BENDİM DEĞİŞEN
İlk güncem bu benim. Oldukça yeni ve acemiyim. Haftasonu almış olduğumuz iki günlük eğitimden sonra iyi bir silkelendim. Artık hiçbir şey eskisi gibi işlemeyecekti sınıfımda. 11 yıldır o kadar yorgunluğuma karşın ilk defa Pazartesi sendromu yaşamadım. Öğrencilerim daha sevimli göründü gözüme. Ne değişmişti acaba? Gözleri ışıl ışıldı hepsinin. Daha önce de mi böyleydi yoksa bana mı öyle geliyordu? Anladım ki bendim değişen. Aldığımız bu eğitim farklı açılardan bakmamı sağladı çocuklara ve sınıf içinde yaşananlara. Artık pes etmek yok lügatımda. İşe yaramayan tüm kelimeleri attım kafamdan. Bu manada Seda Altay, Bayram Gökçe ve özellikle Yusuf Ziya Güldere hocama çok teşekkür ederim.
Çok keskin bir geçiş olacak ama okumayı ve okuduklarımı birileriyle paylaşmayı çok severim. Bu yüzden sık sık okuduğum kitapları sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Burası benim için en iyi platform. Bu aralar eğitim kitaplarına sardım. Öğretmenliği, eğitimi yeniden gözden geçiriyorum. “Barbiana Öğrencilerinden Mektup” diye bir kitap var elimde şu aralar. Çok uzun süre önce almış ancak okuyamamıştım. 1960’lı yıllarda İtalya’nın Fiorentina kentinin Barbiana kasabasında Don Lorenzo Milani’nin okuldan atılmış köylü çocukları için kurduğu öğrenci-öğretmen fikrinden hareketle geliştirdiği modelin ve okulun anlatısı. Eğitim sistemini ciddi bir şekilde eleştiriyor. Bu okulda çocuklar hem öğrenci hem de öğretmen olarak birbirlerini yetiştiriyorlar. İşin ilginci bu okul bugün bile bu şekilde eğitime devam ediyor. En kısa zamanda alıp okumanızı tavsiye ederim. Kitaptan birkaç alıntıyla güncemi bitirmek istiyorum.
“Bizim sınıflara doldurulma tarihimizle fabrikalara doldurulma tarihimiz birdir ve fabrikaları yönetenlerle sınıfları yönetenler arasındaki sıkı bağ; eğitimin nasıl şekillendiğini, kimin çıkarına hizmet ettiğini göstermektedir.”
“Sakallı Celal’in dediği gibi: “Bu kadar cehalet eğitimle mümkündür”.
İyi okumalar….
Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]
Aslında kitaplar değil mi pek çoğumuzu yola düşüren ve yollarımızı bazı yerlerde kesiştiren. Kitaplar değil mi ki bize bir dünya içerisinde binlerce dünyayı seriveren. Vakıfla tanıştığımda eve dönerken dört kitap ismi vardı zihnimde ve yorgunluğumu atınca(3 gün aralıksız uyumuştum...) ilk işim de almak oldu onları internetten. Okudum, bir yana daha saptı yörüngem. Etrafımdakiler değişti, etrafım gelişti ve her adımda yoluma biraz daha ışık serpildi. Her adımda biraz daha aydınlıkta yürümeye başladım, yürüdüm, yürüyorum. Tuğba Öğretmenim, yoluma, yolumuza hoş geldin. Ne iyi ettin de geldin(eh bir de masraf çıkardın bak gelir gelmez:) ). Sizi burada(ve bu denli hızla) görmek benim için bir onurdur, gün"ce"nnete hoş geldiniz...
Burcu Esin İLİŞ
23.10.2014
Çok teşekkür ederim hocam. Hoş buldum. İyi ki geldim bir nebze de olsa rahatladım. Eğitim manasında kaybolmak üzere olan umudum yeşermeye başladı yeniden...Kitap önerilerinizi bekliyorum ben de :))
Tuba Algan
23.10.2014
Hoş geldiniz, diğer dostları da bekleriz. Işık olmak lazım bir yerlere dokunmak için...
"Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisizdir." Bu da Sakallı Celal'den
Öğretmenler uygulamanın içinde olanlar, her akşam bugün ben ne yaptım diye düşünenler, kalemi elinde tutup ta eğitimle ilgili düşüncelerini yazmazlar ise eğitimle ilgili olmayanlar eğitimle ilgili düzenlemeleri yazarlar.
Kalemine kelamına sağlık. İyi ki varsınız.
Yusuf Ziya Güldere
23.10.2014
Sizin gibi değerli eğitimciler olduğu sürece sönmez ışığımız hiç. Kalemim eskisinden daha heyecanlı ve hevesli paylaşıma...
Tuba Algan
23.10.2014
İyi ki geldiniz Tuba Hocam. Öğrenme yolculuğumuzda varlığınız bizlere eşşiz bir güç verecek.
Eğitimde Sınıfsal Çelişki ve Eleştirel Pedagoji üzerine çok kafa yormamız gerektiğini düşündüren kitap tanıtımı ve alıntınıza (affınıza sığınarak) küçük bir katkı da benden:
“Zorunlu eğitimin görevi sınıfta bırakmak değil, eğitmektir. Kimler neden sınıfta kalıyor? Sınıfta kalanlar tembeller ve aptallar mı? Bu çocuklar hep yoksullardan mı çıkıyor? Yani, Allah bütün tembel ve aptalları yoksul mu yaratıyor?”
Mustafa Göktaş
23.10.2014
Tüm eğitimcilerin okuması gereken bir kitap olduğuna inanıyorum. Eğitimde bir kişi bile kaybedilmemeli. Olumsuz yönde yapılan eleştiri ve etiketler yaralar...
Paylaşımınız için de teşekkürler :)) İyi ki katılmışım aranıza.
Tuba Algan
23.10.2014
Senden okumak çok keyifliymiş, hep sursun umarım...
Elif Ateş Sayar
24.10.2014
Tavsiye ettiğiniz kitabı ilk fırsatta alıp okumak istiyorum.Teşekkürler..
Mustafa Küçük
24.10.2014
harikasın tuba öğretmenim :)
Leyla Kılıç
24.10.2014
Değişen ve değiştiren herkese sevgiler. ..Hoşgeldiniz :)
Havva Atalay
24.10.2014
Hosbulduk hocam çok teşekkür ederim 😃
Tuba Algan
24.10.2014
Merhaba Tuğba öğretmenim, "herhangi bir ilişkide heyecan ve şefkat yoksa o ilişki yaşamaz" ya da buna yakın bir sözü vardı Freud'un. öğrenme ve öğrenme liderliğinde de bunun geçerli olduğunu düşündürdü yazınız. hoş geldiniz.
Sedat Subaşı
27.10.2014
Hosbulduk Sedat öğretmenim aranıza katılmak çok güzel.
Tuba Algan
27.10.2014