopya teşebbüsü oldu ki, çok basit bir sınav sisteminden çok karmaşık, bandrollü, karekodlu A,B,C,D gruplamalarından, kameralı, sesli kayıt uygulamalarına kadar sınav güvenliği en üst seviyeye çıkarıldı.Teknoloji gelişsede ösym sınavlarında kopya çekmenin önüne geçilebilmiş değil.
        İlkokul sıralarında başlayıp yetişkinlik dönemine taşıdığımız sahtekarlık eğitimlerimizi geliştirerek çalışma hayatımızda da hoyratça kullanmaya başladık.Yıl sonu muhasebe yetkilisine teslim ettiğimiz KDV fişlerimizin yüzde yüz doğru olduğuna kim inanır?Tabiki Kadir İnanır...Haketmediği halde haddinden fazla KDV iadesi alan çok sayıda çalışan vardır.Yıl sonu bütün çalışanlar fiş veya fatura peşinde koşar, esnafları dolaşır, limiti dolduramayanlar elle yazılan fişlerdeki rakamların yanına bir veya iki sıfır eklemekten çekinmezlerdi.
         İnşaat alanı yüz metrekare olan bir arsanın her iki kenarına birbuçuk metre balkon ekleyerek ikinci katta otuz metrekare yer kazanan akıllı müteahhit ve mühendislerimiz varken dar sokaklara itfaiyede giremez, ambulanslarda...
        Jetonlara delik açıp iple bağlayarak saatlerce telefonla konuşan sahtekarlar, penceresinin önünden geçen komşusunun telefon hattına toplu iğne batırarak bedavadan konuşanlara kadar o kadar çok eğitimli sahtekarımız var ki...
         Elektrik sayaçlarının ayarıyla oynayıp kaçak kullananlar, komşusundan kaçak internet hattı çekenler, kendini kız olarak tanıtıp facebook ve tweterdeki sazanları avlayan çapkınlardan
tutun, kendini polis veya savcı olarak tanıtıp hipnoz ettiği zavallıları donuna kadar soyan mezar hırsızlarına kadar o kadar çok yetişmiş ve eğitimli sahtekarımız var ki...
         Millet olarak bu becerilerimizi yurt dışınada ihraç etmeyi başarabilmiş bir toplumuz.Avrupada otomatik çalışan gazete, sakız, içecek, çikolata, kahve makinalarını para atmadan kullanabilen ilginç bir toplumuz...

         Eğitim şart diyoruz, hayatın her alanında eğitim alıyoruz, veriyoruz ama haybeye mi kürek çekiyoruz? Okullaşma oranımız düşükken okumamış cahillerden dert yanarken şimdi okumuş, mürekkep yalamış cahillerle uğraşmak deveye hendek atlatmaktan zor olsa gerek..
         Atatürkün “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” sözü aklıma geldikçe uykularım kaçıyor...

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...