Ömer
Serbest etkinlik; yanılmıyorsam kağıt katlama yapıyor Ay Parçaları. Dosyalarımı düzenlemem lazım ( bu konularda pek duyarlı değilimdir) Esti işte uğraşıyorum ben de kağıtlarla. Hiç işi olmadığı halde üst üste yığdığım kağıtları karıştırıyor Ömer. Cümleyi tam hatırlamasam da üslubumu hatırlıyorum. Sertti. Aniydi. Neden bilmiyorum, haftanın yoğunluğu belki, belki de işimi değil de işimin bir parçası görünen gereksiz evrak yığını ile uğraşmam, her neyse. Farzedelim ''Orda seni ilgilendiren bir şey yok, niye karıştıyorsun onları? '' şeklinde bir çıkış benden. Tokat geldi hemen : Ama ben meraklıyım öğretmenim ne yapabilirim?
Beden eğitimi derslerinde konulmuş bir kural ! olarak olarak ders esnasında tekrar okula girmek yasak! Yani susadınız, teneffüsü bekleyeceksiniz. Ne kadar sessiz olduğunuzun pek bir önemi yok. Dedim ya kural ve yasak.
- Öğretmenim su içmeye girebilir miyim? ( yine Ömer )
- Biliyorsun teneffüse kadar buna izin veremem vs vs gibi bir açıklama. Kuralı ve nedenini tekrar hatırlatma.
- Ama çok susadım
- Olmaz
- Hemen çıkarım
- Hayır! Neden ısrar etmeyi sürdürüyorsun? Bu, kuralı ya da cevabımı değiştirmeyecek biliyorsun?
- Olsun, belki değiştirir....
Ömer, 1. sınıfta ilk geldiğinde babasının arkasından ağlayan ve ilk dönem boyunca sınıfın en sessiz en sefil duran öğrencisi. En kısa boylusu. Arap atları da kısaydı yanılmıyorsam, Ömer benzetmem için özür dilerim. Öyle bir koştu ki sonradan, önce sınıf başkanlığını kaptı. Sonra derslerde hızla yükselen bir başarı grafiği. Özgüvende müthiş bir artış. İyi seviyede bir espri anlayışı. Atom karınca lakaplı.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...