KAR TANESİ
Eğitim hayatıma 68 kişilik birleştirilmiş sınıflı bir köy okulunda başladım.Köyde su, köy çeşmesinden taşınırken telefon için yan köydeki bakkalı kullanmam gerekiyordu.
Bu köyde atandığım ilk günden beri hep kendimden bir şeyler vermeye,daha fazla ne yapabilirimi geliştirmeye çalıştım.
Onlara okuma yazma öğretmekle başladım işe; sonra elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bildiklerimi aktarırken bilmediklerime ulaşmaya çalışarak geçirdim 3 yılımı.
Kendimi sorgulamak hiç aklıma gelmemişti ta ki KZE mülakatlarında birbirinden değerli eğitim gönüllüleri ile karşılaşana kadar.Onlar anlatırken sınıfta yaptıklarını, hayretler içinde dinledim etkilendim. Evet o şartlar altında ben bunları da yapabilirdim dediğim onlarca şey vardı. Kayhan Bey ekliyordu: “Hocam birde kürsü koyun sınıfa çocuklar kendini ifade etsin diye” “evet diyordu onu da hemen yapacağım” sanki yaptıkları masanın arkasındaki beni utandırmaya yetmemiş gibi.
Keşke dedim, bana sımsıcak sevgiyle sarılan, ayağına giyecek ayakkabı bulamazken elinde sıcacık ekmeğini alıp sabah erkenden kapıma dayanan gözlerinin içinde beni umut olarak gören tüm öğrencilerim için daha fazlasını yapabilseydim.
Bilmememde bahane değildi çünkü onu da gördüm mülakatlarda. Ben nasıl anlatırım onların öğrenebilmesi için neler yapabilirim diyen eğitim gönüllüleri de vardı. Öğretemeyeceğini düşündüğü için titreyen sesiyle yardım istiyordu. “Çok korkuyorum matematiği anlamayacaklar diye ne yapabilirim” diyordu.Hepimizi etkiledi ben ise keşke deyip durdum keşke bende yardım isteseydim.Keşke şartlarımı zorlayarak daha fazla öğretebilseydim.Üzüldüm kendi adıma, geçen yıllarımda öğrencilerim için daha fazlasını yapamadığım için.
Ülkemin geleceği için ise gurur duydum onları gördükçe. İçsel ödülle karşılık beklemeden çalışan, kendini çocuklarımızın eğitimine adamış inanılmaz eğitimcilerin varlığı sevindirdi beni.
İsimleri yoktu belki kimse onları tanımıyordu ama onlar sınıfa girdiklerinde kimsenin bilmediği harikalar dünyasını oluşturuyordu. Geleceğin nesillerini düşünen,sorgulayan, kendine güvenen yaratıcı özelliklerle dolu yıldızlarını yetiştiriyorlardı.
Bu görünen bir şey değildi sadece eğitim duygusunu yaşayabilenlerin hissedeceği bir paylaşımdı.Her çıkan eğitim gönüllüsünün arkasından göz göze geldik ve o sevinci içimizde paylaştık.
Belki kar tanesi kadar küçüktü ama onu bir çığ kadar büyük yapabilenlerle paylaşmak istedim.