KALBİYLE DİLİ BİR OLMAYANIN ASİLİK VE ŞAKŞAKÇILIĞI
Fikirlerimiz bizim olsun. Siyasetimiz, taraf olduğumuz yanımızda bizim olsun. İnsan olmanın üzerinde neyimiz olabilirki? Bu gece çalışabilmek için kendimi çok zorladım. Sonuç mu? Fiyasko. Yaşananlar değerlerimle - inancımla örtüşmedi. Hadi onları da bir tarafa bırak, onlar senin özelin dedim. Olumlu bakmaya çalış. En insanca tarafından olsun dedim. aşağıdaki kelimeler döküldü ağzımdan.
Gönlümün yarısı kırgın - üzgün, diğer yarısı hala umut - beklenti dolu. Kırgınım -üzgünüm yaşananlardan dolayı, umut - beklenti içindeyim çünkü Anadolu insanın sağduyusuna güveniyorum. Sabaha demokrasinin kazandığı sokaklarda uyanmak istiyoruz. Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz ülkede, kabul ve hoşgörü değerlerini istiyoruz. Biz bunu sağlayacak tecrübelere de sahibiz. Yeter ki, Anadolu insanına güvenin.
Kalbimizden geçeni dilimizle söyleyemezsek, ya şakşakçınız oluruz, yada asiniz.
Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]
Sabaha demokrasinin kazandığı sokaklarda uyanmak istiyoruz. Çocuklarımıza bırakmak istediğimiz ülkede, kabul ve hoşgörü değerlerini istiyoruz...
Burcu Esin İLİŞ
2.6.2013
Ve biz bunu hak ediyoruz
VEYSEL PARLAK
2.6.2013
Kesinlikle EVET Can, kesinlikle EVET...
Burcu Esin İLİŞ
2.6.2013
Özür dilerim Veysel Öğretmenim, Veysel Ağabeyciğim, duygularınızın içtenliğinden eminim... Yine de; her iki tarafa da söz dokundurmak bir nevi kolaycılık olmuyor mu? Neyi kabul edip hoşgöreceğiz? Bunu içtenlikle bilmeyi arzu ediyorum sizin açınızdan... Meydanlardan bir dost sesi...
Mehmet Osman Çetiner
3.6.2013
Sevgili Osman tabiki nasıl anladığın önemli. Bu satırlarda panzerlerin müdahalesi ile ilgili hiçbir kabül yok. Doğru da bulmuyorum. Daha da genişleterek, çocuklarımızın yaşayacağı gelecek için, her haksızlığa taraflı tarafsız aynı duyarlılığı göstermeliyiz. (Daha kapsamlı - daha üstten bakalım)
NOT : Buradaki kabül ifadesi - kabullenmek anlamında değildir. Bilinç seviyesi olarak hoşgörü ile birlikte kullanılan iki alt basamaktır. (Cesaret - kabül - nesnellik - Hoşgörü diye sıralanır)
VEYSEL PARLAK
3.6.2013
Dün "Kitle Psikolojisi" ile ilgili bir günce yayınladım. Sonra sildim, çünkü vermek istediğim mesaj yanlış anlaşıldı. (Meydanlardaki insanların şuursuzca hareket ettiği gibi)
Dün gece sosyal iletişim ağlarında iyi tanıdığım, hoşgörüleri nedeniyle farklı fikirlere sahip olsa da anlaşabilen insanların giderek kutuplaştığını farkettim. Geçmişte siz bunu yaptınız, biz de bunu yaparız... Siz daha önce daha beterini yaptınız vs. vs. Söylemeye çalıştığım buydu oysa. Kitle psikolojisini kullanmak da bir çeşit biyolojik silahtır. Söylediğiniz gibi hoşgörü, sağduyumuzu kaybetmemek sanırım korunmanın tek çaresi... Bir arada, huzurlu yaşamak istiyorsak tabii!
Dilber Engin
3.6.2013
İletisini gördüm, yakalayıp okuyana kadar gitmiş, erişemedim... Merak ettim elbette de, Dilber Öğretmenimin vardır bir nedeni dedim...
Esin Burcu İliş
3.6.2013
Bakmakla görmek gibi dinlemekle duymak da başka. Duyduklarımızı duyumsamaya başlarız zamanla... Onlar anlayamadıkları her şeye küserler, kızarlar, öfkeleniler; yadırgarlar, yargılarlar, linç ederler, yok sayarlar, saymazlar ve onlardan kaçarlar.
Yusuf Ziya Güldere
4.6.2013
Bu da bir yaşam biçimi. Bir gerçeklik. Belki de öğrenilmiş çaresizlik. Tespit hoş usta. Kalemine sağlık
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Kesinlikle Dilber hocama katılıyorum!!!!!!Sadece huzur istiyoruz...Ve sosyal medyayı kullanan insanaların yazılarını biraz daha süzgeçten geçirerek yazmasını....SAĞDUYULU OLALIM...
