GÜRÇEŞME SIRTLARINDA BİR HAFTASONU VE ORAV’DA İLK DENEYİM
İstanbul’da 23 – 29 Ağustos 2012 tarihleri arasında Özyeğin Üniversitesinde Öğretmen Akademisi Vakfı tarafından gerçekleştirilen 4. Temel Eğitici Eğitiminde kısmi zamanlı eğitmen adayı olarak eğitim aldım. Aradan uzun zaman geçti tabi, geçen zaman içinde her an sahada meslektaşlarımla aldığım eğitimi paylaşmanın sabırsızlığını yaşadım, durdum. Nihayet 16 Şubat 2013 Cumartesi günü ilk saha eğitimine katılma fırsatı buldum. Eğitim programı günler öncesinden tarafıma bildirildi. İzmir’in Konak İlçesinde Gürçeşme Leman Alptekin İlkokulu ve Ortaokulu’nda eğitime katılacaktım. Eğitimde değerli eğitimciler Sedat SUBAŞI, Anıl ARICI ve Mustafa GÖKTAŞ’la birlikte olacaktım. Deneyimli arkadaşımız Sedat bey birkaç gün öncesinden arayarak herhangi bir sorum olup olmadığını, kafama takılan bir şey olduğunda kendisini aramamı istedi. Hiç tanımadığım, ilk kez karşılaşacağım birinden böyle bir telefon almak sevindirdi beni. Hazırlıklarla ilgili paylaşımlarda bulunduk. (İşte ORAV ailesinin bireyi olmak böyle bir şey…)
Cumartesi sabahı, erkenden yola çıktım. Heyecanlıydım. Buca’dan Gürçeşme yönüne giden otobüslerden birine bindim. Hava serindi. Durakta indiğimde çay içebileceğim bir yer ararken Mustafa hocanın bana seslendiğini gördüm, o da bir çay ocağında oturuyordu. Kahvaltı ediyordu. Mustafa ile İstanbul’daki eğitimde de birlikteydik. Çok değerli, gelişmeye açık, genç bir arkadaş. Sabah çayının sıcak buğusu altında dostça yaptığımız sohbetin ardından okula gittik. İlk eğitimin verdiği heyecanla erkenden gelmiştik, epeyce beklemek zorunda kaldık. Sonra, okul müdürü Ali Bey’le tanıştık. O da güleç yüzlü, enerjik bir eğitimci. Çaylarımızı yudumlarken, eğitmenlerden Sedat Subaşı ve Anıl Arıcı ellerinde kocaman çantalarıyla bahçe kapısında belirdiler. Tokalaşıp tanıştık, yıllardır dostmuşuz, arkadaşmışız gibi samimi, mütevazi davranışları ORAV kültürünün bir yansıması olarak belleğimde yer etti.
Önce sınıfın genel görüntüsüne bakıp değerlendirme yaptık. Derslikte beş küme oluşturulmuştu ancak, bazı katılımcıların sırtı tahtaya gelecek şekilde dizayn yapılmıştı. Hemen elbirliğiyle gerekli düzeltmeleri yaptık. Gruplara dağıtılması gereken araç gereçleri masalara bıraktık. Sonrasında güzel bir müzik eşliğinde katılımcıları kapıda karşıladık. Katılımcılarda sezinlediğim ilk şey, “Acaba bu eğitim de diğer hizmetiçi eğitimler gibi monoton ve sıkıcı mı olacak?” endişesiydi. Hatta bir katılımcı bunu dile getirdi, “eğlenceli bir ortam olsun istiyoruz” dedi. Tam da onun dediği gibi oldu, günün sonunda alınan geri dönütlerde hemen hemen hepsi, “Çok eğlendik, eğlenceliydi” şeklinde ifade etti duygularını.
İki günlük eğitim boyunca, gözlemci olduğum halde çok eğlendim. Çok şey öğrendim. Sanırım “Öğrenen Lider Öğretmen” eğitimlerinde sürekli öğrenmeye, çoğalmaya devam edeceğim, en iyi yönü bu olsa gerek. Eğitimin ilk günü katılımcılardan Nil Hanım lokma dağıttı, ikinci gün Aysun hanım yeni araba aldığı için baklava getirdi. Hem yedik, hem içtik, hem de hep birlikte oyunlar oynayarak öğrendik, paylaştık.
Okulumdaki öğretmen arkadaşlarımın da bu eğitimi almalarını çok istiyordum. İki yıl önce gündeme getirdim bu isteğimi, ancak en az 25 kişilik bir gruba eğitim verildiğinden sayıyı tamamlayamadım. Benim 22 öğretmenim vardı. Son iki gündür eğitimi okuluma da getirmek için yeni arayışlara girdim. Okulumuza yakın olan bir başka ilkokula giderek oradaki öğretmenlere Öğretmen Akademisi Vakfını ve eğitim programını tanıttım. Hepsinden eğitime katılacaklarına dair imza topladım ve nihayet başvurumu yaptım. Çok yakında benim okulumda da öğretmenlerim “Öğrenen Lider Öğretmen” seminerini alacaklar, en çok buna seviniyorum. Bu eğitim, hizmetiçi kapsamında bir faaliyettir. Eğitim sonunda MEB ve Öğretmen Akademisi Vakfı imzalı belge verilmektedir. Kendisini geliştirmek isteyen, ÖRAV ailesiyle tanışmak isteyen tüm eğitimcilerin www.orav.org.tr adresine göz atmalarını öneririm. Sevgilerimle.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...