Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Beyin Temelli Ders Çalışma Alışkanlığına İlişkin İlkeler 2 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Beyin Temelli Ders Çalışma Alışkanlığına İlişkin İlkeler

 

      Beynimizin nasıl öğrendiğini keşfederken aslında öğrenme gücümüzü-kapasitemizi artırabiliriz. Bu bilgileri öğrendikçe de beynimizin nasıl çalıştığı ve nasıl daha iyi öğrendiği konusunda daha fazla düşünürüz, beyin ve öğrenme süreçleri hakkında  farkındalığımızı arttırabiliriz.

Beyin temelli ders çalışma alışkanlığını kazanmak için beyninizin çalışma tercihlerine göre bir planlama yapmalısınız.  Çocuğunuz ders çalışırken kısa süreli ödül ve hazları (örneğin çok sevdiği arkadaşlarıyla birlikte olma, bilgisayar oyunu oynama vb gibi ödülleri) bir kenara bırakması ve daha uzun vadeli olan ödüllere duygusunu ertelemesi, sıkılmayı göze alması çoğu zaman beyninin çalışma  tercihleri ile örtüşmeyen bir durumdur. Bu hazzı-ödülü erteleme hiçte kolay olmayacaktır.

Beyin öğrenirken ve öğrendiklerini işlerken bir çok süreçler devreye girer. Tepkiler ve kararlar beynin farklı bölgelerinde işlem görür. Beynin bir “düşünen” bir de “hisseden” bölümü-tarafı vardır. “Düşünen beyin”, mantıklı kararları bazı süzgeçlerden geçirerek verirken, “hisseden beyin” ise gündelik tepkilere, duygulara göre çabuk ve güçlü olarak karar vermeyi destekler. Hisseden beyin, çabuk ve güçlü olarak hissedilen tepkileri, kararları düşünen beyne gönderir ve bu kararların ivedilikle desteklenmesini ve çıkmasını, sağlar. Bu kararların-tepkilerin iyi olduğunun gerekçelerini de duygusal olarak üretiverir. Hisseden beyin beynin haz alan bölgesini kapsar. Diğer düşünen beyin üzerinde etkili olmaya çalışır. Bir çok kararlar düşünen beyne gelmeden, bilinç üstüne çıkmadan ilk izlenimlere, anlamlandırmalara göre işlemleri yapılır. Bu tepkiler, daha çok gündelik hayattaki duygusal tepkiler, ödül ve  haz  beklentilerini içerir.  Bu durum, beynin kısa sürede haz veren faaliyete yönelmesini, egonun hemen tatmin edilmesini ister.

Beynin frontol lobu mantıklı kararlar vermeyi ve duyguları kontrol etmeyi sağlar. Bu lop çocuklarda daha geç olgunlaşmaktadır. Beyin gelişimi ve çalışma şekli çerçevesinde, çocuklara rehberlik etmek, ders çalışma, tutum ve alışkanlıklarını kazandırmada onlara yardımcı olmak gereklidir.Beyin temelli ders çalışma alışkanlığına ilişkin bazı temel ilkeler şöyle sıralanabilir:

