Konuşma ve dinleme üzerine düşünceler...
Anne-babalar, eğitimcilere sürekli olarak şu soruyu yöneltiyor: Çocuğum kendini ifade etmekte zorlanıyor. Özellikle toplu ortamlarda konuşamıyor, içine kapanık.
Ne yapabiliriz?
Bu tür sorunları dile getiren anne babalara çocukların bazı yönlerinin gelişmediğini ya da yeterince olgunlaşmadığını anlatmaya çalışıyoruz.
Nedir bu özellikler: İlgileri gelişmemiştir; disiplin duygusu ve sorumluluğu oluşmamıştır; sevgi torbası mutlaka boştur. Toplum olarak en büyük yanlışımızı disiplin konusunda yapıyoruz.
Disiplini; kontrol altına almak, otorite kurmak, sert çıkış olarak algılıyoruz. Baba-anne konuşurken çocuk susacak, öğretmeni dinlerken aykırı düşünceler söylemeyecek. Çocuk dediğin susmasını öğrenecek. Çocuğunu susturan anne-baba başarılı oldu demektir. Gerçi çocuğun konuşması için 1-2 yıl yeterlidir, susmasını öğrenmesi için belki bir ömür geçecektir. Bizim burada bahsettiğimiz çocuğun konuşma hakkına saygı gösterilmesidir.
Demokratik disiplin, kurallar koymak ve konan kuralları titizlikle uygulamaktır. Çocuk, sağlıklı kurallar içinde yaşama hazırlanır. Eğer disiplin uygulaması, yanlış ile doğruyu, kendini kontrol edebilmeyi, insan ilişkilerini düzenleye bilmeyi ve iyi insan olmayı hedeflenmiyorsa doğru olmayan bir şeyler vardır.
Disiplin uygularken bilerek ya da bilmeyerek çocuklarımızı yönlendiririz. Katı uygulamalar çocuklarımızı genelde üzer ve kırar. Sürekli üzülen ve kırılan çocuğun duygularında onarılmaz yaralar açılıyor demektir. Sevgimizi sonsuz sunarsak, ana kuzusu dediğimiz kişilik otaya çıkar. Kontrolsüz bırakırsak kendine, ailesine, topluma karşı sorumsuz ve sorunlu kişilik ortaya çıkar.
Şimdi şu soruyu sorabiliriz: Sağlıklı kişilik nasıl oluşacak?
Anne-babalar disiplin konusunda yeterli bilgi sahibi olacak ve dengeli davranacaktır. Anne-babalar sağlıklı bir model yaşamamışsa ve model olamıyorsa, çocuktan sağlıklı gelişme beklememiz hayal olur. Aşağıdaki anne-baba özelliklerini inceleyerek size yatkın olanını seçebilirsiniz.
1. Otoriter Anne-Baba: Her şeye hayır demeye eğilimli, hükmetmeyi seven, esnekliği olmayan, emir verici, çocuk yerine karar verici eleştiriye kapalı tutum.
2. Liberal Anne-Baba: Çocuğun yanlış davranışlarına göz yuman, kararları tamamen çocuğa bırakan, ceza vermeyen, kabullenici, her şeye evet deme eğilimli, eleştiriyi ciddiye almayan tutum.
3. Demokrat Anne-Baba: Çocuğu ile her şeyi tartışabilen, ikna ve inandırma yöntemi kullanan, gerekirse fikir değiştirebilen, eleştiriye açık yönlendirici, karar alırken çocuğun da düşüncelerini alan, doğru yerde evet doğru yerde hayır diyen tutum.
Yaşımız ne olursa olsun, hiç önemli değil. Çocuk yetiştirme alışkanlığımızı yeni baştan gözden geçirmek zorundayız.
Artık hiçbir anne-baba; kendini ifade edemeyen; kendine güveni oluşmamış; bağımsız davranamayan; itaat kültürüyle yetişmiş bir birey yetiştirmek istemez.
Nasıl ki toplumlar sorunlarını ancak demokratik yöntemlerle sağlıklı çözebiliyorsa, ailede de sorunlar ancak demokratik ortamda sağlıklı çözülebilir.
Unutmayalım ki ailemizdeki demokratik ortam, toplumun yansımasıdır. Evimizde ne kadar demokrasi varsa toplumda da o kadar demokrasi vardır.
Görüntülenme Sayısı:Google.Apis.Requests.RequestError User does not have sufficient permissions for this profile. [403] Errors [ Message[User does not have sufficient permissions for this profile.] Location[ - ] Reason[insufficientPermissions] Domain[global] ]
Ders Planı
1 >> HAYAT BİLGİSİ >> BENİM EŞSİZ YUVAM >> B.1.22. Ailesi ve yakın çevresi ile ilişki kurmada hangi duyu organlarından yararlandığını açıklar.
Demokratik bir aile olmayı düşündürdüğünüz için teşekkürler..
Hüseyin Anıl Cebeci
15.7.2013
Demokratik ortam her yerde olmalıdır.
Muhammet Elçi
20.12.2013
Bu bilgiler veliye okul öncesinde ulaşmalıdır. Biz de okul öncesi eğitim sorumluları olarak velilerimize "Ailede iletişim ve doğru tutum ve davranışlar" seminerleri veriyoruz. Katılım sağlayan veli sayısı az olsa da pes etmiyoruz. Maalesef çalışan anne-babalar "çalışıyorum" diyerek bu tür eğitimlere katılmıyorlar. Gün boyu çocuklarını göremedikleri için de yanlış tutum ve davranışlarda bulunuyorlar. Kendilerini çocuklarına güya affettirici "TAVİZKAR" ya da sizin saptamanızda olduğu gibi "liberal" tutum ve davranışlarda bulunarak; isyankar, doyumsuz, patron benim diyen çocuklar yetişiyor. Okul öncesinde "büyümüş de küçülmüş gibi" denilen çocuklar daha sonraki yaşlarda ele avuca sığmayan çocuk diye nitelendirilen yetişkinin baş edemediği çocuk tipleri ortaya çıkmaktadır.
Gönül Ayvazoğlu
7.1.2014