FARK ET FARKLILIĞIMI...
İkinci Makas, Zonguldak'ta çingenelerin farklı bir kültürün içinde yokluk ama sonsuz özgürlük ve neşe içerisinde yaşadıkları yerdir.Ne zaman yolunun yakınlarından geçseniz hem yoklugun soğuklugunu hem de o sürekli eğlenme halinin sıcaklığını hissedersiniz.Başka bir dünyadır yani... Evin çocukları da mutlaka çalışıp eve para getirmek zorundadır.Cemil de onlardan biri.Sahil kafede denize karşı oturmuş çayımı yudumluyordum.
Cemil yaklaştı yanıma elinde peçetesiyle. İç sesim "Almamalısın" diyor şiddetle...alma ki satamasın Cemil peçetelerini ve çalıştırmasın bu yüzden ailesi...Ayak üstü sohbet ettikten sonra bana katılabileceğini söylüyorum,oturuyor yanıma. 6.sınıf öğrencisi olmuş büyümüş artık,başka kardeşleri de varmış.En büyük olmak zormuş "hep kabak onun başına patlıyormuş sonunda".Öyle güzel gülümseyerek anlatıyor ki bunları kocaman gözleri ışıl ışıl yanıyor.Gülmek,her çocuğa ne kadar da çok yakışıyor...Epey bronzlaşmış ama denizde değil "sokaklarda işte diyor,ben yüzmesini bilmem ki" Ne yapmak istiyorsun büyüyünce diyorum...güzeeeel soru diyor arkasına yaslanırken :) Rehberlik yapmak istiyorum,he bir de mimar olmak...Neden,kime rehberlik yapmak istiyorsun diyorum "İnsanlara" diyor,"yardım etmek için." Peki ya mimarlık? Nasıl evler çizeceksin mimar olunca diye sorunca yine tanıdık hareket.Güzeeel soruuu...arkasına yaslanıyor keyifle.. Büyük evler,ferah,güneş alan ve güvenli diyor depremde yıkılmasın diye..Peki diyorum engelli vatandaşlarımız var tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan mesela...onları da düşünecek misin? Onlar için ne yapabilirsin diye sorunca...yine gecikmiyor gülümsemesi ve "Güzeeel soruusu" :) Onlar için rampalar yapacakmış merdivenlere hatta yürüyen merdiven bile yapabilirim tekerlekli sandalyelerin çıkabileceği diye ekliyor sevinçle...
Karşımda pırlanta gibi bir nesil,bir örnek var...çocukları bu yüzden çok seviyorum işte,umut onların ışıl ışıl yanan gözlerinde... Ders notlarını soruyorum.Matematik 2,İngilizce çok zooor ders.Öğretmen kızıyormuş yanlış okuyunca!? İyi bir mimar olmak için Matematik önemli diyorum,başını sallıyor. Sonra yine arkasına yaslanıp "Ben de sana bir şey sorayım şimdi de" diyor...Geliyor diyorum uzmanlık sorusu içimden,hakikaten öyle de oluyor."Sence bu alan kaç metre,şu alan kaç metre?" Bana metre,alan hesaplama sormak yapabileceği en iyi şeydi,yakalıyor. Arkama yaslanma sırası bende...Güzeel soru diyorum :) Ama cevabım yok...Sen biliyor musun diyorum anında cevap veriyor.Burası 49 şurası da 59 metre...adımlarımla ölçtüm...Sahil boyunca bahsettiği yerlere bakıyorum,yıllardır dolaştığım yerler bırakın ölçmeyi hiç bu gözle bakmamışım... Cemil, yine diğer çocuklarda olduğu gibi bir dolu soruyla bana veda edip gidiyor...Cemil, mimar olmak istiyor.Üstelik her şeyi düşünen duyarlı bir mimar.Evde adımını ölçüp sonra adımıyla alan hesaplıyor ama okulda Matematik dersinden 2 alıyor...
Cemil,öğretmenlik mesleğini önemli yapan en önemli noktaya parmak basıyor anlattıklarıyla...diyor ki gör beni...gör benim gibi öğrencilerini...bakma notuma,derste senden korktuğum için parmak kaldıramamama...ışık ol,yolumu aydınlat,sahip olduğum becerilerimi gör,fark et farklılığımı!
* Fotoğraf için Özge Deniz Arpaguş'a teşekkürler...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...