Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
öğrenme yoldaşı 4 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

öğrenme yoldaşı

Öğrenme Yoldaşlığı

 Ne yazık ki, çoğumuz bütün yaşamımız boyunca uyurgezer olmak,  gibi çarpıcı bir yeteneğe sahibiz. Aramızdan artık ayrılmış, dört başkana danışmanlık yapmış ve ardında liderlik konusunda çok sayıda yapıt bırakmış olan John W. Gardner, “kendimizden kaçmakta kusursuz bir başarı” sergilediğimizi söylüyor. Kendimizi o kadar meşgul ediyor, yaşamımızı o kadar meşgul ediyor, yaşamımızı o kadar çok sapmalarla dolduruyor, kafamıza o kadar çok bilgi tıkıştırıyor, o kadar çok sayıda insanla ilgileniyor ve o kadar fazla yer kaplıyoruz ki, kendi içimizdeki ürkütücü ve harika dünyayı derinlemesine araştırmaya asla zaman bulamıyoruz.” *(Mark GERZON; Çatışmalı Ortamlarda Liderlik, çev, Ahmet KARDAM, Mess, 2006)
      Bu yazıda anlatılanlar bana mesleğimle ilgili farklı bir açıdan düşünme fırsatı verdi.
      Öğretmen kimliğimizle oldukça ağır sorumluluklar taşıyoruz. Bir yandan mesleğin gereklerini yerine getirmek, öte yandan toplumun beklentilerini dikkate almak, mesleki yenilikleri takip etmek ve özellikle eğitim teknolojilerindeki hızlı değişimlere ayak uydurmak, zaman, zaman yetememe duyguları oluşturuyor.
      Üniversiteden mezun olup öğretmen olarak atandığınız günü bir düşünün, neler hissetmiştiniz? Hatırlamaya çalışın aklınızdan neler yapmak geçiyordu? Ya göreve başladığınız ilk gün?  Yaşamımızda unutamayacağımız önemli günler arasında olduğunu düşünüyorum.
       Mesleğimizi uygulamaya başlamadan önce aldığımız kararlarımızı uygulama aşamasındayız artık. Bir bakıma neyi ne kadar bildiğimizi bilmediğimizi düşündüğümüz bir nokta, biraz gergin, heyecanlı ve endişeli bir ruh hali. Daha sınıfa girip öğrencilerimizle tanışmadan deneyimli meslektaşlarımızın söylemlerinden etkilenmeye başlarız. Şanslı olanlarımız “tükenmişliğin” yoğun olmadığı bir ekiple başlarken daha şanslı olanlar model alabileceği deyim yerindeyse tam bir beyin ve gönül arkadaşlığı kurabileceği meslektaşlar arasında bulur kendisini.
       Bir öyküye göre, Buda aydınlandıktan sonra, kente ilk kez geri dönüyormuş. Yoldan geçen birisi onu fark edip, yaydığı olağanüstü enerji ve ışık karşısında dehşete kapılmış.

       Şaşkın adam Buda’ya “sen Tanrı mısın?” diye sormuş.
“Hayır”
“Aziz misin?”
Buda yine hayır “Hayır” demiş.
“O halde bir prenssin?”
Yürümesine devam eden Buda “Hayır, uyandım” diye yanıt vermiş.

