Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Yaşam Pozisyonları ve Öğrenme Ortamları (+,-) 12 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Yaşam Pozisyonları ve Öğrenme Ortamları (+,-)

Eric Berne kişinin erken çocukluk döneminde oluşturduğu ve tüm yaşam senaryosunu belirleyen bir karar aldığını belirtir. Varoluşsal yaşam pozisyonu denen bu karar dört farklı biçimde olabilir:

 

  1. ( +, - )                  Ben OKEY ( Tam, bütün ve İyi); Sen OKEY ( Tam, bütün ve İyi) Değil      
  2. ( -, + )                  Ben OKEY ( Tam, bütün ve İyi) Değil; Sen OKEY ( Tam, bütün ve İyi)      
  3. ( -, - )                   Ben OKEY ( Tam, bütün ve İyi)DeğilSen OKEY ( Tam, bütün ve İyi)  Değil
  4. ( +, +)                  Ben OKEY ( Tam, bütün ve İyi); Sen OKEY ( Tam, bütün ve İyi)  

Yaşam pozisyonu üç düzeyde analiz edilebilir.

  1. Fonksiyonel ( sosyal) düzey: Gözlemlenebilir davranışlarla ortaya çıkan.
  2. Psikolojik düzey: Gözle görülmeyen, hissedilebilen, farkındalıkla anlaşılabilen.
  3. Varoluşsal düzey:  Bebeklik döneminde alınan kararla oluşan ve detaylı analizle, travma durumları ile anlaşılabilen.

Bu üç düzeyi örnekle açıklamak istersek parmağını sallayarak bağıran bir kişiye dışardan baktığınızda gördüğünüz yaşam pozisyonu +,- iken, psikolojik düzeyde düşünce ve duygusu “otariter olmazsam beni kabullenmezler” (-, +), olabileceği gibi “ne yaparsam yapayım değişmez, değiştiremem” (-,-)‘de olabilir. Varoluşsal düzeyde ise hiç bir şey söyleyemeyiz, benim de yabancı olduğum daha çok klinik alanın yani terapinin konusudur. Bu yazıda 4 yaşam pozisyonuna fonksiyonel ve psikolojik düzeyde bakacağız.

Yaşam pozisyonunun, “Ben OK” ( tam, bütün, iyi) “Sen OK” (tam, bütün, iyi) kavramının ilişki sürecinde ne kadar belirleyici olduğunu hepimiz biliyor, fark ediyor, hissediyoruz.

Bu yazıda yaşam pozisyonlarının eğitim süreçlerine nasıl yansıdığını tartışmak, gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Benim deneyimlerim daha çok yetişkin, erişkin veya yaygın eğitim denen ve yaşam deneyimleri fazla olan kişilerle yapılan eğitimler. Bu nedenle buradaki paylaşımlar yetişkin eğitimine yönelik olacak, her ne kadar ben yaşam deneyimi daha az olan ve çocuk dediğimiz kişilerin katıldığı eğitimlerin de dinamiklerinin aynı olduğunu düşünsem de, değerlendirme ve örneklendirilmesini örgün eğitimde çalışan meslektaşlarıma bırakıyorum.

Bu yazıya konu olan gözlemlerin ilkini kendimde fark ettiğim bir anı ile başlayalım. İstanbul’un ünlü özel okullarından birine bir sunum için gittim. Sunum gerçekten benim için tam bir hayal kırıklığı idi. Başladığı andan itibaren tüm aksiliklerin, tüm bocalamaların ve negatif geri bildirimlerin birbirini kovaladığı bir sunum oldu. Sunumdan çıktım okulun önündeki bankta ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre, (yerdeki yapraklar ve kum tanelerinde gözümü ayıramadan geçirdiğim zaman dilimi) sonrasında yürümeye başladım, nereye olduğunu gerçekten bilmiyorum, en sonunda sunumdan yaklaşık 4 saat sonra kendimi Karaköy vapur iskelesinde buldum. Sonrasında vapurda geçen 20 dakika da yavaş yavaş, sağlıklı düşünmeye ve düşündüklerimi anlamlandırmaya ve kategorize etmeye başladım. Ne olmuştu? O zaman yeni öğrendiğim ve üzerine detaylı düşünmeye başladığım yaşam pozisyonu kavramı ile sürece bakmaya çalıştım. Ne olmuştu da katılımcılar bana +,- ( “Ben OK”, “Sen OK” değil) tepki vermişlerdi. Beni neyi tetiklemiş veya neyi sarsmıştım ki tepki almıştım.

