ÖNEMLİ OLAN FAREYİ GÖRÜNCE TEPSİYİ ATMAMAKTIR
Yer ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ. 13 / 17 Mayıs 2013 EYGEP eğitimlerinde oyun oynarken bir duyguya kapıldım.
Kazanmak, daha başarılı olmak için motivasyonumuzu hırsa dönüştürmemeyi ne kadar kontrol edebiliyoruz? Kişisel hırslarımızı ve rekabetçi anlayışımızı ne kadar dozunda tutabiliyoruz?
Oyun oynarken takım olarak kol kola girmiştik. Bayan arkadaşımız kenardaydı. Karşı köşeyi kapmak için koşarken arkadaşımız düştü.(Neyse ki canı çok yanmadı.) Oysaki hem güç gerektiren hem uygun kıyafet gerektiren bir oyundu. Biz onu düşmeden önce ortaya almayı düşünebilirdik. Ya da onun kadar koşarak köşeyi kapmak yerine ortada kalabilirdik. Düştükten sonra fark etik ve arkadaşımızı ortaya aldık.
Acaba başarıya doğru koşarken kaç tane öğrencimiz yolda düşüveriyor?
Bu yaşadıklarımız üzerine aklıma geldi: Bir bilim adamı eğitimle bir kediyi birinci sınıf bir hizmet görevlisi şeklinde yetiştirmeye karar vermiş. Çalışmış, eğitmiş birkaç yıl emek vermiş gerçekten kedi her türlü hizmeti kusursuz yapabilecek duruma gelmiş. Bunun üzerine, gelip görsün diye bir arkadaşını eve davet etmiş. Kedi hoş geldiniz dedikten sonra kahvelerini nasıl arzu ettiklerini sorup, kahveleri tepside getirmiş. Meğer gelen arkadaşı kutuda bir fare getirmiş. Kutuyu açınca kedi tepsiyi atıp fareyi kovalamaya başlamış.
Elimizdeki tepsi çok kıymetlidir. Çünkü orada çocuklar var. Başarıya odaklanıp, çocukları unutmamak dileğiyle.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...