Orada Bir Köy Var Uzakta - 3 / Köye Maya Çalmak
-Hocam satranç oynar mısın? demişti, oynadım pek de ciddiye almayarak. Ciddiye almadığımdan olacak kaybettim ilk oyunu, bir daha oynayalım dedi tütünü sararak. Bu kez daha önceden satranca ilgi duyduğum yıllardan kalan bilgilerimi daha fazla kullanıp, açılış oyunları saldırı hamleleri ile oynadım ciddiye alarak. Kaybettim.
Çalıştığım yıllar içinde kaç kez ilçede turnuvalara götürmek istedim nasip olmadı. Köyün orta yaş grubu tavla okey kağıt oyunları yerine satranca merak salmış ve hatırı sayılır oyuncular haline gelmişti. Okul yıllarında muhtemelen satranç ile tanıştırılmışlar ve maya tutmuştu. Yıllar içinde kitaptan değil, tecrübe ile ilerlemişti oyun becerileri.
Bir köy okuluna atandığımızda okul ile ilgili yaşayabileceğimiz yüzlerce sorunun yanında, tamamen farklı kültürlerden geliyor olmak, bazen dil problemleri çekmek, hayata farklı gözlerden bakıyor olmak ve daha onlarcası sayılabilir.
İçine düşebileceğimiz ilk hata; fikirlerimizin, işimizin hatta kendimizin onlardan daha üstün olduğu yanılgısıdır. Çoğunluğu ilkokulu bitirme fırsatını ancak yakalayabilmiş, bir çoğu sakalının çıktığı yaşlarda okula gidebilmiş insanlarla, ''okumuş adamım'' yanılgısına düşerek aslında problemleri biz tetikleriz. İlk etapta köyün ileri gelen otorite simgeleri ile sıkıntı yaşarız; muhtar, imam veya varsa köyü bir sözü ile arkasına takan büyüklerden biri. Güç savaşına yapmanın, otorite benim kavgasına girmenin hiçbir kazancı yoktur.
Öncelikle bizi tanımak için, yaptıkları ziyaretlerde nerelisin, evli misin gibi soruların ardından siyasi görüşümüz, inancımız gibi sorular gelir. Bunları cevaplarken elbet görüşlerimizi ortaya koyabiliriz, bunu yaparken bölgenin, köyün veya yaşayanların hassasiyetlerini göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Bunları bir iki hafta içinde çevre köylerde çalışan öğretmen arkadaşlarımızdan, yaşayanlarla yaptığımız sohbetlerden çok kolay anlayabiliriz. Tavrımızı buna göre şekillendirirsek sıkıntılarımız asgari düzeye inecektir. Elbet değişin demek değil bu anlaşılacağı gibi. Her zaman ortak amacımızın çocukların geleceği olduğunu vurgulamalıyız. Onlar için orda olduğumuzu, tüm çabamızın bu olduğunu sürekli dile getirmeliyiz. Bu bize işimiz için orada olduğumuz, başka hiçbir niyetimiz olmadığı imajını kazandırır ki bu çok önemlidir. Tek başınıza yapamayacağınız her konuda destek alabilmenin yollarından biridir. Ortak amaç oluşturmuş oluruz. Tabi kesin çizgilerimiz varsa onları da koymalıyız. Bunu nasıl yapabileceğimiz biraz iletişim becerilerimize kalmış, zamanlamasını doğru yapmak, doğru dili kullanmak gerekir. Çoğunlukla sınıfta koyduğumuz kurallar gibi açıkça belirttiğimizde kuralımıza uyulur. Okul bahçesine sigara ile girmemelerini istiyorsak bunu dert etmek, dikkat etmemelerinden yakınmak yerine uygun bir şekilde söyleyelim. Genelde gençler okul bahçesinde futbol oynamayı severler. Ders saatleri içinde özellikle öğleden sonraya denk gelen saatlerde orada olmaları muhtemeldir. Dersi engellediğini belirtip, içerdekilerin hepsinin bir şekilde yakınları olduğu vurgusunu yaparak, oyunlarını ders saatleri bitimine ertelemelerini istediğinizde bu kural haline gelecektir. Bahçe kenarında toplanıp dersi bitirmemin beklendiğine çok şahit olmuşumdur. Hatta seviyorsanız futbol, voleybol vs ders bitiminde aralarına katılmanız ekstra puan kazandıracaktır.
