Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
KARNE OLUMLU GERİ BİLDİRİME DÖNÜŞEBİLİR Mİ? 4 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

KARNE OLUMLU GERİ BİLDİRİME DÖNÜŞEBİLİR Mİ?

                 KARNE  OLUMLU GERİBİLDİRİME DÖNÜŞEBİLİR Mİ?



"Neyi gözlemleyebileceğimizi teorimiz belirler"

 

''Einstein''

                                           

                                

       Öğrencilerimiz  anasınıfından başlayarak  başarıya ya da başarısızlığa anlam yüklemeye başlarlar. Hatta anılarının ve deneyimlerinin çok net olmadığı, “Ben o yaşlarımı hatırlamıyorum bile” dediği yıllarda bu anlam başlar.

        Özellikle oyun çağındayken bir gruba dahil olmak, oynadığı oyunu kazanmak ve varlığının fark edilmesi çok önemlidir. Öğrencilerimiz  o yaşlarda, farkında olmasak da onaylandığımız her anı,  başarı merdiveninin bir basamağı olarak görürler. Onaylanma mesajlarını öğrencilerimiz  öncelikle ailesindeki otorite figürlerinden alırlar, “aferin” ile başlayan cümleler ilk motivasyon kaynakları  olur. Okulda öğretmenlerin  sıcak bir bakışı, dönem sonlarında aldıkları karne ile devam eder.

         Peki ya tam tersi olsa…Öğrencilerimizin negatif  yanlarını, yapamadıklarımızı dile getiren otorite figürleriyle büyüseydiler,  çevrelerinde işler yolunda gitmiyorken güçlü yanlarını ve geçmişteki başarılarını duymak yerine yetersizliklerini dile getiren anne-baba ve öğretmenler varsa… O zaman öğrencilerimiz başarı merdivenini inşa edebilirler mi? Kendi potansiyeline inanır ve güvenirler mi? Değerli ve eşsiz bir birey olduğunu kabul edebilirler mi? Karnelerinde  gördükleri zayıf notlar öğrencilerimizin motivasyonumuzu nasıl etkilerdi?

         Hangi yaşta olursak olalım, içimizde var olan potansiyelin fark edilmesine ihtiyaç duyduğumuz bir gerçek. Aslında potansiyelimiz performansa dönüştüğünde;  yapıcı, bizi geliştiren geribildirimleri almak ve takdir mesajlarını duymak bizi başarılı kılar.

          Öğrencilerimiz performanslarıyla  ilgili olumlu geribildirim almadığında  cam bir tavana çarparlar. Potansiyellerini  belli bir alana hapseder  ve şuna inanırlar; “Yapamayacağım, yapabileceğimi düşünmüyorum…” Yani  öğrencilerimizin zihninde yarattığımız engel bizim  verdiğimiz  “doğru olmayan”  geri bildirimlerle gitgide büyür. Öğrencilerimizin başarı merdivenleri çatırdamaya başlar. Kendisini taşıyamayacağından korktuğu için basamakları hızlı adımlarla iner.

       Pygmalion Etkisi

          Kendi kendini doğrulayan kehanet gittikçe öğrencimizin zihninde doğrulanmaya başlar. Öğrencilerimiz  zihninde, içinde yarattığı düşünceyi dış dünyada gerçeklik haline dönüştürür. Öğrencilerimiz  başarısız ve değersiz olduğuna inandıkça ya da aldığı geribildirimler ona aynı mesajı verdikçe aşağıya iniş devam eder. Yaşadığı  tedirginlikten dolayı derslerine  yeterince  katılmamak  ve düşük performansla çalışmak artık onun için kaçınılmaz olur.

           Aynı konuda bir ilköğretim okulunda yapılmış olan deney bu düşünceyi doğrular nitelikte. Şimdi bu deneyin şaşırtıcı sonuçlarına birlikte bakalım. Her sınıftan eşit sayıda rastgele olarak seçilmiş olan öğrencilerin çok başarılı ve üstün zekalı oldukları öğretmenlerine söylenmiştir. Yıl sonunda bu öğrencilerin derslerinde ve diğer arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde çok başarılı oldukları gözlemlenmiş aynı zamanda yapılan zihinsel beceri testlerinde ilerleme kaydettikleri saptanmıştır. Çünkü rastgele seçilmiş olmalarına rağmen öğretmenlerine üstün zekalı oldukları söylenen bu öğrencilere, öğretmenleri farklı davranmışlardır. Yüz ifadeleri ve üsluplarının ılımlı ve yapıcı olması, başarıları takdir eden ve pozitif geribildirimler vermeleri, aynı zamanda onların benlik saygısını okşayan ifadeler kullanmaları öğrencilerin başarısını etkilemiştir.