  1. Beynimizin nasıl çalıştığını ve nasıl öğrendiğini öğrenmek. Öncelikle öğrencilere bütün vücudumuzu (sevk ve idare eden) yöneten, duygunun, düşüncenin, davranışların, öğrenmenin kaynağı ve organı olan beynin nasıl işlediği ve nasıl öğrendiği anlatılmalı, gösterilmeli ki, öğrenci sahip olduğu muhteşem zenginliğin farkına varabilsin. Beyin yarım kürelerinin ve loplarının görevleri nelerdir? Hangi derslerde hangi yarımküre ve loplar daha aktivite edilebilir? Öğrenciler, öğretmenler, anne ve babalar beynin her iki yarımkürelerini ve farklı loplarını  nasıl birlikte uyarabileceklerine, öğrenme ve öğretimin nasıl yapılabileceğine ilişkin bilgileri ve stratejileri öğrenmeliler, ilgili tartışmaları yapabilmeliler.
  1.  Duygusal ve bilişsel süreçler birbirinden ayrılmaz. Duygular, başarılı bir  öğrenme etkinliğinde katolizer görevi üstlenir. Olumlu duygular genler üzerindeki baskıyı kaldırarak (metillenmeyi) öğrenmeyi motive ederek performasın artmasını sağlarken, olumsuz duygular beyni bloke ederek bilinçli kararlar almayı engeller.
  1. Nasıl düşünmeniz gerektiğini önemsemek. Bir şeylerin imkansız olduğuna inanırsanız, AKLINIZ bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Bir şeyi yapabileceğinize  gerçekten inanırsanız, bu sefer de yapmak istediğiniz şey için çözüm üretmeye başlar. Düşünmek beyindeki kimyasal koşulları değiştirebilmektedir. Olumlu ya da olumsuz düşünerek, beyindeki enerji akışını değiştirerek beynin çalışması hızlandırılabilir ya da yavaşlatılabilir. Beynimiz bilgiyi farklı şekilde alır ve isler. Bu işleme şekline göre de düşünür ve hatırlar. Düşünmek beyindeki kimyasal koşulları değiştirebilmektedir.
  1. Ders çalışmanın üç boyutuna dikkat Etmek.... Metod, Zaman ve Yer.  Zamanı iyi planlamak çok önemlidir Beynimizin biyolojik saat döngüsü-ritmi vardır. Bu döngünün bizim bedenimiz ve algımız üzerindeki etkilerinin neler olduğu iyi bilinmelidir. Günün hangi zaman diliminde beynimiz hangi dalga boyundadır?  En  uygun ve en iyi öğrenme ve ders çalışma vakti ne zamandır? Bu beynin biyolojik saatine ilişkin soruların cevapları verilerek ders çalışma zamanlanması yapılmalıdır. Uyku döngüsünde ders çalışılmamalıdır. Örneğin gündüz saat 8.30 ile 10.30  civarı, dikkatin en yüksek seviyelere ulaştıgı anlardır. Gece ise 7.30 ile 9.30 aralığı olarak vurgulanır.
  1. Temel sorumluluk ve çalışma davranışı kazanmak.  Amaçlar araç, araçlar ise amaç olmamalı. Amaç, çocuğa sorumluluk bilinci ve çalışma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır. Eğer asıl amaç (ders çalışma sorumluğu kazanma) yerine başka bir şeyler araçlar (geçici ödüller) konulursa, amaç da geçici olur. Öğrenciyi amaçlara yönlendirme yerine geçici araçlara (ödüllere) yönlendirmiş olabiliriz .
  1. Özgür birey olmak için sorumlulukları yerine getirmek.

“Özgür olduğumuz için mi sorumluyuz?

 Sorumlu olduğumuz için mi özgürüz?

Sizce hangisi? Yoksa yok bunların birbirinden farkı mı diyorsunuz.  Köle insan davranışlarında özgür olabilir mi? Ya da sorumlu olabilir mi?

Sorumluluk kazandırma bilinci bir araç konumunda olmamalıdır. Eğer olursa asıl amaç, geçici olarak konulan ödüllere yönelecektir.  Diyeceksiniz ki bunun neresi kötüdür. Elbette ödülü elde etmek için çalışma olacaktır.  Çocuk ne güzel çalışıyor. Ancak çocuk belli bir durumda ödüle karşı doyum noktasına ulaşınca ne olacaktır? Ya da ödül, çalışma için yeterli gelmeyince; “ödülü de almam ödevi de yapmam” diyebilir... Ödül sorumluluk yerine geçmemeli... “Özgür sorumluluk” ya da “özgürleştiren disiplin” anlayışı bir ödül olmalı...

Ödülün tam tersi olan cezaya da başvurulmamalıdır. “Ceza anı kurtarır, geleceği ipotek altına alır”.  Gelecekte çocuk yapamayacağı ya da yapmak istemediği ödevler ve çalışmalar içn ödülden vazgeçtiği gibi kendisi için ceza olabilecek durumlarıda kabul edebilir. Örneğin, “derslerine çalışmazsan ya da ödevlerini yapmazsan, bilgisayar oynayamazsın, arkadaşlarınla oynamana müsade etmem ya da sana şunları ........... almam” derseniz. Çocukta bunların hepsine bir red ya da isyan ederek ödevi de, dersi de yapmam, bilgisayarda oynamam, arkadaşlarımla da konuşmam ve buluşmam da diyebilir.  Ceza istenmeyen davranışları tamamen yok etmez, erteler. Bazen ise ceza bir ödül olabilir. İstenmeyen ödevleri yapmaktansa istenen bir durumdan da vazgeçilebilir. Böyle bir durumda ceza ödül niteliğinde olmuş olabilir.

  1. Çocuğun zekasına değil çabasına vurgu yapmak.  Sokaklar zekasını çabaya dönüşüremeyen işsiz zeki insanlarla doludur.  O  kadar zeki insanlar vardır ki  zamanında planlı çalışma ve çabayı gösteremediklerinden çok kolay bir şekilde yapabilecekleri işleri yapamadıklarından dolayı hayal kırıklığı ve küskünlüğü içerisinde abondone olmuş gibi yaşamaya devam ederler.