O gün öncelikle sunumları yaparken kullandığım kelimelerin, hitap etme biçimimin, beden dilimin, soru sorma ve cevap verme tarzımın,  sunum içeriğimin, nasıl yaşam pozisyonunu ile ilişkilendiğini fark etmek beni şaşırttı. Bu deneyim ve sonrasında yaptığım gözlemlerden fark ettiklerimi size burada özetlemeye çalışacağım. İlk olarak +,-

  1.   Ben OKEY ( Tam, bütün ve İyi); Sen OKEY ( Tam, bütün ve İyi) Değil +, -

Öğrenen ve öğretenin olduğu ortam bir biçimde hem fonksiyonel, hem psikolojik düzeyde +, -‘dir.Çünkü bir bilen ve bir bilmeyen olduğunu öngörür.  Birlikte öğrenen sürecinden bahsediyor isek bu durumda bazen fonksiyonel düzeyde +, - olsa da,psikolojik düzeyde +, + pozisyonundan bahsedebiliriz.

Bu bilgiyi biraz açarsak öğrenme ortamı; öğretmen masası, projeksiyon, tahta, bir tarafa bakan 20 kişi ve bu 20 kişiye bakan bir kişinin oluşturduğu fotoğrafa baktığınızda fonksiyonel düzeyde +, - görürsünüz. Göremeyeceğiniz bu öğrenme ortamındaki kişinin psikolojik düzeyde hangi pozisyonda olduğudur.  Bu aşama da bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek lazım, fonksiyonel düzeyde +, -  olmak ( tercih edilen olmasa da ) kötü değildir, işlevsel olduğu alanlar vardır. Anlatım yönteminin işlevsel olduğu durumlarda +, - fonksiyonel araçlar en kısa sürede en fazla mesajı etkin vermenizi sağlayabilir.

Şimdi farklı göstergelerle hem fonksiyonel, hem psikolojik düzeyde +, - yaşam pozisyonunun öğrenme sürecine nasıl yansıdığı ile ilgili gözlemler gelelim.

Kullanılan dil

Öncelikle ne kadar karmaşık dil kullanıyorsak o kadar +, -‘ye doğru bir yolculuk yapıyoruz.  Eric Berne’nin “profesör oyunu” dediği anlaşılmaz bir dil kullanma, fazla kavram kullanma, konuşmayı kısa kesme, yarım bırakma bence eğitim ortamında en çok gözlemlenen davranışlar. Size başta verdiğim örnekte benim o dönemde profesör oyunu içinde olduğumu fark etmem beni zenginleştirmişti. Çünkü o dönemde sunumlarım esnasında İngilizce sözcükleri sıklıkla kullandığımı, sunumun içeriğini çok zenginleştirmese de farklı teorilere gönderme yaptığımı fark etmiştim.

Bunu yapmaktaki temel amaç, “ bakın ben ne kadar çok şey biliyorum” mesajını vermek aslında. Her ne kadar o günkü eğitimin içeriği ve kazanımları arasında bu bilgi ve vurgu yoksa da, mesaj aslında bu. Bildiğini göstermek için yapılan eğitimin en temel riski +, - olmaktır.

İçerik 

Eğer yaşam pozisyonunuz +, - ise herhangi bir eğitim içeriği hazırladığınızda büyük bir ihtimalle zaman planı uygun olmayacaktır. Yani hazırladığınız içerik o sürede bitmeyecek kadar uzun olacaktır. Bir çok eğitimcinin” ….. konuları da vardı ama süre yetmedi.” dediğini hatırlayın. Aslında bu ifadesinde altında yatan “ben aslında burada anlattıklarımdan daha fazlasını biliyorum” örtük mesajının farklı kelimelerle ifade edilmesidir.  

