III. Bölüm - Aktif Öğrenme e-Kitap
3. BÖLÜM : ÖDEV DENİLİNCE…
BİR SORUYLA BAŞLAYALIM; ÖDEV DENİLİNCE …
- NE GELİYOR AKLINIZA?
- NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
- NE HİSSEDİYORSUNUZ?
ÖDEV…
İkiye ayrılır…
- Öğretmenin seçtiği ödevler
- Seçimli ödevler.
ÖĞRETMEN SEÇİMLİ ÖDEVLER…
Çok az öğretmen, çocuklara seçim hakkı tanıyan ödev verir…
- 36. Sayfadaki ilk on problemi çözün.
- 10. bölümü okuyarak gelin.
- …
Sizce bu ödevlerin öğrenciler üzerindeki etkisi/etkileri nelerdir?
Peki ne yaparsak öğrenciyi etkin hale getirebiliriz?
Ne olursa öğrencilerin bireysel öğrenmelerini, kendi kendilerini yönetme sorumluluklarını geliştirebiliriz?
SEÇİMLİ ÖDEVLER
Görev tanımını öğrencinin belirlediği ödevlerdir…
Seçimli ödevler veriyor olmanın sizce yararı nedir?
Öğrencinin,
- Bireysel hızda,
- Bireysel öğrenme türünde öğrenmesini destekler.
Öğrenci kendi öğrenme sorumluluğunu alır.
Siz ne tür ödevler veriyorsunuz?
YA SİZ…
Genelde tercihimiz kendi öğrenme stilimize yakın tekniklerden/yöntemlerden/etkinliklerden yanadır…
Ödev veriyoruz da, kontrol ediyor muyuz?
Nasıl…
EV ÖDEVİ PAYLAŞMA GRUPLARI…
- Deneyimin paylaşımı
- Özgüven geliştirme
- Bireysel gelişimi destekleme
- Sınıfta paylaşma/okuma
Öğrenciler neden ödev yapmazlar?
BİZ NELER YAPABİLİRİZ…
- Sınıf alıştırmalarında kullanılacak yeni bir yöntem,
- Sınıfla ilgili bir fikir yansıtan resim,
- Anadil dersinde kullanılmak için gazete ve dergilerden kesilmiş bölümler,
- Günlüklerine her gün yeni bir tümce yazma.
NELERİ GELİŞTİRİR…
- Bilişim teknolojileri dersi müfredatında da yer alan ve günümüz için çok anlamlı olan görsel okuryazarlığı destekler…
- Analiz, sentez, yorumlama becerilerini geliştirir.
- Bloom taksonomisinin dilediğimiz basamağında değerlendirebiliriz.
BİRİSİ OYUN MU DEDİ…?
PATATES BUZ KIRICI…
Neye ihtiyacımız var?
- Bir adet patates (elimize sığabilecek boyutta)
- Sert bir pipet
Patatesi baş parmağımız ile işaret parmağımız arasında tutalım.
Diğer elimizin baş parmağı pipetin bir ucunu tıkayacak şekilde pipeti elimize alalım.
Pipeti patatese saplamaya çalışırken “Dosdoğru git!” diyor olacağız…
Çünkü pipetimizin patatesimizi delip geçmesini istiyoruz…
OYUNLAR…
http://www.youtube.com/watch?v=PrWVqLzNywA
http://www.youtube.com/watch?v=AEknTMh99W0&list=PL3EBEBA5F2B8FB644
http://www.youtube.com/watch?v=1ZDbsA_L464
http://www.youtube.com/watch?v=wam5PscoSjU
http://www.youtube.com/watch?v=nLXa1f0mTC0&list=PL3EBEBA5F2B8FB644
http://www.youtube.com/watch?v=AVUydKlLNEA&list=PL78CD5B0455790132
http://www.youtube.com/watch?v=Uw41k-a77FQ&list=PL78CD5B0455790132
http://www.youtube.com/watch?v=FK2XLb36mxE&list=PL78CD5B0455790132
http://www.youtube.com/watch?v=lbqYITwudwI&list=PL78CD5B0455790132
http://www.youtube.com/watch?v=yofk4T9hCMU&list=PL78CD5B0455790132
BİRAZ CESARETE VAR MISINIZ…?
DONMUŞ ÇERÇEVE (Freeze Frame; K1&K2, K3)
Beceriler:
- Ekip çalışması,
- Yaratıcılık
- Düşünme ve karar verme
Bu nedir?
Bu fiziksel aktivite belli bir konuda tartışmaya girmeye öğrencileri teşvik etmek için yararlı bir araç olabilir. Öğrencilerden belirli bir açıdan anlamlı bir anı temsil eden bir hareketsiz görüntü olarak poz vermeleri istenir. Benzer aktiviteler için tabloya bakın.
Sınıf düzeni için çıkarımlar: Hareket ve etkileşim kolaylığı için geniş bir alan gereklidir.
Nasıl ilerler?
- Öğrenciler küçük gruplara ayrılırlar.
- Onlardan, önemli, belirli bir anın temsili için fiziksel poz vermeleri istenir.
- Öğrenciler grup olarak neyi anlatacaklarını ve donmuş çerçevede nasıl görüneceklerini belirlemek için birlikte çalışabilirler.
- Alternatif olarak; öğrenciler dondurulmuş sahnede kolaylaştırıcı komutta rol dışı bir hareket yapabilirler.