       Uyanmak! veya tükenmek, birincisini başarıp yoluna devam eden meslektaşlarımıza gıpta ederiz. Birer yıldızdır onlar ve işi yapmaz adeta yaşarlar. Yaşadıkları her deneyimi gelişim için bir fırsata dönüştürürken bireysel farkındalığımızı arttırarak bizi “uyanmaya” davet ederler.
       Bilirsiniz böyle durumlarda kendi kendimizle konuşmaya ve önümüze hedefler koymaya başlarız. Araştırmalar kendi kendimize konuşmaların %90’ının olumsuz olduğuna işaret ediyor. “ben asla bunu yapamam”, “yine aptalca davrandım”, “tembelin tekisin senden hiçbir şey olmaz”, “bunu yapmak için kaynağım yok”, “zaten bu işi bana vermezler.”  Bu iç konuşmaların bir kısmı size de tanıdık geliyor mu? Tam bir farkındalık kazanıp uyanacakken bu iç seslerin gıcırtısında boğularak hayal ettiğiniz sonuç kim bilir kaç kez kaygan bir balık gibi elinizden kayıp gitti.
       Oysa farkındalık yaşadığımız anlarda, bir beyin arkadaşı, bir yoldaş, hayalimizi gerçekleştirmeye yönelik arzumuzun gücünü, yapabileceğimize olan inancımızı, hayata ve kendimize dair olumlu tutumumuzu öne çıkarmamıza destek vererek olumsuz iç sesimize kulak tıkayıp yolumuza devam etme cesaretimizi tetikleyebilirdi.
       Faraday’ın elektrik dünyasını keşfetme arzusu o denli güçlüydü ki, büyük ustaların bilgilerinden yararlanmak ve onların çalışmaları hakkında bilgi edinmek için laboratuarlarda test tüplerini yıkama işine gönüllü oldu. (Tony BUZAN ve Raymond KEANE; dehanın el kitabı; sabah yayın;1996)
     Önemli değerler yaratarak kendini var edip yarına iz bırakmış tüm diğer başarılı insanlar gibi Faraday’ın da sezgisel olarak kendine olumlu önerilerde bulunup, öğrenme yoldaşları edindiğini görmek şaşırtıcı olmasa gerek.
  Düşünüyorum da bizlerde Faraday’ın yaptığı gibi birlikte çalıştığımız meslektaşlarımızla öğrenme yoldaşlığına girişsek yaşamımızda neler değişirdi?
     Aklıma ilk gelenler, karşılıklı olumlu tutuma sahip olmanın bir ürünü olarak öğrenme yoldaşlığı ve meslektaş çemberi oluşturmak, gerçekçi bir hedefe odaklanıp öğrenme fırsatlarını en üst düzeyde gerçekleştirmemizi sağlardı. Yaşam boyu öğrenme vizyonuna ve sonucunda kendini var eden bir yapıya sahip olurduk.
      İnsanlar kendilerini var edemediklerinde, çoğunlukla sorunların altında ezilmiş hissedip her şeyden yakınırlar. Kendilerini var ettiklerinde ise, kendilerini güçlenmiş hissederek en zorlu çatışmaları bile göğüsleyebilirler.
       Bir eğitmen ve Eğitimin Ruhu’nun yazarı Rachael Kesler “ Öğretmen kendisini daha çok var ettiğinde, sınıfta neredeyse o anda meydana gelen enerji sıçramasına tanık oldum” diyor.
  “Kendini var eden bir öğretmen sıcak, canlı, duyarlı ve esnektir. Öğrencileri sıkmaz, angaje eder. Müfredatı sınıfta o anda olup bitenlere uyarlayabilir ve sonuçta, öğrencilerin aklında kalan şeylerin miktarında çarpıcı bir artış olur.”

       “Ya öğretmen kendini var etmediğinde” diye sordum.  

          “Kendini var etmeyen öğretmen enformasyonun önemli bir kısmını muhtemelen kaçıracaktır; “öğretilebilir anlardan” yararlanamayacaktır; mekanik olup esin kaynağı olamayacaktır. Aynı zamanda, büyük bir olasılıkla, hem incelemediği kendi duygularını belli bazı öğrencilere veya durumlara yansıtacak, hem de öğrencilerin negatif enerjisini soğuracak ya da ‘kendisine geçmesine’ izin verecektir.” *(Mark GERZON; Çatışmalı Ortamlarda Liderlik, çev, Ahmet KARDAM, Mess, 2006)
       Profesyonel Öğrenme Yoldaşı ve meslektaş çemberi desteği almak kendimizi var etme yolunda kestirme yollar bulmamızı sağlar. Yansız bir aynada güçlü yanlarımıza bakmanın keyfiyle sürdürülen bir ilişkinin hazzını yaşayarak yaparız bunu.
       Robert GASS ”kendini var etme başkaları üzerinde güçlü bir etki yaratıyor. Bu, odanın içindeki elektrik gibi somut bir şeydir. Liderin kendini var etmesi başkalarını da kendilerini daha çok var etmeye davet eder. Bulaşıcıdır.” **(Mark GERZON; Çatışmalı Ortamlarda Liderlik, çev, Ahmet KARDAM, Mess, 2006)
       Öğrenme yoldaşlığı tamda Robert GASS’ın vurguladığı gibi yoldaşının kendisini var etmesi için teknik yardımda bulunur.
   Öğrenme yoldaşımız, kendimizi var etme yolculuğumuza çıkarken belirlediğimiz kişisel vizyonumuza ait olmayanlardan arınmamıza destek verirken kendisi de öğrenmenin hazzını yaşar. Öğretmen Akademisi Vakfı aracılığıyla oluşan öğrenme yoldaşlarıma sınırsız sevgilerimle. 

(Bu yazı 10.02.2012'de www.ogrenmeyoldasi.com da yayınlanmıştır.)


 


Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...