+18 ya da SANSÜRLÜ İNOVASYON
DİKKAT!
BU YAZI SANSÜRE UĞRAYAN HER ESER SONRASINDA YENİLENECEK VE ESERİN SANSÜRE MARUZ KALAN KISMI,YAZIDA YER ALACAKTIR.OKUMAYA BAŞLAYACAĞINIZ YAZI YÜKSEK MİKTARDA SANSÜRSÜZ İÇERİK İHTİVA ETMEKTEDİR.LÜTFEN ÇOCUKLARIN ULAŞACAĞI YERDE SAKLAYINIZ.
"Bir bira içmek istiyordu kaç gündür/Masaya biranın dökülüşünü koydu"*I
"Benim doğduğum köylerde/Kuzey rüzgârları eserdi,/Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır/Öp biraz!"*II
"Bir sözcük, asla sadece bir sözcük değildir. Bir sözcük, tanımladığı, nitelediği ve işaretlediği her neyse onun kadar güçlüdür. Adı olmayan şey, var olamaz."*III
"Normal" ne kadar normal bir sözcük ve bir o kadar da tehlikeli...Şöyle bir örnekle açıklamaya çalışayım.İstanbul'da yoğun trafik olması normal iken aksi bir durum İstanbul için anormaldir.Bu İstanbullu'lar için o kadar alışılmış bir durumdur ki uç örneklere varmadığı sürece şikayet ettiklerini duymayız.İşte normalin tehlikeli olduğu nokta tam da burası.Kabullenilmesi güç hatta imkansız olayları kabullenmeye,bunları göz ardı etmeye başladığımız an normalleşmenin başladığı ve "normal"in en tehlikeli olduğu an oluveriyor birden.Bu "normal" takıntısı da nereden çıktı deme Sayın Okur.İşin aslına geliyorum.
Uzunca bir süredir özellikle Milli Eğitim Bakanlığı kökenli sansür haberleri ile gündem belirleniyor.Şimdi bu sansür haberlerini direkt ve dolaylı olmak üzere iki başlıkta sıralıyorum.
11.02.2013 Lise son sınıf kitabında Edip Cansever'in şiiri sansürlendi.*1
25.12.2012 Kaygusuz Abdal'da sansürlenmiş!*2
19.12.2012 Yunus Emre'ye sansür!*3
Bu yukarıda sıraladıklarım direkt sansüre uğramış olan metinler.Bir de şikayet vb. yollar kullanılarak dolaylı sansür yaşayan eserler var.Onları da sıralayalım.
02.01.2013 Şeker Portakalı müstehcen,Fareler ve İnsanlar sakıncalı bulundu!*4
14.01.2013 "Zıkkımın Kökü" sansür şoku!*5
29.01.2013 Maalouf'un Semerkand'ına da sansür!*6
ve son olarak şu haber var
10.02.2013 Kadınlık Bizde Kalsın oyununu oynatan okul müdürü sürgün edildi!*7
25.02.2013 Cahit Külebi De Sansürlenmiş: 'Öp Biraz!' Dizesi Sakıncalı Bulunmuş!*8
11.04.2013 Cemal Süreya'ya test kitabında sansür!*9
Yazının girişinde bahsettiğim "normal" tehlikesi de burada başlıyor.Bu kadar büyük sansür vakaları olmasına rağmen nedense bu sansüre en çok karşı durup,bunun kabul edilemez olduğunu anlatması ve haykırması gereken eğitim camiası sus pus olmuş hiç ses çıkarmıyor.işte bu "normalleşme" göstergesidir ve bu beni sansürden daha çok korkutuyor.
Bu işin bir yüzü,şimdi de diğer yüzü...
Son yıllara,özellikle de son günlere baktığımda eğitim sistemimiz adına yapılan birçok çalışma görüyorum.Paneller,toplantılar,seminerler...Tüm bu toplantılarda farklı bakış açıları,farklı fikirler var.Tabletler,akıllı tahtalar,sosyal medya araçları vb. yenilikçi eğitim yaklaşımları...Yalnız hepsinde "inovasyon" ortak nokta olarak dikkatimi çekiyor.İnovasyon,"yeni ve değişik birşey yapmak" anlamındaki Latince "innovare" kökünden türetilmiş.Türkçe karşılığı ise kaynaklarda “yenilenme” , "farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulama" diyebiliriz.Benim anladığım kadarıyla yaratıcılık ve bunun sonucunda ortaya konan ürünün pazarlanabilir olması.