Ayşen Öznacar
3.6.2013
Sağduyu - nezaket. Bu süreç bize şunu net şunu gösterdi. Demokratik bir halk ve provakotörler. Halkımızın sağ duyusuna inancım sonsuz. Diğerleri içinde dikkat ve zaman diyorum.
veysel.parlak
5.6.2013
Bir şey ya tamamen doğrudur – ya da tamamen yanlıştır paradigması içine sürükleniyoruz ve beklentiler ‘safını açıkla noktasına doğru gidiyor’ endişe veren nokta burası. Bu dönemde şirin görünmek ve inceden dokundurmak gibi duruşlara da ihtiyacımız da yok. Yönetenleri sağduyuya davet etmek, hakkını arayana demokratik eylemler dışına çıkma demek, kendimize değil, her birimize dokunulduğu zaman harekete geç demek, nasıl bir duruşsa işte orada duruyoruz.
Kıvırtmıyoruz ya!!
VEYSEL PARLAK
4.6.2013
BEN ÇOCUKLARDAN YANA TARAFIM...TARAFIM AÇIK VE NET...KİN, NEFRET, KÜFÜR...NEREYE GİDİYORUZ...BEN EĞİTİMCİYİM..( - 18 ) VE ( + 18 ) SINIR NERESİ...
Tartışmalı konularda ve olaylarda çocuklar tarafından sağlanan bilgiler farklı kaynaklardan doğrulatılmalı ve bu doğrulatma işlemi bilgi veren çocukları riske sokmadan yapılmalıdır. http://www.cocukvakfi.org.tr/resource/docs/kongre_yayinlari/13_CocukHaklariveMedyaelKitabi.pdf
Mehmet Duran Öznacar
4.6.2013
Mehmetciğim, düşünüyorum - yazacağım.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Onlar sıfırdan korkarlar, sevmezler ve öfkelenirler. Sıfır, büyümeyen ve küçülmeyen tek şeydir. Kendisi ile göz göze gelemeyen kimse onu elde tutamaz. Sıfırı bulacaksın ve kutlu oyuncağını alacaksın. Korkmazsan korkulan şey haline gelirsin. Yolda ya korkan olunur ya da korkulan. Onun için, korkusuz ol ama sakın cesur olma. İnsan korktuğu şey karşısında cesur olur ama korkmuyorsa cesur olmasına da gerek kalmaz. Anlıyor musun, bana cevap ver!
Yusuf Ziya Güldere
4.6.2013
Cevap vereceğimde anlayamadım ki usta.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Çok anlamlı. (Tabi usta telefonla açıklayınca) Hiç bu açıdan bakmamıştım. Seni anlıyorum usta. Teşekkürler.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Bir yerde şöyle okumuştum; "Önce hiçlik vardı, yani boşluk. Bugün bu boşluk ve hiçlik durumunu "sıfır noktası" olarak da adlandırıyoruz. Bu boşluğun adı Elif. O yüzden kutsal kitaplar Elif harfiyle başlar.
Boşluk, aslında yaratım anının başlangıç noktasıdır."
Kaybedecek bir şeyi kalmamış insan da sıfır noktasındadır, korkularından arınmıştır. O noktada F.Nietzsche’nin dediği gibi "ruh kendi istemini ister artık, dünyayı yitirmiş olan, kendi dünyasını kazanır artık."
Dilber Engin
5.6.2013
Oraya ulaşanlar bir'liğe ulaşmışlardır. Önemli olan oraya ulaşmak değil mi?
Yusuf Ziya Güldere
5.6.2013
Kişi HİÇlik katına ulaştığında TAM olur. HERŞEY olur.
Mesnevi'de güzel örnekleri vardır, HİÇ olmanın...
Dilber Engin
5.6.2013
kelamınız ve kaleminiz daim olsun. Herkes oraya ulaştığında neye nasıl bakacağı şimdiden andan farklı olur...
Yusuf Ziya Güldere
5.6.2013
Bu noktayı çok seviyorum. Dr. David Hawking Korkudan arınmış bireyi cesaret - doğallık - niyet - kabul düzeyiyle ikinci bilinç seviyesine alıyor. (Korku - acı - nefret gibi sıradanlıklardan uzaklaşmış bir yapıdan bahsediyor.) Önemli bir not birinci seviyedekiler ikinci bilinç düzeyini anlamıyor. İp burada kopuyor.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Oraya çıkmak veya çıkmamak kişiye kalmış değil mi?
Yusuf Ziya Güldere
5.6.2013
Tabiki usta. Önce farkında olmak gerekir. Önüne bir merdiven konulmuş, hadi gel çık denilen bir durum olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar ancak farkında olduğu şeyleri yönetebilirler ve onlara ulaşabilirler.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013
Fark edipte takip edebilmek - uğraşmak daha başka bir olay olsa gerek.
VEYSEL PARLAK
5.6.2013