Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Hayat-Sosyal-Gelecek 6 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Hayat-Sosyal-Gelecek

Siyah kurdela simgesi göğsüme iliklenmiş olarak aralarına girdiğimde fısıltılar kaçınılmaz olarak başladı. Defter doldurma vs gibi işlerle biraz izin verdim. Kulağıma ne acabalar, ben biliyorumlar çalındı. Bayrağın neden yarıya inmiş olabileceğini sorarak başladım konuşmaya. En son ne zaman bayrağı yarıya indirmiştik, sebebi neydi ile devam ettim yol göstermeye. Ülkemizi derinden etkileyen Soma acımızdan, 3 günlük yastan, acılarını paylaşmaya çalıştığımızı gösteren sembolden somutlaştırmaya geçtim. Kasabamızdaki her aileden bir kişinin ölümü kadar ciddi bir olay olduğundan bahsederken masum yüzlerinde oluşan acıyı gördüm. Gerçekten hissettiler, hissettik...

Sözü bıraktım, dili döndüğünce gördükleri, duydukları haberleri paylaştılar. ''Sedye kirlenmesin, arkadaşımı önce çıkarın'' içimize oturan cümleler. Duymuşlar, etkilenmişler paylaştılar. Hayatımızdan örneklerle birleştirdik. Okulumuzun temizliğine yaralı bir işçinin can derdindeyken bile dikkat ettiği kadar edebiliyor muyuza kadar geldik. Düşen bir arkadaşımıza omuz verebiliyor muyuz, elinden tutup kaldırabiliyor muyuza uğradık. 

Hepinizden tek bir şey istiyorum; notlarınız dersleriniz elbette önemli, bunlar şu an için sizin öncelikleriniz. Bir önceliğiniz de, yaşadığımız acı tatlı olaylarda birlikte olabilmemiz. Yarının büyükleri olarak yere düşen pahalı telefonunuza ah ettiğinizden çok düşen arkadaşınıza ah edemiyorsanız, el uzatamıyorsanız notlarımız derslerimiz anlamsız bilgi yığınları olarak kalır dedim.

Büyüdüğünüzde sizden tek istediğim vicdanlı olmanız, yani içinizdeki sesin yanlış yanlış diye bağırdığı bir şeyi yapmamanız dedim.

Bu günlerden o sesi dinleyerek büyüdüklerinde, yetişkin olduklarında da o sesin yanlışa saptırmayacağından eminim.

Çok şey konuştuk, acılar büyük küçük demeden insanları yakınlaştırıyor, keşke yaşanmasalar tabi. Görevimin hayata hazırlamak olduğunu düşünürek hiç çekinmeden acımı paylaştım, kederime,kederimize ortak ettim, ulus olarak bir yerimiz kanıyorsa hepimizin o acıya ortak olduğunu belirttim. Bu yıl 4. sınıflarlayım, ilk yılım hariç hiç bu yaş grubuyla olmadım. Daha küçük olsalar ne kadar paylaşırdım bilmiyorum. Doğru mu yanlış mı yaptım onu da bilmiyorum. İnsani boyutunun ötesinde bir şey konuşmadığımızdan, onlara bahsettiğim, benim içimdeki ses DOĞRU DOĞRU diye bağırıyordu dersten çıkarken. 

Fotokopi ile çoğalttığım kömür karası kurdela sembolleri öğretmenler odasında duruyordu, ulus yasta, hatta uluslar arası bir yas söz konusu, bir çok arkadaşım karalara bürünmüş, ilk tenefüs biterken tüm arkadaşlarım göğüslerinde kurdelaları ile sınıflarına doğru yol alıyorlardı. Öğrencilerden de anlayan, farkına varan, veya öğretmenim o ne diye soran, bir farkındalık yaratabildiklerimiz arasından Ben de istiyorum diyen olur diye 40-50 yedek masada. 

Sınıfıma girdiğimde tüylerim diken diken oldu. Gelecekten hala umudum var dedim. Siz ne güzelsiniz dedim. Ben belki gelip benden isterler diye düşünürken, elleri ile siyah kurdela çizdikleri kağıtları göğüslerine iliklemişlerdi bile o bir çay arasında. O gün kaç yüz tane çoğaltıldı ikinci tenefüsle birlikte bilmiyorum, kaçında ne derece bir farklılık yaratabildiğimizi de... Bunu buraya taşımak ne kadar doğru,üzerine günce yazmak ne kadar bilmiyorum.

 

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...