      8.Her çocuk eşşiz ve kendine özgüdür. Başkalarıyla karşılaştırma yapmamak.  Her birey bu dünya da bir eşi ve benzeri olmayan  biricik bir varlıktır. Eger bir başkasıyla karşılaştırarak örnekler verirseniz, çocugunuz kendi içinde çok büyük bir performans göstersede ölçüt başkaları olduğu için kendini başarısız ve değersiz hissedebilir. Önemli olan çocuğun kendine göre ne kadar gelişim gösterdiğidir, başkalarına göre değil.

  1. Zamanı ödüle çevirmek. Çocuklara ders çalışabilecekleri bir zaman diliminin planlamasını söyleyin. Çocuk  ne kadar bir zaman söylüyorsa siz onu ödüllendirerek söylediği çalışma zaman diliminin % 50 kadar çalışmasının yeterli olduğunu söyleyin... Çocuğun zamanını ödüle çevirerek motivasyon düzeyini artırın.
  2. Kuralı ödüllendirmek ve standartlaştırmak. Öğrencinizle-çocuğunuzla “anlaşmalı bir öğrenme” kuralını işletiniz. Kuralların yaşam kalitesini arttırdığına örnekler vererek,  kuralların standartlaşmasını çocuğunuzla birlikte konuşunuz.  .....bu ödülleri sürekli ve farklı olarak almak istiyorsan çalışmanı da sürekli tutmalısın ve kendine bir kural koymalısın. “...........................” Bu senin ders çalışma kuralların olsun. Kurallar insanları mutlu etmek için vardır, duygusu oluşturulmalı.
  3.  Akıllı ortam-mekanlar oluşturmak.  Aslan yattıgı yerden belli olur. Çalışkan öğrenci kendisi için düzenli rahat ve iyi çalışılabileceği ortamlar yaratır . Dikkati dağıtacak beynimize o anda acil ödüller ve haz verecek olan televizyon vs gibi aletler çalışma ortamından uzak tutulmalı.
  4. Materyalleri hazırlamak ve zenginleştirmek. Öğrenme konusuna ait materyaller çalışma masasında hazır olmalı, kaynak eksikliği hissedilmemeli.
  5. Otokontrol süreçlerini kazandırmak.  Çalışma masasının karşısına kendi kendini yönlendirici ve kontrol edici “pes etme”, “başarabilirsin”, zamanı etkili kullanmalısın”, “sen zamana hükmet”,  gibi yönlendirici ve motive edici  ifadeler postitlere yazılarak yapıştırılmalı. Zamanı daha iyi kontrol edebilmek için bir masa saati ders çalışma süresine göre ayarlayıp saatin zil sesini çalışma süresine göre ayarlayıp kurmalı.

 

14.  Nörolojik aktiviteyi sağlamlaştırmak. Bazı alışkanlıkların nörol düzeyde sağlamlaşması için belli bir zaman sürekli tekrarlanması gereklidir. Sürekli tekrarlar alışkanlıkları oluşturur.  Başarı başarıyı doğurur.

15.  Nöronları anlamlı öğrenme amacıyla ateşlemek.  Disipilinlerarası tematik bakış açısıyla sisteme bağlı, anlayarak öğrenme sağlanmalıdır. Bunun için öncelikle öğrencilerin dışsal güdülerinden daha çok içsel güdülenmeleri sağlanmalıdır.Öğrenilecek konuya disiplinlerarası tematik öğrenme stratejilerine dayalı uygulayabilecekleri bilgi, beceri, duygu ve eylemlerin pratiği-etkinliği yapmalı...... 

 

16.Beyni bütünsel olarak çalıştırmak. Beynin bütünsel çalışması anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlar.  Bütünsel algılamada bilginin yanısıra, eylemler, duygular, heyecanlar da devreye girer.  Çok duyulu bakış açısı beynin birçok alanlarını aynı anda birleştirme fırsatı sağlar. Bu çoklu yöntemle öğrencinin merakı arttırılır, bireysel ilgileri, merakları ihtiyaç ve beklentileri ve bireysel yaşantılarından örnek olaylar ortaya konmalı. Beyinde çok yönlü görsel yeni haritalar oluşturulmalı. Bilgi yaşantı ile birleştirilmeli, içsel ilgiler ve kişisel hedefler herzaman öncelikli öğrenme stratejisi olmalı.

 

            Doç. Dr. BİLAL DUMAN

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...