İznik yolculuğumuza Kemal Pişkiner öğretmenim ile Bursa'da buluşarak başladık.
16-17-18 Mart cuma cumartesi pazar İznik Selçuk İlköğretim okulunda neler yapmadık...
Yaptıklarımızın özeti hemen okulun internet sitesinde yayına girdi...
http://iznikselcuk.meb.k12.tr/
Projenin sınırlarını nasıl zorladık... Hamamda Hop Hey Bre oynadık...
Nasıl mı?
Fotoğraflarda görüldüğü gibi...
Herşey fotoğraflarda görüdüğü gibi değil tabiki... Okul bahçesindeki çam ağaçlarına dikkat ediniz... Boş halde daha net görülecek sanırım...
Ve arkadaki ağaca dikkate edelim... Okulun merdivenleri ağaca göre ayaralanmış. Ağacın yerinde kalması için merdivenleri ne güzel düşünmüşler... Biraz daha yakında bakalım
Sabah okula geldiğimizde bu konuyu dile getirdik ve altoından "hamam" çıktı...
Toparlayalım... İLk resimde bizim hop hey breh oynadığımız alan asalında okulun eskiden bulunduğu alan. Daha doğrusu bu alanda eski bir binada öğrenim yapılıyormuş. Zaman içinde bu binanın yıkılmasına karar verilmiş. Bina yılımış, yeni bina temel çalışmaları sırsında burada tarihi bir "hamam" olduğu ortaya çıkmış. Yeni okulun buraya yapılmasına zin vermemişler. Hamamnın bulunduğu yerin üstü izole edilmiş, kumla kaplanmış ve daha sonra açılmak üzere şu anki haline yani okulun bahçesnin bir bölümü olmuş. Biz de bu hamam üstünde hop hey bre oynamışız haberimiz olmadan :)
Çam ağaçlarının hikayesi bence biraz dramatik. Okul hamamın olduğu yere yapılamayınca fotoğraflarda gördüğünüz çam ağaçları gibi 20-30 tane çam kesilerek yeni bina için yer açılımış. İlk bakışta ne güzel ağacı düşünmüşler ve merdiveni ağacın etrafından geçirmişler dediğimiz yorum bir den bunlardan 30 tane kestik bari iki tanesi kalsına dönüşüveriyor.
Sonuç olarak okul bahçesinin ortasında çam ağacı olan kaç okul bulabiliriz... Gene şanslı sayılırız... Öğrencilerimiz bu ağaçların gölgesnde oynayabilecekler.
Son sözü gene fotoğraflara bırakmadan önce İznik Selçuk İlköğretim Okulu yönetici ve öğretmenlerine gösterdikleri güleryüz, misaferperverlik, gönüllülük, birliktelik, ekip ruhuna teşkkür ediyor ve ÖRAV GÖKKUŞAĞI'
"Çocuklar boyama kitabı değildir, onları en sevdiğin renge boyayamazsın." - Uçurtma Avcısı (2007)
Amerikan Başkanı'na düzenlenen suikast girişimini beş farklı tanık ve beş ayrı hikâyeyle anlatan Vantage Point'i benim için bu kadar unutulmaz kılan, zekice ve ustaca kurgulanmış bir film olmasının yanında, bakış açısı değiştiğinde olayların da değiştiğine ilişkin verdiği güçlü mesajdı.
Kahramanların anlattığı hikâyelerle, tanıklar önünde işlenen ve apaçık bir gerçek olarak görünen olayın, aslında çok farklı boyutları olduğunu sergileyen bu filmi bugünlerde sıklıkla hatırlamamın nedeni, hayatlarımızın odağına yerleşen sınavlara ilişkin birer tanık olarak anlattığımız ve her biri farklı bakış açılarından yazılan hikâyeler...
Birinci bakış açısı: Anne ve baba Zülal'in veli toplantısı için okula giderler. Öğretmen söze başlar: Zülal .....
devamı için linke tıklayınız...
http://www.hurriyetegitim.com/haberler/19.03.2012/vantage-point.aspx
Yazar : Hamza Aydoğdu - MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Eğitim Grup Başkanı