Bu yaşam pozisyonunda içerik yapılandırırken, özellikle bilme düzeyinde kazanımlara ağırlık vermek en çok gözlenen sorundur. Çünkü katılımcıların anlayabilmesi için birçok bilgiye ihtiyaçları olduğu varsayımından hareket edilir. Sıklıkla tekrarlanan  “şunu da bilmeleri lazım,” “ama bu bilgi olmadan anlamlı değil ki;” “aslında bu bilginin şunla da alakası var” yaklaşımıdır.

İçerikle ilgili önemli bir gösterge de özellikle psikoloji gibi konularda kişinin neyi yapamadığından hareketle bir içerik oluşturmaktır. Aile eğitimlerinde bu sıklıkla yapılır, anne babaların neyi yapamadığı uzun uzadıya ve bol örnekle verilir. Aileler de eğitimden bir suçluluk duygusu ile ayrılırlar. Eğitimin ne yapılması gerektiği veya olumlu neler yapıldı bölümü ise 2 saatlik bir sunumda 5- 10 dakikayı geçmez. 

Sunuş biçimi

Eğer yaşam pozisyonunuz +, - ise sunum sırasında uzun cümleler kullanmanız, aynı bilgiyi birden fazla ve aralarında bağlaç kullanarak açıklamanız çok olasıdır. Aynı bilgiyi birden fazla anlatmanın altında yatan aslında “ben size detaylı anlatmazsam anlayamazsınız” mesajını içinde taşır.

Giyim

Sıklıkla sorulan sorulardan biri eğitimcinin nasıl giyinmesi gerektiğidir. Bu konuda farklı görüşler olsa da eğitim verdiğiniz gruba aykırılık taşıyan giyim tarzının  +, - yaşam pozisyonunu teşvik edici olduğunu söyleyebiliriz. Gruba aykırılık taşıyan derken bir işçi grubuna takım elbise ile gitmek ile bankacı bir gruba takım elbise ile gitmek çok farklı etki yaratır. Bu aşama da tabii ki, kullanılan aksesuarlarda devreye giriyor. Bir eğitimci ile tanışmıştım fötr şapka, çok pahalı olduğu anlaşılan saat ve ben buradayım diyen bir gözlük kullanıyordu. Havaalanındaki sohbette bir ara “bunlar benim sermayem, yoksa etkim azalır” dediğini duyduğumda ilişki benim için netleşti.  Bizim ORAV’da neden rahat, şık kıyafet tarzını benimsediğimizi de açıklıyor bu yaklaşım.

Bazen katılımcıya gösterdiğiniz saygının dışa vurumu olduğu için özenli giyinmek gerektiği söylenebilir. Doğrudur, ilk etki önemli olduğu için özellikle belli bölgelerde buna ihtiyaç olabilir. Bu durumda unutulmaması gereken “ya bak adam bizi önemsiyor” “koskoca adam bizim için giyinmiş” sözcüklerinin de  +, - ‘yi desteklediğidir. Eğer karşılıklı öğrenme gerçekleşecekse ilk intibadan sonra kıyafette değişiklikler yaparak (kravatı, ceketi çıkartmak v.s) öğrenme sürecini yönetmek gerekecektir. 

 

Katılımcıya hitap

Eğer yaşam pozisyonunuz +, - ise katılımcılara beyefendi, hanımefendi, gençler, kardeşlerim, evlat gibi hitapların kullanıldığı görülür. Kıyafette gösterilen özen gibi örneğin kırsal kesimde kadınlarla çalışılırken “hanımefendi” şeklindeki bir hitap  -, + pozisyonunda olan bir kişiyi +, + pozisyonuna çekmek ve onurlandırmak konusunda işlevsel olabileceğini aklımızda tutalım. Bunun yanı sıra okuma yazma sınıfındaki teyzeme de yerel seslenişteki gibi “eze” demeden o sınıfta +, + ‘yı yakalamanın çok zor olacağını da hatırlayalım.

