Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
AKTİF ÖĞRENİRKEN 4 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

AKTİF ÖĞRENİRKEN

                       AKTİF ÖĞRENME TEKNİKLERİNDEN   ALABİLDİKLERİM

 

Başlangıçtaki dersleri kaydımın geç yapılmasından dolayı kaçırdım. Arşivlere girmeyi de başaramıyorum.

Takip edebildiğim kadarıyla ÖRAV’ın bu güzel eğitim dünyasının öğrenme ve öğretme tekniklerimizi güncellemeyi, öğrenilen bilgilerin kalıcı olmasını ; daha kısa zamanda ve etkin şekilde öğrenebilmeyi ve mutlu , öğrenmeye karşı istekli nesiller yetiştirebilmeyi hedefleyen e-eğitim dünyasıyla yeni tanıştım.

   “Bu akşam yeni neler öğreneceğim, acaba?” sorularıyla derslerim başlıyordu.

Keyifli geçen derslerimden bende kalanları kısaca yazmak istiyorum.

Sınıftaki oturma düzeninin öğrencilerin dünyasını nasıl etkilediğini gördüm. Klasiğin dışında bir sınıf düzeni.

Ben sınıflarımı büyük bir heyecanla “U” şeklinde düzenledim. Öğrencilerim çok mutlu oldular ve derse katılımları daha etkindi. 8. sınıfımda “U” şekline dönüştürdüğüm sıralarımda öğrencilerim birbirlerini rahatlıkla görebiliyorlar .Ayrıca ben sınıfa daha iyi hakim oluyordum. Sınıf mevcudu,   on sekiz öğrenciden ibaret olunca   bizim için her şey mükemmeldi. Branş öğretmeni olunca bunu sadece bir hafta uygulayabildim çünkü diğer arkadaşlarım düzenin bozulmasından (!) rahatsız oldular, özellikle sayısal derslerin öğretmenleri. Kendileri tahtayı kullanırken   bu şekildeki sıra düzeninin etkisiyle öğrencilerinin dikkatlerinin dağıldığını söylediler. Ben de eski düzene dönmek durumunda kaldım.

   Buraya bir anımı da yazmadan geçemeyeceğim. ”U” düzenine geçtikten sonra ikinci ders saatinde iki öğrencimin göz iletişimi kurmadıklarını fark ettim. Oysa eskiden yakın arkadaştılar. Şaşırdım. Aniden “Sizin aranızda bir sorun mu var?” dedim. İkisi de sadece sözcüklerle hayır , diyebildiler. Derste sessiz kaldım. Teneffüste sadece biriyle(yalnız bırakılmış olanla) konuşabildim.

   Ağladı, konuşulan her şeyin aramızda kalması koşuluyla durumu benimle paylaştı. Öğrencilerim ne zamandır konuşmuyorlarmış arkadaşlar biliyor musunuz? Tam iki aydır, konuşmuyorlarmış.

   Bu oturma düzeni olmasaydı ben bunu hiç fark edemeyebilirdim de. Bir öğrencimin içini dökmesine, rahatlamasına vesile oldu bu oturma düzeni. Kalabalık olmayan sınıflar için mükemmel düzen.

   Uygulamayı yaptığım bir hafta içinde hızlı bir şekilde dörder/altışar kişilik gruplara da hızla geçebiliyorduk.

Bu deneyimden sonra branş sınıfları elzem diyorum. Oturma düzeni yanında harika kitaplık ve panolar oluşturabilirim.

   Ödev konusunda grup çalışmasına ağırlık vermeye başladım. Ayrıca bazı konularda tercihli ödevler veriyorum, yahut işlenen konuya uygun ödevi öğrenci kendisi belirliyor.

 

Sevdiği bir çalışmayı yapmasının önemini kavradım.

 

Bu derslerdeki bilgilerden sonra kitap sınavında öğrenciye   170 puanlık soru sordum ve 100 puanlık yapmalarını, istedikleri soruları elemelerini istedim.( Burada amacım öğrencinin okuduğunu eğlenerek, sıkılmadan anlatabilmesi, dönüştürebilmesiydi. Sınav esnasındaki gözleri ışıl ışıldı ve “Öğretmenim ne kadar eğlenceli bir sınav oldu .” dediler.)

