KÖYÜM, GÜZEL KÖYÜM...
Köyümüzde bir Talat Amcamız var. Eskiden elinde bastonu ve hücum borusuna benzeyen bir çalgı aletiyle dağ bayır gezerdi. Şimdilerde yaşının da verdiği yorgunlukla pek gezmiyor. Küçük kulübesinde inzivada sayılır. Aksileşti, huysuzlaştı. Kötü biri değildir. İyi niyetli aksi bir amca işte. Yukarı Bak ( Up) animasyonundaki karakter gibi.
Köyümüzün, şu eski zaman filmlerinde gördüğümüz bir otobüsü vardı. Zamanının çoğunu insan gücü ile çalışarak geçiren. Her çamur birikintisine saplanır garip garip sesler çıkarırdı. Zamana yenik düştü o da. Şoförü de bıraktı, yoruldu şimdi otel işletmeciliğine soyundu. 9 odalı bir oteli var. Kendi yağında kavruluyor.
Köyün yeni geçim kaynağının ilk temsilcisi eski kurtlardan Talat Amca aslında. Köy misafir akınına uğramaya başlayınca küçük kulübesine sığdırabildiği kadar yatak koydu ve bir nevi pansiyon yaptı. Zamanla gelen misafir akını çoğaldıkça burası yetmemeye başladı. Uyanık şoför bu fırsatı kaçırmadı ve oteli dikiverdi.
Bu iki insanın köyümüzde önemli bir yeri var. İkisi de karakteristik özelliklere sahip. Talat Amca aksi, huysuz, dediğim dedik bir amca. Elde baston, masasında eskiden kullandığı o garip sesler çıkaran çalgı aleti. Şoför eskiden kalma bir alışkanlığı hala sürdüren bir tip. Otobüs dolmadan hareket etmeme mantığını otel işletmeciliğinde de sürdürme gayretinde.
Biraz da köyümüzün tarihinden bahsedelim. Bildiğimiz, ilk olarak Ali ve Eda çiftinin yerleştiği. Büyük kızları Lale, sonra ufaklık Ela. Lale şehirde okulda. Evin yanında kocaman bir elma ağacı. Üzerinde bir leylek yuvası. Yan tarafta ahır,köpek kulübesi, kümes. Bir köy evinde ihtiyaç olacak her şey. Tırpan,balta,keser,elek, buğday, un, tarla aklınıza gelebilecek her şey işte.
Böyle bir köyde öğretmenlik yapmanın bir çok avantajı vardır,katılırsınız sanırım. Birinci sınıf okutuyorsanız her yer malzeme doludur, günlük hayatın içinden. Bebekler eee eeee eee diye uyutulur. Ela,Lale, Ali birleştirmeyi ilk öğrendikleri insanlar tanıdık bildik kişilerdir. Leylek yazarken yuvasını görür. Elek derken Eda’ nın un elemesini, Ali’ nin buğday biçmesi ile buğdayın ekmek olana kadar ki yolculuğunu öğrenir. Otobüse inenler binenler derken toplar çıkarır. Talat’ ın çalgısıyla Tüüüüüü der, t sesini, otobüsün çamurda saplanmasından nnnnn sesini, motorundan çıkan rrrrrr sesini duyar. Ağaçları, meyveleri, sebzeleri, evcil hayvanları-yaşadıkları yerleri, yabani hayvanları-barındıkları yerleri kolayca zihnine işler. Ne kadar çok avantajınız olduğunu kazanımları düşününce kestirebiliyorsunuz değil mi.
Şansa bakın, siz sınıf veya kazanımlarda ilerledikçe köy de değişir. Sanki size yardım etmek ister gibi. Talat pansiyon açar, şoför otel kurar. Aksi Talat Amca pansiyona 9 yatak atar, fazlasını da almam, bir yatak daha da koymam der. Aksi adam işte, huysuz ne olacak. Şoför eskiden getirdiği alışkanlıkları sürdürür. Her biri 10 kişilik olan odaların kapısı sayıyı tamamlamadan gelmezseniz açılmaz. İlla 10 olacak, 9 olursan bile Talat’ ın pansiyonuna yollar misafirleri. Ayrıca bu davranışlar onların kişilik özellikleri karakterlerini de yansıtmaktadır. Birisi hayat bilgisi kazanımlarını okumuş da fiziksel özellik, kişisel özellik anlatır gibi.
