Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
ÇEKİRDEK 5 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

ÇEKİRDEK

ÇEKİRDEK

 

Sene başı eğitim toplantısı yapılacaktı. Kaymakam Bey, İlçede eğitimle ilgili herkesi davet etmişti.

Toplantıya girerken salonun önünde bekleyen Akif Dedeyi görünce hal hatır sormadan edemedi.

-          Akif Amca nasılsın?

-          Ömrüne duacıyım Kaymakam Beg,

-          Hayırdır bir yaramazlık yok inşallah.

-          Yok Kaymakamım öğretmen Begle geldim. Bi doktora göründüm. Onunda toplantısı varmış, bitince köye döneceğiz.

-          Burada bekleme gel içerde otur.

-          Yok Begim ben rahatsız etmeyeyim.

-          “Olur mu öyle şey gel gel.” dedi ve koluna girerek salonda müsait bir yere oturmasını sağladı.

Toplantı başlamış, konuşmalar yapılmış, ‘Daha iyi ve daha farklı neler yapabiliriz?’ sorusu üzerinde konuşulmaya başlanmıştı. Kısa bir süre sonra konuşma ortamı sıralı homurdanmaya dönmüştü. Söz alanlar imkânsızlıklardan bahsedip, bina ve araç gereç eksikliklerinden yakınıyorlardı. Kaymakam Bey

-          “Arkadaşlar var olan durum içinde daha farklı neler yapabiliriz? Sorusuyla hareket edersek bir sonuç elde edebiliriz.” diye müdahale etti.

Bu durum salonda bir durgunluk oluşturdu. Kaymakam Bey bu durgunluğun içinde, kenarda tek başına oturmakta olan Akif Dede’ye baktı ve gülümseyerek;

-          “Akif Amca bu konuda sen ne dersin?” diye sordu.

Akif Dede yerinden yavaşça kalkarak,

-          “Kaymakam Beg, bilirsin ben bu işten anlamam. Bütün müdürler, öğretmenler toplanmış daha iyiyi nasıl yaparız diye konuşuyorsunuz. Ben anlamam ki.” dedi.

-          Anlarsın Akif Amca, anlarsın. Senin tecrüben bizim bilgimizin üzerindedir. Vardır senin de bir söyleyeceğin elbet.

Akif Dede ön sıralara doğru utana sıkıla yaklaştı. Cebinden bir elma ve kemik kabzalı çakısını çıkararak yavaş yavaş konuşmaya başladı.

-          Kaymakam Beg, şu elmayı görüyorsunuz değil mi?

-          Evet Amca.

-          Ha, şimdi bakın.

Akif Dede elmayı ikiye böldü. İç kısımlarını salondakilerin göreceği şekilde tutarak konuşmaya devam etti.

-          Şimdi size soruyorum. Bu elmanın içinde kaç çekirdek var?

Salona sessizlik çökmüştü. Akif Dede ne yapmaya çalışıyordu acaba? Sessizliği yine Akif Dede bozdu.

-          Kaymakam Beg sizce kaç tane kaç çekirdek var?

-          Bilmem Amca saymak gerek.

-          Doğru, saymak gerek. Saymasak sadece tahmin olur.

Bir çekirdeği alıp, elmaları tekrar cebine korken sordu.

-          Peki, bu bir çekirdekten kaç elma türer?

Salonda bulunanlar, sessizlikle birlikte şaşkınlığa da bürünmüşlerdi.

-          Kaymakam Beg şimdi ben bu cahil kafamla şöyle düşündüm.

-          Estağfurullah Amca. Devam edin lütfen.

-          Şimdi bu elmanın içindeki çekirdekler bir öğretmenin öğrencileri olsun.  Kimininki az, kimininki çok. Bu gün konuştuklarınız öğretmenlerin şu anki çocuklarına yapabilecekleriyle, hatta çocukları geçtim, bina ve alet edevatla ilgili şeyler. Ama gel görki hayat devam ediyor. Şu anda elmanın içinde yer alan bir çekirdek ilerde yüzlerce elma olabilir ve her elmanın bir o kadarda çekirdeği. Sizler öyle bir planlama yapmalısınız ki şu an elmanın içinde bulunan çekirdeklerde fayda görsün, ilerde o çekirdekten meydana gelecek olan elmalar ve onların çekirdekleri de. Şu an yapılanlarla bu elmalar çürür ve çekirdeklerinden yeni elmalarda yeşermez. Hem bina mıdır elmayı elma yapacak olan? Bazen bol güneşe çıkarmak, bazen gölgede tutmak, bazen sulamak, gübrelemek, çapalamak yani neyi nerede ne zaman yapacağımızı planlamak gerekmez mi? Kusura kalman Kaymakam Beg, bu cahil kafamla ancak bu kadar anlatabildim. Gerisini gayrı siz düşünün.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...