 

Kullanılan Sözcükler

Bazı sözcükler var, onları duyduğumda işte +,-‘nin ayak sesleri diyorum: “anladınız mı?” “katılımcılardan da paylaşım aldık artık devam edebiliriz.” “…… ama”,  “bunu not alın” “ seviyesine inerek anlatmak lazım” v.s gibi bir çok sözcükten bahsedebiliriz.

Bunun yanı sıra fazlasıyla kullanılan “ teşekkür”  “harika” “doğru” gibi onaylamak için kullanılan kelimeler de sıklıkla tekrarlandığında risk taşırlar.

 

Kullanılan Örnekler

+,- yaşam pozisyonunda yapılan sunumlara en iyi örnekler aslında “piyasa eğitimi” veya “vur kaç” eğitimleri denenlerde rastlanabilir. Bu sunumların ve sunumu yapanların ortak özelliği yurt dışında yaşanan uzun (!) sürelerdir.  Örnekler çoğunlukla “ ben ……’da iken” veya “ben …. Da …. Kongresindeyken” cümleleri ile başlar. Kısaca özde kişiyi yabancılaştıracak ve gündelik hayatlarında rastlayamayacakları ne kadar fazla verirseniz o kadar kendinizi büyütüp, katılımcılara “vay be adama bak, neler neler yaşamış, neleri deneyimlemiş” dedirtip gücünüzü (!) gösterebilirsiniz.

 

Soru Sorma Şekli

Eğer yaşam pozisyonunuz +, - ise birden çok soruyu aynı anda sormak, uzun sorular sormak, sorduğu soruyu açıklamak, sorudan sonra cevap gelmesi için çok az beklemek ve soruyu tekrar sormak, kapalı uçlu soru sormak, yönlendirici sorular sormak sıklıkla gözlenen davranıştır.

 

Sorulara cevap verme şekli

Yaşam pozisyonunun +,- olduğunun en iyi göstergelerinden bir sorulan soruların eğitimci tarafından yeniden tanımlanmasıdır. “arkadaş aslında şunu sormak istiyor?” “siz aslında şunu söylüyorsunuz?” “sorunuzu değerlendirecek olursak” vs.

Bir başka gösterge ise soruya cevap vermek yerine, soru ile ilişkili veya değil bilgilendirme sürecine devam etmektir.

 

Sunum Başlangıcı 

Kişinin bir sunum öncesi kendini tanıtma biçimi yaşam pozisyonu ile ilgili açık bir fikir verebilir.  Genelde kendini tanıtma süreci göreceli uzun sürer, özellikle kariyerle ilgili detaylar verilir, okunan okullar,  alınan eğitimler, gidilen ülkeler v.s. Bir keresinde bunun tam tersinin yapıldığı bir eğitime katılmıştım, eğitimci kendisi ile ilgili sunumun ortasına kadar hiç bilgi vermiyor, bu o eğitim firmasının taktiği idi, sunum yapan kişiden bağımsız bir süreç yapılandırdıklarını iddia ediyorlardı. Benim yorumum ise “size ne benden, siz konuya odaklanın” mesajı idi ki bu da +,-‘nin bir başka bir görünümüdür. Değer vermediğiniz kişiye çok bilgi vermezsiniz, çünkü gerek görmezsiniz.

 

Beden Dili / Ses Tonu

Yaşam pozisyonunuz +,- ise şu kural işler: Bedenin ve sesin normal kapladığı bir alan veya ton vardır. Bu tonu arttırdığınızda ve bedenin hacmini büyüttüğünüzde yani doğal olanı değiştirdiğinizde karşı tarafa bir mesaj verir. Bu mesaj çoğu zaman +,- mesajıdır. Kollar açıldığında, ses yükseldiğinde,  omuzlar geri gittiğinde, bakışlar sabitlendiğinde alanı büyütmekten bahsedebiliriz.

 

Not: Şimdi fark ettiğim ve ironik olan bu yazıya önce  +,- ‘ ye odaklanarak başlıyorum. 

 Bu yazıyı diğer yaşam pozisyonlarını da içerecek biçimde geliştirebilmek için görüşlerinize ihtiyacım var. 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...