SEDA BAŞOĞLU

    Lise yıllarımda hiç sevmemiştim periyodik tabloyu, hiç anlamamıştım çünkü. Ne ki bu?  diye düşünmüştüm hiç unutmuyorum. Yıllar geçti ve ben tahtada periyodik tabloyu anlatırken buldum kendimi. Benim gibi düşünmesin öğrencilerim, anlasın,sevsin istedim.

    İlk 20 element hep dolanıyordu ayaklarına 6 yılda onu farkettim. Sembollerini, numaralarını ezbelemeleri gerekiyordu ve bu onlara hiç cazip gelmiyordu.

    Bildiğiniz gibi 'Tombala' bir teknik aslında.  Kavram yanılgılarını önlemek, kavramları öğretmek için. Ben bu tekniği ilk 20 elemente uyguladım.

Kâğıtlara ilk 20 elementin sembollerini yazıp attım poşete.

Periyodik tabloyu bize kazandıran bilim insanlarından bahsettik ilk ders. Resimlerini, hayat hikayelerini konuştuk. Dersin sonunda 'Diğer ders tombala oynayacağız çocuklar, 1'den 20'ye kadar sayıları kullanarak kartlarınızı hazırlayın. 3 sıra 4 sütun olsun' dedim.

Sınıfta "Nasıl yani hocam? , Gerçekten mi hocam?" sesleri yükselirken hiç ipucu vermeden çıktım sınıftan. 

-Eveeet. Hazır mısınız?  Başlıyorum tombalaya.

Tahtaya kocaman Periyodik Tombala yazdım. Şaşırdılar.  Hiç anlam veremediler. Aldım poşeti elime.

- Alüminyum

-?????

-Ne demek bu hocam ? Aaaaaa tamam tamam.

Başladılar düşünmeye,  birbirlerine sormaya, kitaplarını kurcalamaya.                      

Çıkan elementleri tahtaya yapıştırdım.

-Ne güzel oldu hocam tahta rengarenk.

1.çinko, 2.çinko ve tombalayı yapan öğrencilerle kartlarını kontrol ettik. Böylece  numaralar ve sembolleri de tekrar etmiş olduk. 

-Hocam valla ezberlenir böyle bu numaralar. Ne kolaymış.

Sanırım hedefime ulaştım; artık hepsi periyodik tabloyu eğlenceli hatırlayacak.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...