MESLEKTAŞ KOÇLUĞU 1
22/23 ŞUBAT 2014 /İSTANBUL / KARTAL / TİTANİK OTEL
Söz konusu ÖRAV olunca alışmışız koşarak gitmeye. Gülen, mutlu yüzlerle karşılaşacağımızı önceden biliyoruz. Özlediğimiz, uzun zamandır göremediğimiz arkadaşlarımızla karşılaşmak, yeni arkadaşlarla tanışmak bana iyi geliyor. Sanırım hepimize de iyi geliyor.
Gözlem ve geri bildirim hayatımızın bir parçasıdır. Bunu yaparken nelere dikkat etmeliyiz? Amacımız nedir? Birlikte üzerinde düşünüp kafa yorunca aslında ne kadar da çok önemli olduğunu daha iyi görüyoruz.
Doğru kullanıldığında birlikte çalıştığımız takımın başarıya ulaşmasına, yanlış kullanıldığında ise zamanla takımın başarısını düşürmenin tohumlarını taşıyor.
Ne yaparsak yapalım, saygı, samimiyet, etik değerlere bağlı kalmak, sır tutmayı bilmenin önemi her yerde karşımıza çıkıyor.
Sokrates’in üç filtre testi de çok güzeldi. Bir şey doğru değilse, iyi bir şey değilse, bir işe yaramayacaksa o zaman ne diye söyleyeyim.
Yapıcı, çözüme yönelik, yaşanan bir sorunun nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelikse başarıya doğru giden bir yola yönlendiriyor.
Alışkanlıklarımızı bir kenara bırakarak mutlaka not almamız, aldığımız notların da gerçek olması, duyulur, gözlenebilir, hissedilebilir olmasında yarar olduğunu birlikte gördük.
Yorulduk, eğlendik, sıkılmadık. Dinledik, tartıştık zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Bir baktık akşam oldu vedalaşma vakti geldi.
Elimizde kılıç ve kalkanla gidersek, karşımızda kuşanmış bir silahşor görebiliriz dediler. Biz de hocalarımıza güvenerek kılıç ve kalkanlarımızı orada bırakmaya karar verdik. (Buna rağmen katili de yakaladık.)
Her şey güzeldi herkesin diline yüreğine sağlık. (Sadece fil olmak kolay değildi!)
Yine de insanın aklına geliyor sanki koç olmaktansa, kuzu olarak kalmak daha mı iyiydi?
Ha bu arada eve gelip hanıma kat kat bir sandviç yapınca, gözlerini büyük büyük açtı. "Ne oldu sana böyle?" dedi.
Sevgiyle kalın.
Zeynel ORUÇ
23 Şubat 2014
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...