Şimdi de sadede gelelim Sayın Okur,
Bir tarafta eğitim dünyasını değiştirmek ve dönüştürmek için harıl harıl çalışan ve fikir üreten insanlar,diğer tarafta kendilerince belirledikleri normlara göre sansür uygulayan insanlar.Diyeceğim şu ki bu ikinci grup insan,hala sanat eserleri üzerinde sansür uyguluyor ve buna başta sansür uyguladığı kurum içinde çalışan,bu alanın gelişmesi için çaba gösteren kişiler olmak üzere çoğunluk ses çıkarmıyorsa orada anılacak en son kelimedir yaratıcılık ya da inovasyondur.Bugün bakanlığın okullara sağladığı bağlantıda hala tüm sosyal medya araçları,video paylaşım siteleri,blog siteleri sansürlü ya da daha kibar bir ifade ile "Bu siteye erişim,sakıncalı içeriğinden dolayı,Milli Eğitim Bakanlığı'nın isteğiyle Türk Telekom A.Ş. tarafından engellenmiştir."Düşünün"Eğitim Ortamı Olarak Sosyal Medya" konulu paneller yapılıyor ama hiçbir okullumuzdan sosyal medya araçlarına ulaşılamıyor.İroni anlayışımız zirvede.
Bu portre değiştirilmediği sürece eğitimi iyileştirme adına atılacak yeni adımların hepsi malesef hiçbir şey ifade etmez.Önce dürüst olmalı,tutarlı davranmalı ve ne istediğimizi ortaya koymalıyız.Eğer ki biz yaratıcılığı yüksek soran,sorgulayan ve üreten bir nesil yetiştirmek istiyorsak bu sansürcü zihniyetten kurtulmalıyız.Bu zihniyetten kurtulmadığımız sürece sadece "mış" gibi yaparız.Daha başkası da olmaz!
Sayın Okur,sansür bulaşıcı bir şeydir ve çok hızlı yayılır ve bir gün senin ağzına da gelip bir "siyah bant" çekebilir.
Ve unutma Sayın Okur!
"Çünkü düşünce sözcüklere bağımlıydı."*IV
Alıntılar
I)Edip Cansever'in "Masa da masaymış ha" adlı şiirinin sansüre maruz kalan bölümü
II)CAhit Külebi'nin "Hikaye" adlı şiirinin sansüre maruz kalan bölümü
III-IV)George Orwell'ın otoriter ve sansürcü bir rejimi anlattığı 1984 adlı eserinden
Yazının içinde geçen ilgili haberlerin bağlantıları
* 1 http://t24.com.tr/haber/lise-son-sinif-kitabinda-edip-cansever39in-siiri-sansurlendi/223521
* 2 http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1113808&CategoryID=86
* 3 http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1112305&CategoryID=77
* 4 http://t24.com.tr/haber/seker-portakali-mustehcen-faraler-ve-insanlar-sakincali-bulundu/220906
* 5 http://haber.mynet.com/zikkimin-kokune-sansur-soku-672834-guncel/
* 6 http://www.cnnturk.com/2013/guncel/01/29/maaloufun.semerkantina.da.sansur/694433.0/index.html
* 7 http://t24.com.tr/haber/kadinlik-bizde-kalsin-oyununu-oynatan-mudur-surgun-edildi/223438
* 8 http://www.baskahaber.org/2013/02/cahit-kulebi-de-sansurlenmis-op-biraz.html
* 9 http://t24.com.tr/haber/cemal-sureyaya-test-kitabinda-sansur/227539
Not:Sansürün sadece eğitim ile ilgili ayağına odaklanmayı tercih ettiğim için diğer alanlarda yaşanan sansür vakalarına değinmedim.Buraya o sansür haberleriyle de ilgili birkaç bağlantı bırakıyorum.Gözden kaçıranlar öğrensin,unutanlar varsa hafızasını tazelesin isterim.
http://haber.gazetevatan.com/da-vinci-sansuru/487289/11/Haber
http://t24.com.tr/haber/trtden-john-lennona-din-sansuru/210853
http://www.abbasguclu.com.tr/haber/tubitaktan_darwine_sansur_iddiasi.html
http://webtv.hurriyet.com.tr/2/41918/22038216/1/sunucunun-dekoltesini-boyle-kapattilar.aspx
http://www.ntvmsnbc.com/id/25217011/
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Nereye kadar? Yıllar önce kitaplarımın banyo kazanın da yandığı günleri anımsadım. Babam kızmıştı. Ne var bu kadar kitap alacak senin kitapların yüzünden banyo kazanını değiştirmek zorunda kaldık. Ankara 12 Eylül 1980 Sonra ki günlerde evler tek tek aranmış rahmetli annanem arama sırasında okuduğu Kur'ân-ı Kerîm-î de zorla da olsa vermiş. Ne olur ne olmaz "Arapça-Türkçe" yazıyor size belli olmaz bu yaştan sonra beni de götürüsünüz belki diye...