Tercih için kullanabilecekleri 70 puanı verirken kitabın farklı bölümlerden , kişilerden oluşmasını göz önünde bulundurdum.

Açık kitap sınavıydı aynı zamanda. Açık kitap sınavıyla 2. Kez karşılaşıyorlar benim dersimde. Zaten başka sınavlarda da şimdiye kadar yaşamadılar.(ben ortaokulda Türkçe öğretmenliği yapıyorum.)

   Ezberden uzaklaşıp duygu ve düşüncelerini , yorumlarını aktarabilecekleri, yeniden yapılandırabilecekleri sorular sordum.

     Ödev kontrolünü arkadaşlarına verdim. Önceden bir sınıfın ödevine 3 kişi bakıyordu. Şimdi herkes yanındakinin ödevine bakıyor. Kendilerini daha objektif değerlendirdiklerini görüyorum.

   İşlediğim konuyu birbirlerine anlatmaları için derste 5-10 dakika süre veriyorum. Dersin sonunda da ben toparlıyorum.

           Sunumlarımda dikkat edeceğim noktaların , sunum tekniğinin ve araştırma, oluşturma aşamasının önemini daha iyi kavradım.

     Sunumlarda göz iletişimin önemini kavradım.

     Soru sormanın önemini biliyordum ama kitaptaki etkinliklerin dışında soru hazırlattırmıyordum çocuklara .Ama dersten sonra öğrendiğimiz konularla ilgili soru sormalarını istedim.

   Hatta sorularını bilgi, yorum, uygulama, hatırlama, analiz, sentez vb. özelliklerine dikkat etmeleri gerektiğini açıkladım. Hazırlanan soruları bu kriterlere göre analiz ettik.

   Aynı cevabı alabileceğimiz farklı sorular üzerinde çalıştık.

   Bugün ders işleme yöntemleri hakkında konuşurken öğrencilerimden biri soru hazırlamanın ve bu soruları değerlendirmenin zaman kaybına yol açan faydasız bir etkinlik olduğunu belirtti. Bunun hakkında biraz yorum yaptık. Öğrenmede soru sormanın , bilgi edinme, bilgiyi anlama, kavram ; kavradıklarından yeni fikirler üretme, düşünme üzerine etkilerini paylaştık.

   Merak duygusunu uyandırdığımızda dikkatleri toparlayabiliyoruz. Bugün dinleme metninde 6. sınıflarda dinleme etkinliğinin verimli geçmesi için metnin başlığını okuduktan sonra metnin içeriğinde neler olabileceğine dair sorular sormalarını istedim.

   On beş soru oluşturduk hiç tanımadığımız bir sanatçı hakkında.

Ardından metni okudum. O esnada notlar da alındı. Bu şekilde daha dikkatli dinlediklerini izledim. Soru üretmek hoşlarına gitti. Not almayı da seviyorlar. (yüzde yüzü değil tabi ki J ) Burada

       Merak ettiğim nokta henüz ayırt edemediğim nokta dinlerken not almayı ben çok iyisiniz, güzel iş çıkardınız, dediğim için mi alıyorlar yoksa BAŞARMANIN HAZZINI TATTIKLARI İÇİN Mİ? Yani iç motivasyon mu , dış motivasyon mu? Bunu ayırt edebilmek isterim aslında. Bunu tüm çalışmalarımda görmek isterim.

       Dersin sonuna doğru neler yapabilirim? Konuyu toparlama, tekrar etmenin önemini bir kez daha vurguladık.

             Derse dikkat çekici şekilde nasıl başlarım?

                   Takdir etme, teşekkür etme, yanlış veya doğru yanıta yaklaşımlar ...

                             Çocuklarımla nasıl öğrenir ve büyürüm?  

                                     Ki bu daha bir başlangıç…

 

Yol arkadaşım ÖRAV’daki eğitmenlerim, meslektaşlarım ve çocuklarım…

                  

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...