15.03.2012 16:19:16
Kayhan Hocam, Kocaeli-Kartepe’deki konferansında,eğitimde; çocukların digital çağ okur yazarlığı, etkili iletişim, keşfedici düşünce ve yüksek verimlilik anlayışıyla yetiştirilmesi gerektiğini söylemişti.
Dinlerken daha önceki güncelerimden birinin konusu olan “oyun” yine aklıma geldi. Kayhan Hoca’nın blogunda yazdığım yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
Kayhan Hoca’nın sözettiği alanlardan olan digital alan, çocukların hayatında büyük bir hızla, her yerde, her yaşta çok etkili. Çocuklar zaten konuyu bilerek doğuyorlar.Onların öğrenmesi, deneyim kazanması istenen, beklenen alanlar diğer alanların içinde. Hayata atıldıklarında iletişim becerilerini, planlama ve organizasyon becerilerini geliştirmiş olmaları, risk almayı bilmeleri bekleniyor.
Yetişkinler olarak “Yaşamda bu beceriler gerekli diyoruz” ama çocukların, planlama, organizasyon yapma, risk alma gibi becerileri geliştirmelerine yine yetişkinler olarak fırsat tanımıyoruz çünkü oyun oynamalarını neredeyse zaman kaybı olarak nitelendiriyoruz. Oysa bilim aksini söylüyor ; örn. Erickson; “oyun, çocukların psiko-sosyal gelişiminin aynasıdır” diyor. Bruner’e göre ise; çocuklar oyundan elde ettikleri davranışları gerçek yaşam problemlerini çözmek için de kullanıyorlar.Çocukluk dönemindeki oyun, yetişkinlik dönemine hazırlık ve mükemmelleşme çalışması olarak görülüyor. (Rubin, 1982)
Psikologlar, çocukların hayat başarısı için gereken becerilerin oyunla kazanılmaya başladıklarını söylüyorlar ancak aileler, onların fiziksel ve ruhsal gelişimleri için çok gerekli olan oyun oynamalarına ancak okul çağına kadar izin veriyorlar. Çoğunlukla güvenli alan olan evde ve ailelerin seçtikleri arkadaşlarla, hatta sadece aile büyükleriyle oyun oynayabilen çocuklar, okul çağında oyun fırsatını tamamen kaçırıyorlar. Ya oyun oynama deneyimleri az olduğundan girişimde bulunmuyorlar ya da sınav hazırlığı için oyun rafa kaldırılıyor.
Aslında oyunlarda, hayat başarısı için gereken becerilerin temeli atılıyor. Örneğin; saklambaç oynayan çocuk; strateji geliştirmeyi, risk almayı iyi bir yere saklanarak, uygun zamanı kollayıp sobelemeye çıkarak temellendirir. Mendil kapmaca veya misket oynayan, ağaca tırmaman çocuk, risk almayı öğrenir. Evcilik oynayanlar organizasyon yapmayı deneyimlerler.
Sokakta, bahçede oyun oynamalarına izin vermediğimiz çocuklar , atlayıp zıplayamadan, oyun kuramadan, kuralları oluşturamadan, kendi sosyal ortamlarını halka halka genişletemeden, sadece akademik başarılarıyla hayata tutunmaya çalışırlar. Bu arada aileler, aşağıdaki karikatürde de gördüğümüz gibi ,yaşıtlarıyla ve kendi kendilerine edinmiş olmaları gereken becerileri, bazı kurslarla kazandırmaya çalışırlar.
Çocuklar hayata atıldıklarında, hemen mucizevi bir cengaverlikle her alanda başarılı olmaları istenir. Bu konuda antrenmansız aşısız olan gençler bekleneni hemen veremez. Bedensel sağlığımız için aşı ne demekse, sokakta koşmak, düşmek,yaralanmak,arkadaşıyla mücadele etmek, küsmek, barışmak çocuklar için hayat aşısı demektir.
Tıpkı diğer aşılara verdiğimiz önem kadar, hayat aşılarına da önem vermeli ve çocuklara çocukluklarını yaşama özgürlüğü tanımalıyız.
Son yıllarda daha işe başlamadan emeklilik planları yapan gençlere hayretle bakıyordum ama belki de oyun oynamak için zaman ayırmaya çalışıyorlar kendilerine diye düşünüyorum.
Bol oyunlu günler dilerim...
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...