Kütüphane
Hayat bilgelerim evdeki kitaplarını sınıf arkadaşları ile paylaşmayı keşfettiler. Poşet poşet kitap taşıyorlar bu günlerde sınıfa. Okuma saatlari düzenliyoruz. Yeni yeni kitaplar daha çok ilgi daha çok merak. Kitap getirenlerin yüzlerinde haklı bir gurur. Okuyanların yüzlerinde beni memnun etmiş olmanı verdiği bir sevinç. Kütüphane sessizliği oluşturma çabasındalar, anlattığım kadarıyla çok sessiz bir ortam olduğunu biliyorlar. Kitabını bitiren bir yenisini almak için değiş tokuş yapıyor ama gürültü oluyor ve ne yapacakları konusunda şaşkınlar. Kural belirliyoruz hemen, bitiren parmak kaldırıyor, başka bir parmak da hava da ise birbirleriyle değiş tokuş ediyorlar. Bir süre geçiyor ve belirlediğimiz kural işlevini yitiriveriyor. öğretmenim ben kitap değiştirmek için parmak kaldırmıyorum, dayanışma ne demek? Hmmm, bilinmeyen kelime soranlar, su içme izni, wc izini..... Değiş tokuş parmağıyla diğeri karıştı. Bir miniğim elinde tuttuğu kitabı kaldırıyor gayri ihtiyari. Tam kitap değil parmak kaldıracağız demeye hazırlanıyorum ki ŞİMŞEK!!! Afferin ay parçalarım diyorum yüksek sesle Bakın çözdünüz sorunu. Kitap değiştirmek isteyenler kitabını kaldırsın. Benimle ilgili bir şey ise parmak kaldıralım. Yeni bulduğunuz kural benim bulduğumdan daha kullanışlı ve güzel. Kocamaaaannn bir ders boyunca kütüphanedeyiz. Tıkır tıkır işliyor sistem çünkü yarattıkları sistemi çökertmiyorlar. Çünkü baskı ile koyulmadı kural, kendileri geliştirdi. İnsan doğasına uygun, başkaldırmaya gerek yok, kural koyucu yok. Hemen dışarı çıkıp, idareci öğretmen kimi bulursam çağrılıyor. Bir kaç dakika gözlem yapan Afferin size diyor ve çıkıyor. Gurur katlanıyor, 4 elle sarılıyorlar şimdi kurallarına. Başka kimlere göstersek de takdir toplasak. Ben minik bir yüreğim takdir isterim, fark edilmek isterim, başarım ödüllendirilsin isterim. Sizin ağzınızdan çıkan en ufak bir güzel sözcük benim minik dünyam için ne kadar kıymetli. ( dünden kalanlar )
Yazarken bir yandan vicdan saati uygulamam ile zamanı geriye alıyorum. Hastaydım,kırgındım biraz bu gün. Hastaydılar benimle birlikte. Verimsiz dağınık bir günümüzdeydik. Sizin başınız ağrıyor ya, sanki benim başım ağrıyor öğretmenim. Hiç bir Geçmiş Olsun' un bu sözün yanında değeri kalmıyor. Geçmiş olsun dediklerimi düşünüyorum...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...