Çocuğu olanlara hayırlı olsuna veya hastaya geçmiş olsuna uğramak, cenaze varsa başsağlığı dilemek için orada olmak olmazsa olmazlardandır. Hiçbir amacı olmasa bile insani bir görevdir neticede. İlk ikisini es geçsek bile, taziyeler kesinlikle katılmamız gereken durumlardır. Bize duyulan saygıyı bir anda en üst düzeye taşır. Köy büyüklerinin gözünde çok önemli bir yere gelmemizi sağlar. İnanın oraya gittiğimizde otorite temsilcisinden daha az saygı görmeyiz zaten. Hemen yanına oturtulur, en iyi şekilde ağırlanmaya çalışılır. Olası bir problem yaşamamız durumunda ileri gelenlerin müdahalesinde oylar bizden yana döner bu şekilde. Kişi veya durum, problem ne ise de otorite temsilcisi bizi destekleyecek, çatal sesleri bastıracaktır. İşin çoğunu kendileri yapmış olduğundan oklar bize dönmeden, cepheleşmeden sorunumuzu çözmüş oluruz. Bir diğer problem okul için elbirliği ile yapılacak, güç isteyen işlerde harekete geçmelerini sağlamaktır. Okulun bir tamir işinin birlikte yapılması, odun getirilmesi gibi örnekler. Burada yine becerilerimiz ve iletişim gücümüz devreye girer. Yaratıcı olmak gerekir. Daha yakın olduklarımızı diğerlerini harekete geçirmek için kullanabiliriz. Çoğunluğun bir araya geldiği ortamlarda ( Cuma namazı gibi ) birinin devreye girmesini sağlayıp sorunu dile getirebiliriz. Ertelenmesine izin vermeden kararın çıkmasını sağlamaya çalışmak önemlidir. Örnek; yarın saat şu, hemen gidelim gibi kararlar çıkmasını sağlamalıyız.
Köy çocukluğu olan şanslılardan biri olarak, köydeki öğretmenin ihtiyaç halinde okul alanlarını köylüye açması, faaliyetlere katılması, davetlere gelmesinin onu nasıl bizden biri yaptığına şahit olmuşumdur. Hala saygıyla anılanlar bu öğretmenlerdir. Çoğu zaman, ufku köy sınırlarının dışı olamamış zaten ihtiyaç da duymamış kişilerin çocuklarının ufkunu genişlettiğimizi unutmamalıyız.
Çocuklar ebeveynlerini seçemezler. İşimizin onların hayata mümkün olan en fazla donanımla hazırlanması olduğunu unutmadan, imkânları en üst düzeyde kullanarak eğitim-öğretimi yürütmek olduğunu aklımızdan çıkarmadan hareket etmemiz gerekir. Değişim çocuklardan başlayacaktır. Değerlerini en üst düzeyde koruyan, mayası bozulmadan, düşünen nesillerin temeli oradan atılacaktır.
Birçok problemimizi çözmek konusunda paylaşabileceğim en temel reçete iletişimdir. Uzak durarak, kendimizi köyden ayırarak, düğünde sevincini, ölümde acısını paylaşmayarak daha sonra okul işlerine ortak olmalarını beklemek hayaldir.
Bizler çaldığımız mayanın ne hale geldiğini ancak yıllar sonra görebilen bir meslek grubunun temsilcileriyiz.
( Bazı cümleleri ne kadar toparlamaya çalışsam da yanlış anlaşılmalara sebep vermemek adına, köylü-şehirli, iyi-kötü ayırımı yapmadığımı tekrardan belirtmek istedim. Aslolan insandır ve her türlüsü her yerde karşımıza çıkabilir, olumlu-olumsuz. )
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...