Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
YaPaRaK YaŞaYaRaK mI?

YaPaRaK YaŞaYaRaK mI?

20.02.2010.

Saat 13.00 sıraları.

İkizlerim ve eşimle birlikte aile saadetimizi pekiştirmek için Eskişehir'in Doktorlar caddesinde ilerliyoruz. Bahar günlerinin esintileri ılık ılık içimize işlimekte...

Hafta içi geç gelmelerimden dolayı, aileme karşı sorumluluğumu yerine getirmediğimi "Senin ikizlerin bi daha 3 yaşına gelmeyecek" şeklinde hatırlatarak beni sersemleten eşime nispet yaparcasına "İlgili BABA"yı oynuyorum. Oynuyorum da senaryo kötü ben napayım?

Karşıya geçmek üzereyiz...

Eğtimci kimliğine bürünen ilgili babamız, yani ben, yine yaptım yapacağımı ve başladım "Kırmızı ile Yeşil ışıkların hikayesini anlatmaya...Güya "Yaparak yaşayarak" öğreneceğiz ya!

-Çocuklar! Işık ne renk?

-Kırmızı babacığım.

-Peki ne yapmamız gerekiyor?

-Beklememiz gerekiyor.

-Aferin çocuklar!

Biz bu konuşmayı yaparken, diğer tarafta neler oluyor bi bakalım.

Evet tahmin ettiğiniz gibi, bizden başka herkes karşıya geçiyor.

Tabi ki beklenen soru gecikmiyor ve oğlum;

-Babacığım, peki herkes niye geçiyor?

İşte fizik kurallarının alt üst olduğu an.

...ve ilgili BABAMIZ, çocukların göz hizasından büyük bir çeviklikle doğrularak aradaki mesafeyi 90cm'ye çıkartır. Artık o da içinden yeşil ışığın yanması için dua eden bir ERGENdir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Hadi hep beraber saçmalayalım.

Hadi hep beraber saçmalayalım.

Nasıl yani?

................

Alanya'da hani şu interaktif aktivelerin birindeyiz. Zaman su misali ilerliyor.

Ve herkes çalışmayı bitirmek için saçmalamakta.

Evet, evet doğru okudunuz.

Saçmalıyoruz, saçmalıyoruz, saçmalıyoruz, saçmalıyoruz....

Pişman mıyım?

Yok canım sende.

Gene olsa, aynısını yaparım.

...ve marakaslar çalınmakta dalga geçercesine.

Hep beraber çalışma masalarını geziyoruz.

Herkes gururlu, bi o kadar da marur.

İçlerindeki sesi duyar gibiyim.

"İşte bu, işte bu!" diyerek bir gruba üye olmanın, ortaya bir ürün çıkarmanın hazzını yaşamakta küçük bir çocuk edasıyla...

Evet iddia ediyorum.

İnsanlar ne kadar çok saçmalarsa, bi o kadar üretken olmakta.

Hadi hep beraber saçmalayalım!!!

Yorumlara "Hakikaten saçmalamışsınız" dememeniz dileğiyle :)

 

Tatlı Bir Anı

Tatlı Bir Anı

.......öğretmenliğimin 3. günü. 1. sınıflar. Nasıllardır bilirsiniz, bilmeseniz de tahmin edebilirsiniz.

Çizgi çalışmasındayız...

Gürültü giderek artmakta, sınıf yönetiminden sınıfta kalmak üzereyim. Derken aklıma bütün öğretmenlerin bildiği bir yöntem geldi.

_Çocuklar! Oyun oynamak ister misiniz?

Tabi ki hep birlikte EvEt! diye bağırdılar.

_Şimdi herkes fermuarlarını kapatsın (: Dudaklarımı göstererek... (:

Neyse, bu oyun bir kaç gün gitti. Ama bizim çocuklarımıza yöntem mi dayanır?

Yine 3 gün öncesine döndük. Bizde yöntem mi yok?

_Çocuklar! Fermaurları kapatıp kilitler misiniz?

Bu yöntem 2 gün gitti. Eeeeee napcaz şimdi.

_Çocuklar! Fermuarları kilitledikten sonra, anahtarlarını bana verebilir misiniz?

Anahtarlar toplanır...

O da ne!!! Bırakın günü, üzerinden 10 dk. geçmedi. Arkalardan biri arkadaşıyla konuşuyor. Ama arkadaşı "mmmmm" diye ona tepki gösteriyor.

Tabi ki ben dururmuyum. Hemen yanlarında bitiverdim.

_Güzelim (Sabrımın taşmasına az kaldı), fermuarları kapattık, sonra kilitledik, daha sonra anahtarları toplayıp cebime koydum. Ama sen yine de konuşuyorsun.

Şimdi sıkı durun...

"Öğretmenim bu da sana kapak olsun" edasıyla;

_"YeDek AnAhTaR BeNdE Ki!!!!!!!!!