HARF TOMBALASI (ilk okuma yazma çalışmaları 1)
Hayal edin lütfen!... Yeni bir şehir ve yeni bir okulda birinci sınıf almışsınız ve okulun ilk kırk günü öğrencilerinizden uzak kalmışsınız.(hayırlı bir sebeple) Endişeye gerek yok.
27 Ekim tarihi itibariyle eğitim öğretim yılına birinci sınıf öğrencilerinizle başlamış ve sınıfın havasını koklamışsınız. Yeni öğrencilerimle nasıl bir başlangıç yapmalıyım diye düşünürken bir arkadaşımızın( Teşekkürler Ayşen ÖZNACAR Öğretmenim) sosyal medyada paylaştığı ve öğrencileri için hazırlamış olduğu ses kartlarını gördüm. Bu kartlardan esinlenerek benzer kartlar yapabileceğimi düşünüp kartları hazırlmaya başladım. Kartları hazırlamam misafir yoğunluğundan dolayı birkaç günümü alsa da tüm kartlar tamamlandı. Bu birkaç günlük süre zarfında öğrencilerimin meraklarını uyandırmak için sürekli postacıdan ve gelecek olan mektuplardan bahsettim. postacının sııfımızı sık sık ziyaret edeceğini belirttim. Dayanamayıp bu postacı kim ve neden sınıfımızı sık sık ziyaret edecek sorularını sormaya başladılar. Kartlar hazırlandıktan sonra sınıfa "bak postacı geliyor" şarkısını söyleyerek sınıfa girdim ve tek tek kendi isimlerine gönderilmiş zarflarını dağıttım.
Zarflar alındıktan sonra heyecanla zarfların içine bakıldı. Sınıfın içinde "ama bunun içinde mektup yok ki!!!" cümlesi uçuşmaya başladı. Bende içinizde okuma yazma bilen var mı?sorusunu sorduğumda sınıfın içerisinde suskunluğun sesi olan sessizlik çığlık atarak dolaşmaya başlamıştı ki...
Furkan'ın öğretmenim bu mektupları bize bizi tanıyan birisi göndermiş, baksanıza bizim okuma yazma bilmediğimizi biliyor demesiyle suskunluğun çığlığı sınıfımızdan ayrıldı. Bende evet sizi tanıyor ve tanımaya devam etmek istiyor dedim.
Dila Su öğretmenim ben mektuba cevap yazmak istiyorum dediğinde, yanında oturan ve kuzeni olan Menekşe yazmayı bilmiyoruz ki ne yazacaksın diyerek gülümsedi.
Dila Su gayet ciddi ve istekli bir şekilde resim yaparım bende ona diyerek tartışmayı sonlandırdı. sonra ise başladılar öğrendikleri kelimleri isteyerek ve eğlenerek yazmaya.
Postacı sözünde durdu ve ilk başlarda sınıfımızı haftada iki defa son zamanlarda ise haftada üç defa ziyaret etmeye başladı. onlar okur yazar oldular, mektubu gönderen kişi de onları günden güne daha fazla tanımaya devam etti. Harfler çğaldıkça oluşturulan kelimeler de çoğaldı doğal olarak... Evde aynı oyunu aileleriyle oynayıp dikte çalışmasını eğlenceli hale dönüştürdük. Her yeni sesten sonra sınıfta oluşturmaya zamanımızın olmadığı kelimeleri evde oluşturup yazmak en büyük eğlenceleri olmaya başladı. Kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda "ben 9 tane, ben on iki tane, ...." diyenleri duyarak mutlu olmak da postacıya düşüyor. Ayrıca bu oyundan sonra üç tane öğrenci velisi de bulmacaya başlamışlar. Öğrencilerim postacının mektupları kimden aldığını öğrendiler, hem postacıyı hem de öğretmenlerini çok sevdiklerini dile getiriyorlar. Öğretmenleri ve postacıda onları...
Bu güncede 4 yazım yanlışı vardı bulun bakalım neredeydi?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...