          Biz öğretmenlerin öğrencilerden bekledikleri üstün performansı alabilmeleri, verdikleri geribildirimin kalitesiyle çok yakından ilişkilidir. Oluşturduğumuz beklentilerin karşılanabilmesi büyük ölçüde bunu nasıl ifade ettiğimize bağlıdır. Çünkü öğrenciler öğretmenlerinin kendileri hakkındaki görüşleriyle tutarlı davranma eğilimindedir. Öğretmen  olarak öğrencilerimizin performansını değerlendirirken “Sen başarısızsın”, “Bu konuyu anlamadın”, “Yapacağına inanmıyordum zaten”, “Yine beni hayal kırıklığına uğrattın”,  gibi ifadeleri kullandığımızda, öğrencilerimizin buna inanmaları ve söylenenleri haklı çıkaracak davranışlarda bulunmalarına şaşmamak gerekir. Kehanet kendiliğinden doğrulanmıştır.

           Ancak bunun tam tersi de geçerlidir; Öğretmen olarak bizler; öğrencimizin  fark ettiğimiz ve yaptığı işe değer verdiğimizi ifade ettiğimiz ,  onore  edici, takdir mesajları ve yapıcı geribildirimler ile  öğrencilerimizin  başarı merdivenine yeni basamaklar eklemesi için öğrencilerimizi motive ederiz. Aynı zamanda öğrencilerimizin özgüven sağlamasına ve kendi potansiyeline inanmasına yardımcı oluruz. Aynı kural burada da geçerlidir; bu sefer öğrenci yine öğretmeninin beklentileriyle tutarlı olacak şekilde davranmayı seçecektir ve her defasında başarıya ulaşması kaçınılmaz hale gelecektir. Öğretmen olarak bizler doğru geribildirim verdiğimiz  takdirde sadece bugünün performansını değil geleceğin performansını da yönetmiş olacağız. Yine kehanet kendiliğinden doğrulanmış olacaktır.

Hangi kehanetin gerçekleşmesini istediğinize siz karar verin…

    Öğrencilerimizin gelişimine katkı sağlamak ve performanslarını doğru yönetmek adına öğretmenler  olarak rolümüz çok büyük. Özellikle onların güçlü yönlerini ön plana çıkarmak ve parlatmak, yetersizlikler ve düşük performans ortaya çıktığında onların yanında olarak, destek vererek ve geçmiş başarılarını hatırlatarak yeniden kendilerine inanmalarını sağlamak en büyük sorumluluğumuz değil mi?

    Öğrencilerimizden  üstün performans alabilmenin sırrı doğru geribildirim vermemize bağlı. Çünkü neyi, neden ve nasıl söylediğimizi bilerek verdiğimiz doğru geribildirimin doğruladığı kehanet okul ve aile yaşamımızda  başarıyı sağlıyor.Olumlu tutum, kötü bir ders performansı ile  karşılaşıldığında bile “Çok iyi olmuş, birkaç küçük işlem hatası dışında her şey çok iyi” diyen  öğretmen  iyi bir performans ortaya koyar. Olumsuz beklentiler yaratan öğretmen ise, devamlı “Her şey yanlış gidiyor” “Yeniden dene, ne demek istediğimi anlayacaksın” diyen ve açıklamalardan kaçınarak yetersiz bir performans ortaya koyar.

   Öğrencilerimize , “Bu ödevin daha iyi olmasını, nasıl sağlayabiliriz?” sorusunu sıklıkla sormalıyız. İyi bir öğretmen, öğrencilerini  bambaşka bir havaya ve verimliliğe taşıyabilir.


Kısacası;

Karne, içeriği ve sunumu ile olumlu bir geribildirime dönüşebilir...

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...