Küfür mü? Espri mi?
Küfür mü? Espri mi?
" Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir. "
Charlie Chaplin ( İngiliz Yönetmen, Oyuncu ve Yazar )
Kişileri tarif ederken ”Esprili adamdır, kadındır, yani keyiflidir” kelimesini birden fazla duymuşuzdur. ”Boş ver o adamı, kadını küfürbazın tekidir” ifadesi gibi. Bu yazıda biraz şu masum ve sevimli görünen “espri” ile kötü ve terbiyesiz görünen “küfür”e yakından bakalım ve farklı bir araçla analiz edelim. Açık iletişim kavramıyla sorgulayalım.
Bu sorunun aklıma takılması galiba çok eskilere dayanıyor. Babamın köyünde kadınların dahil her konuşmasında küfür sözcükleri kullanmalarına ilk kez duyduğum ve şaşırdığım zamana dayanıyor olabilir. Küfür sözcüklerine baktığınızda ve sadece sözcük özelinde baktığınızda çok anlamlı değillerdir. Yani Yetişkin benlik durumu ile bir analiz yaptığınızda ve kelimelerin sözlük anlamına baktığınızda çoğu zaman bunun neden bir hakaret olduğu veya eylemin kendisinin gerçeklikten uzak olduğu ve anlamlı olmadığını görebilirsiniz. Küfürü küfür yapan o sözcüklere o toplumda atfedilmiş anlamlardır. Benlik durumları özelinde baktığımızda ya suçlayıcı ebeveyn negatiften, ya da Asi Çocuk negatiften geldiğini söylemek yeterince kapsayıcı bir genelleme olabilir. Yani ya karşıdakini suçlamak, ya da aşağılamak için, ya da bir duygunun ( çoğunlukla öfke, bazen korku, bazen üzüntü) isyan ederek ifade edilmesidir.
Tabi Anadolumuzda her zaman küfür hakaret olarak kullanılmaz sevginin de ifadesidir. Çocuklar sevilirken küfür sözcükleri sevgi sözcükleri ile eş anlamlı kullanılır. Benlik durumları özelinde bakıldığında bu da Besleyen Ebeveyn’den gelen bir cümledir çoğu zaman.
Hangi benlik durumundan gelirse gelsin, duygu veya atıf direktir, gizli bir mesaj yoktur. Kısaca açık bir iletişimdir. İma edilmiyor direk söyleniyordur. Belki ifade edilen kelime anlamı değil ama toplumsal olarak o kelimelere yapılan atıf açık ve nettir. Duygu veya değer ortadadır.
“En az üç dil bileceksin, en azından üç dilde ana avrat düz gideceksin“
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Espri konusunun aklıma takılmasının da bir tavla maçıyla çok alakası var. Benden yaşça büyük iki kişiyi tavla oynarken seyrediyordum. Final maçıydı takım elbise giyerek maça başlamak dahil oyun boyunca karşılıklı olarak espriler yapılıyordu, ben de gülüyordum, sonrasında maç tamamlanamadı ve tartışma çıktı. O zaman anlam verememiştim. Şimdi ne zaman iki yaşı büyük kişi tavla oynarken seyretsem esprilerin altındakini okumaya çalışmak benim için eğlenceli oluyor.
Espriye baktığımızda ise benzer ve farklı noktalar görebiliriz. Beraberinde mutluluğun ifade biçimlerinden gülmeyi beraberinde getirdiği için zıt kavramlar gibi görünseler de benzerlikleri de epey var. Esprinin de küfür gibi toplumsal bir atıftan ve o topluma özgü olmasından bahsedebiliriz. Aralarındaki en temel fark ise küfür açık ve ortada bir duygu durumu veya değerle alakalı iken, esprinin psikolojik düzeyde gizli bir mesaj barındırmasıdır. Küfür de olduğu gibi salt kelimelere baktığınızda espri anlamlı olmayabilir. Bizim bazı kültürlerin kahkalarla güldüğü esprileri okuduğumuzda komik bulmamamız gibi. Gülmek eyleminin mutluluk duygusunun bir göstergesi olduğundan bahsetmiştik. Espri yapılırken altında yatan duygu çoğunlukla mutluluktan farklı bir duygudur. Çoğu zaman karşımızdaki kişiye direk söyleyemediğimiz bir duyguyu ifade etmek için kullandığımız bir araç. Bu bazen etnik bir gruba hakaret, bazen karşıdakinin anlayışsızlığına yönelik bir vurgu, bazen ortamdaki bir duygunun anlamsızlığına dair bir serzeniş olabilir. Bu durumların hepsinde de duygu mutluluktan farklı. Özellikle o an orada bulunmayan kişilere, kurumlara veya topluluklara yönelik olduğunda ve bu olumsuz yorumlardan etkilenecek kişiler o alanda bulunmadığında, herkesin neşelenmesine ve mutlu olmasına sebep olsa da çok masum değil.
İngilizcede bir deyim var, psikolojide de kullanılır “kadife eldiven giymiş, demir yumruk” galiba esprileri en iyi anlatan ifadelerden biri bu. Küçük çocuklar bunu yaptığında biraz daha acemi yaptıkları veya gizli mesajlarda henüz ustalaşmadıkları için dalga geçmek olarak ifade ediliyorlar. Büyüyüp yetişkin olunduğunda gizli mesajlardaki ustalık esprilerin altında yatanı anlamayı bazen zorlaştırabiliyor. Gülüyoruz belki ama neşeli olmuyoruz.
Yine psikolojide kullanılan bir tanım var: “asılan adamın gülüşü” . Bir kişi kendisi ile ilgili olumsuz bir şeyi ifade edecekse bunu gülerek ifade etme eğilimindedir. Örnek vermek gerekirse kişi “ben salağım kolumu kırdım” derken güler aslında söylediği şey hem kendisine yönelik olumsuz bir yargının, hem de acının ifadesidir.
Kısaca gülmek her zaman masum değil.
Şimdi siz karar verin küfür mü? Espri mi?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...