Yusuf Ziya Güldere
13.2.2013
Sansürcü zihniyetin en çok feyz aldığı uygulamalar 12 Eylül benzeri askeri cunta dönemlerinde bulunur.Bu trajik anıyı paylaştığınız için teşekkür ederim.
Sezer Demir
13.2.2013
Çok anlamlı bir sorgulama her zamanki Sezer öğretmenim. "Eğer yaratıcı, eleştiren, sorgulayan bireyler yetiştirmek istiyorsak" diyorsunuz. Bunun toplumsal bir karşılığı olmadığı açık, gerçek anlamda. Bu bir eğitim felsefesi sorunu ve toplumun genel atmosferi "dindar nesil" yetiştirmek istiyorsa demokrasi gereği saygı mı duymalı? Aksini düşünüyorsak kamuoyunu nasıl belirleyebilir ve topluma nasıl liderlik edebiliriz? sorularına yanıt aranıp stratejiler geliştirilmeli.
Toplumca uzlaştığımız eğitim felsefe, değer ve amaçları olmadıkça sürdürülebilir ilerlemeler sağlamak çok güç.
O nedenle yaptığımız işin teknik bir mesele olmadığını kavrayıp, politika belirleyen, gündem oluşturan ve tartışmaları bilimsel temele oturtarak ilerleyen bir yaklaşıma gereksinimimiz var bana kalırsa.
Yazınızın e-kampüs ölçeğinde böyle bir fikir yürütmeye zemin hazırladığını düşünüyorum. Kaleminize ve fikrinize sağlık.
Mehmet Osman Çetiner
13.2.2013
Bizim sansür konusunda kanımca en büyük problemimiz "dindar nesil" yetiştirme adı altında tanımlanan yeni eğitim anlayışı değil.Bizim en büyük problemimiz gücü elinde bulunduran egemen grubun kendini desteklemeyen grubu susturmaya çalışması ve bunun için araç olarak hep sansürü kullanması.Cumhuriyetin ilanından bugüne sansür hep sevilen bir araç olarak kullanılmıştır.En bilinen örneği Marko Paşa dergisidir.
( http://tr.wikipedia.org/wiki/Markopa%C5%9Fa_(dergi) )
Diyeceğim şu ki bunu sansürcü anlayışı sadece bir siyasi gruba yüklemek ileride yaşanacak sansür uygulamalarının önünü açmak anlamına gelir.Bizim,toplum olarak önce kendimize uyguladığımız otosansürü daha sonra da evde,işte,sınıfta ya da sokakta yakınlarımıza uyguladığımız ya da onlara uygulandığına şahit olduğumuz sansür anlayışı durdurmamız lazım.
Sansür sorununu çözemediğimiz sürece ne eğitim felsefesi ne de eğitimin ihtiyacı olan diğer unsurları konuşmamızın kanımca bir önemi yok.
Yazıyı zenginleştiren yorumun için teşekkür ederim.
Sezer Demir
13.2.2013
Duyarlığınızı çok iyi anlıyorum öğretmenim, güncele dair bir gönderme yapmak istediğim için kullandım bugünün eğitim vizyonunu... İlkeli ve bilimsel bir duruşu temele almak için nelere ihtiyacımız var, çoğunlukçuluktan çoğulculuğa nasıl geçeriz, daha derin irdelediğimiz yazılarda dilerim...
Mehmet Osman Çetiner
13.2.2013
Artık su havada kalan "inovasyon" kelimesini bir kenara bırakıp, okullarda/"gerçek hayatta" ne yaşanıyor, ne olup bitiyor ona bakmamız gerekiyor! Yoksa yakında ironi kavramını aşıp yeni bir terim üretmek zorunda kalacağız:)
Emel Uysal
13.2.2013
Gerçek sorunlarla yüzleşip ona uygulanabilir çözümler bulmak her zaman konuşarak kavramların içini boşaltmaktan daha zor olmuştur.Bu yüzden daha çok "havada kalan" kavram görürüz.İroni meselesine gelince...Son durağımız "ironi" olsun."İroni"nin yerine yeni kelime türetmek zorunda kalmamız,izim için kelimenin tam anlamıyla felaket olur.
Sezer Demir
13.2.2013