İYİ ÖĞRENCİ İÇİN İYİ ÖĞRETMEN
Başarının sırrı öğretmen seçimi ve öğretmen yetiştirmede saklıdır. Sınavla değil, bireysel beceri ve yaratıcılık yeteneklerine göre öğretmen adayları alınmalı.
Farklı oldukları belirgin şekilde anlaşılır olan çocuklar küçük yaşta seçilerek öğretmen olarak yetiştirilmeli. Öğretmenlik ruhu verilerek, göreve atanmalıdırlar.
Şimdi de çok iyi öğretmenlerimiz var. Gittikleri her okulda iz bırakan bu iyi öğretmenler, bireysel çabalarıyla, iç motivasyonlarıyla, mesleklerini sevmeleriyle başarılı olmuşlar. Ancak bu durum eğitim sistemimizi tedavi etmeye yetmiyor.
İyi seçilen ve yetiştirilen bu öğretmenlerin az sayıda öğrencisi olmalı. Böylece öğretmenlerin her öğrenciye ayırabileceği çok zamanı olsun. Onların en aykırı görüş ve düşüncelerini dinlemeye zamanları kalsın. Onlarla bol bol vakit geçirsinler.
Klasik sınıf modelinin de dışına çıkmak gerek. Çocukları doğadan koparmadan bir eğitim modeli planlanmalı. Koşarak, oynayarak, dokunarak, yaparak, bozarak öğrenme ortamı sağlanmalı. Çocuklar doğadan esinlenmeli. Doğadan koparak yaratıcılık geliştirilemez. Çocukları akşama kadar sıralarda oturtarak geliştiremeyiz.
Mevcut sınıf ortamına bakalım. Sekiz yıl boyunca matematik dersi alan bir çocuk metreyi doğru dürüst kullanmayı bilmiyor. Oysaki altı ay marangozda çıraklık yapan çocuk gelip evinizdeki duvarın ölçüsünü alıp dolabı getirip yerleştirebiliyor.
Satıcı, üniversite mezunu insanlara seksen metrekarelik bir evi, yüz yirmi metre diye takdim ediyor. Tahmin kabiliyetimiz yok. Çünkü teorik bilginin pratikteki karşılığı verilmemiş. Gerçek ile teori arasında bağ kuramıyor. Tahmin etme becerimiz yok. Çünkü ezbere dayalı öğrendik.
Okuma - yazma amaç değil, kendimizi ifade edebilme aracıdır. Tıpkı araba kullanmak gibidir. Bozuk bir arabayı çocuğa verirsek kaza kaçınılmaz olur.
Küçük çocuklara verilen metinlerin cümleleri on beş, yirmi kelimeyi bulunmaktadır. Oysaki küçük çocukların bu denli uzun cümleleri anlayıp yorumlamaları çok zordur. Cümle çok uzun olunca anlatım bozukluğu da kaçınılmaz oluyor. Çocuk duygu ve düşünceyi doğu anlayamaz, kendi duygu ve düşüncesini de doğru ifade edemez.
Bu nedenle matematikteki başarısızlığın bir kısmı da okuma - anlama kaynaklıdır.
Çocukları yeteri kadar konuşturmasanız, yeteri kadar sözlü iletişimlerini geliştirmezseniz, yazılı iletişim de gelişmez. Bunu ancak iyi öğretmenler yapabilirler. İyi öğretmenlere az sayıda çocuk emanet edilmeli ve bol zaman verilmelidir.
Dünyanın en esaslı sistemini de getirsek iyi öğretmenlere ihtiyaç vardır. Eğitim sistemimizin içinden “öğrenciyi” çekip alırsak bakan dahil herkes ve her şey atıl kalır. Öyleyse iyi öğrenci yetiştirmek için, birinci koşul iyi öğretmen yetiştirmektir.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...