Köye 15 kişi gelir. En fazla üç kez dener yavrularınız ve artık 99 kişiye kadar kaç kişi gelirse gelsin hemen pansiyona ve otele yerleştirir. 10’ ar 10’ ar otele, kalanları pansiyona. 2. sınıfa gelene kadar bunun adını otel ve pansiyon veya Talat’ ın evi, şoförün oteli olarak bilir. Öyle bilsin ne çıkar. Gören de misafir ağırlamıyoruz da onluk birliklere ayırıyoruz sanır. Köyde sürekli işimizi zorlaştıran şeyler yaşanır. Yardım isteyenler, problemini çözemeyenler, sorunlarını halledemeyenle olur. Biz hep onlarla, onların üzerinde konuşur doğruyu öğretiriz. Biz zaten bunları bildiğimiz için onlara kolayca yardım ederiz. Sanki hayat bilgisindeki kazanımları onlara da kazandırır gibi.
Talat’ ın evine önce 8, sonra kişi gelir sonra 7 misafir daha, aha ne yapacağız der biri. Güleriz aha ne deriz. Biri kalkar nezaketi anlatır. Karşımıza çıkan bu probleme bakarız. Eee bunlar 15 kişi oldu ne yapalım. Bir tanesi yardım eder Talat amcasına. Der ki ‘Amca, beşini sen misafir et on tanesi otelde bir oda tutsun.’ Nasıl da tatlıya bağlarlar hemen. Sanki 2. sınıfta eldeli toplama yapar gibi. Küçüklüğümde anlamadığım ‘ elde vaaarrrr biiiiirrrr’ cümlesini açıklar gibi 1 oda tutar otelden. Veya otel ve pansiyonda kalan 71 kişiden 38 tanesi şehre geri dönmek isteyince şoförden rica edip bir oda dolusu kişi alır Talat’ ın kapısında bekleyen diğer 1 tane ile birleştirir ve içlerinden 8 tane seçer. Kanlını pansiyona geri gönderir. Boşalttığı odayı unutmadan 3 oda dolusu insan daha alarak 38 kişiyi şehre gönderir. Köyde kaç misafir kalmış şıp diye söyler. Sanki onluk bozarak çıkarma yapıyormuş gibi. Hmmm, komşuya gitmek bu demekmiş, aslında bir almıyor,bir oda dolusu insan alıyormuşuz,yani on taneymiş ondan öle öle oluyormuş.
Netice de sizlerin başta okurken var olan bir köyden bahsettiğimi sandığınız ( en azından tahmin) köy birinci sınıftan beri bizim yakından tanıdığımız, meşhur ettiğimiz için bu günlerde sürekli misafir akınına uğrayan hayali bir köy. Kocaman bir resim, ay parçalarımla birlikte çizdiğimiz. Her köşesinde izimiz var. Aaaaaaaaaaa diye bağırarak a sesini öğrenirken köyde yaşanan macerayı bu gün sorduğumda belleklerinde taptaze duruyor. Ağaçtan ağaca zıplayan Ali’ yi, neden zıpladığını, dün gibi anlatıyorlar. 2. Sınıfa kadar onluk birlik duymadılar ama verdiğim her sayıyı-misafiri odalarına yerleştirip yataklarına yatırdılar. Gelenler çok memnun kaldılar, biz de. Misafirperverliğimizden kimse şüphe edemez, bu güne kadar kimseyi kurda kuşa yem etmedik çok şükür. Hep gelenler vardı hiç giden yoktu. Şimdilerde gelen onca kişinin nasıl gittiğini de öğreniyoruz. Yarın sorsam onluk bozarak çıkarma nedir? Kaçı cevap verir acaba? Peki kaç tanesi onluk almak nedir söyler.
Disiplinler arası ilişkilendirme, herhalde diğer adıyla KOCAMAN KOCAMAN resim ÇİZDİRME…
Tabi ki macera devam ediyor köyde. Zaman zaman anlatırız hikayelerimizi size….
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...