VOLKAN BAL

Merhaba,

Bu günceden itibaren sizlerle birlikte belki duyduğunuz/bildiğiniz belki bu yazıyla tanışacağınız şeylerden konuşamak istiyorum.

ilk tanımımız bilgisayarlar (bunu duyduğunuza eminim )

wikipedia tanımı

"A computer is a programmable machine designed to sequentially and automatically carry out a sequence of arithmetic or logical operations. The particular sequence of operations can be changed readily, allowing the computer to solve more than one kind of problem."

"Bir bilgisayar, aritmetik veya mantıksal işlemleri sırayla ve otomatik olarak bir dizi yürütmek için tasarlanmış programlanabilir bir makinedir. Operasyonlar belirli bir sıraya kolay değiştirilebilir bir şekilde birden fazla tür sorun çözmek için kullanılabilir".

Tanımı güzel peki ne yani, kısacası şu sayılarla aritmetik işlemleri yapabilen ve bunu komutlarla yapabilen alet.

Bu örneğin nedeni aslında bir bilgisayar bileşenin ne kadar küçük olabileceğini göstermekti. Bir bilgisayarı oluşturan bileşenleri ne kadar küçültebilirsiniz ki? Siz nekadar küçüklerini kullanıyorsunuz?

Siz ne kadar küçüğünü kullanıyorsunuz diye sorsam bir etrafınıza bakarsınız sanırım aklınıza en son gelecek yer heralde cüzdanınız olur. Kredi kartlarının çipleri (telefonların simkartları). Bu kartların içinde bir hafıza ve mikro işlemci var.

Mikroişlemci hemde benim cebimde ilginç olan bunun olması mı yoksa bu teknolojinin patenitinin 1980 lerde alınması mı?

Peki bir PC(kişisel bilgisayar) bileşenleri ne kadar küçültülebilir diye sorsam aşağıdaki resme bakarak bir cevap verebilirsiniz belki.

PC	Akıllı telefon

ilk bilgisayarımın modeli intel 486 dx2 66 idi 66 mhz hızındaydı 4 MB RAM (belleği) ve yanlış hatırlamıyorsam 400 mb Harddisk vardı. Şimdiki telefonum ise 1000 mhz hızında 512 MB RAM (belleği) ve 24576 MB hafızası var. Vay be! Bir zamanlar rüyalarımızı süsleyen bilgisarların 10 katı cebimize girdi ve bu 20 yıldan kısa bir sürede oldu!

İşletim sistemi

Bilgisar ve türevleri İşletim sistemi (OS) sayesinde sizin komutlarınızı anlar hale geliyorlar. Aksi halde direk olarak makinanın anlayacağı dilden konuşmak lazım ki bu da oldukça zor. İşletim sistemi üzerinde word excel gibi programlar çalışabiliyor. İşletim sistemi bu programların kullanabileceği bilgileri sağlıyor mesela klavyeden bir tuşa basıldığını veya farenin hareket ettiğini işletim sistemi promgrama bildiriyor. Programda tanımlı olan işi yapması için işletim sistemine geri komut yolluyor (Dosyayı kaydetmek gibi). Eğer işletim sisteminiz hızlıysa üzerinde çalışan programlar da daha hızlı çalışabiliyor. Android aslında bir akıllı telefonlarda kullanılan bir işletim sisteminin adı.

Akıllı Telefonlar

Akıllı Tefonlar aslında 2000'lerden beri piyasada boy gösteriyor, gerek maliyetlerinden gerekse ihtiyaçlarımızdan dolayı bugünlerde kullanımları oldukça arttı. Android google'ın (şu an Android projesinin sahibi) geleceği şekillendirme çalışmalarının birisi aslında. Piyasadaki bu açığı görüp onun üzerine yatırım yapan akıllı bir firma. Android 2003 yılından beri geliştirilmeye çalışılan bir sistem. 2008 yılından sonra da açık kaynak kodlu hale getirildi. Tabi ilk piyasaya çıktığında pek tercih edilmiyordu ve rakipleri çok çetindi, Nokia, iPhone, Microsoft...

Nokia ve Microsoft yarışta çok geri kaldılar çünkü kullanıcı arayüzlerine ve performanslarında aldıkları kararlar onları müşterileri karşısında çok zor durumda bıraktı. Bu açığı ilk olarak Apple gördü ve iPhone u piyasaya sürdü, hızlı güvenilir ve kullanımı kolaydı. Çok kısa sürede piyasayı ele geçirdi ve hala en söz sahibi olanlardan. Android geliştirilmesinde iPhone'unda baz aldığı bir yapıyı kullanılıyor. Android'in ücretsiz olması ve iPhone'nun işletim sistemine tek rakip olabilecek sistem olmasına neden oldu. Gelişimi aşağıdaki grafiklerden de görebilirsiniz.

2009 (Pazar payı %6)	2010 (Pazar payı %9)	2011 (Pazar payı %50)

Şimdi bir düşünelim yıllarca donanım ve/veya yazılım yatırımı yapanılan bir şirketsiniz (Apple, Nokia, Microsoft vb...) ve bir şirket geliyor sizin yıllarca harcadığınız ve tırnaklarınızla kazıyarak elde ettiğiniz pazar payınızı 3 yılda yerlebir ediyor.

Kulağa pek hoş gelmiyor değil mi? İşte bu şirketlerdeki abiler bu pazar payını sahada kaybederken alicengiz diyebileceğimiz oyunlarla (Mahkemeler, patentler...) geri almaya çalışıyorlar.

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...