- Gruplar sırasıyla diğer grupların donmuş çerçevelerini görmek için hareket edebilirler.
- Geribildirim sonrasında dondurularak kullanılan beden dili niteliğine, öğrencilerin bu sahneyi neden bu şekilde yaptıklarına karar vermeleri ve diğerlerinin neden farklı bir şekilde tasvir ettiklerini düşünmeleri için odaklanılabilir.
- Bir uzantısı olarak, gruplar belirli bir konuda farklı gelişmeleri sahneleyebilir ve bir foto-hikaye oluşturabilir, fotoğraf çekebilirler.
BURAYA NEREDEN GELDİK…?
Daha önce iki farklı teknikten söz etmiştik… Neler değişti, neler oldu?
Daha başka neler yapabiliriz?
Bu teknikler sınıfımıza girer mi?
Girerse neler olur?
Ne dersiniz?
DİLBER ENGİN…
OLMALI MI OLMAMALI MI? -1
"Büyüklerin dünyasında hayat; yaşanması değil, bitirilmesi gereken bir ev ödevi gibidir."
Ölü Ozanlar Derneği
Esin Burcu İliş öğretmenim, Aktif Öğrenme ile Öğrenen Sınıflar 5.oturumuna dek, "ödev" kavramı üzerine düşünmemizi istemiş. Düşünmemizi, hatta taşınmamızı... Ne de güzel ifade etmiş. Ödevler nedeniyle sınıfından, okulundan, evinden taşınmak isteyen öğrencilerim oldu, teşbihte hata aranmazsa.... 5.sınıfa gelince, memleketinden taşınmayı düşünen oğlumu da es geçmeyeyim.
Velilerin -özellikle de annelerin- en sık kapımı çalma nedenlerinden biridir "ödev" konusu. "Oğlum-kızım ödevlerini yapmak istemiyor... istekli yapmıyor... hep bizim zorlamamızla" vs. vs. Tanrı aşkına! Bir çocuk neden ödev yapmak istesin? Oyun oynamak varken, bütün gün görmediği ailesiyle zaman geçirmek, dinlenmek varken? Neden?
"Ev ödevlerinin yararına inanıyor musunuz?" sorusuna,
"İsteyerek seçilmedikçe, okuldaki derslerin bile yaralı olduğuna inanmıyorum.
Ödev verme alışkanlığı utandırıcı bir şeydir. Çocuklar ödevden nefret ederler. Bu da işe yaramadığının göstergesidir. " diye cevap veriyor, Bir Eğitim Mucizesi- Summerhill Okulu adlı kitabında, deneyimlerine dayanarak A.S.Neill
Sahi, ödev nedir?
Bakalım, TDK:
-"Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe."
-"Öğretmenin öğrencilerine okul dışında yapmaları için verdiği çalışma."
Anlamlar bazen karışıyor mu? Öğretmenin, okul dışında yapılması için verdiği çalışmanın olması gereken anlamı, yapılması yerine getirilmesi gerekli olan bir çeşit işe, vazifeye dönüşüyor mu? O anlam hala korunuyor mu peki dönüştüğünde?
Çocukların dünyasında ödev, bitirilmesi gereken bir şey mi? Değil mi?
3 farklı paradigmadan bakabiliriz sanırım konuya.
Öğretmen neden ödev verir? Ne bekler, neyi amaçlar?
Öğrenci ev ödevini nasıl algılar yaş düzeyine göre? Yapmakla-yapmamak arasındaki fark nedir onun için?
Aileler için nedir anlamı?
Hepsi ayrı günceler halinde yazılmaya değer...
.......................................................................
Olmalı mı?
Olmamalı mı?
Ev ödevi=Öcü mü? sahiden...
http://ekampus.orav.org.tr/blogger/aaa/page/42399/olmali-mi--olmamali-mi---1
ESİN TUFAN ÖZBAY…
EV ÖDEVLERİ…
OECD'nin raporunda, Fransa eğitim eşitsizliğinin en fazla olduğu ülkelerin başında geliyor. Bu duruma son vermek isteyen Fransa okullarda ev ödevlerini kaldırıyor.(Alıntı)
Ev ödevleri. Kimi ülkelerde varken, kimi ülkelerde yok. Bir genelleme yapmak doğru olmaz. Örneğin, Finlandiya eğitimde ileri olan ülkelerden biri. Orada da ev ödevleri günde en fazla yarım saati alacak şekilde planlanıyor. Ödevler çocuğun saatlerini, günlerini almıyor. Bunun yanında İsveç'te birinci ve ikinci sınıflara haftada bir gün anne babalarıyla o hafta öğrendiklerinin tekrarını yapıyorlar. Yazılı ödev yok. Yazılı ödevler üçüncü sınıftan itibaren 1 ya da 2 gün veriliyor.
Fransa’da ev ödevleri, evde danışacak kişisi ve ödev malzemesi olmayan öğrenciler ile olanlar arasındaki eşitsizliği gidermek için kaldırıldı.
Çin, ödevi en çok verenler arasında. Lise giriş ve üniversite seçme sınavlarından dolayı veliler özellikle öğrencilere çok ödev verilsin istiyor. Ödevler bunaltsa da çocuklarının iyi bir lise ve üniversiteye girebilmeleri için ödev şart diyenler çoğunlukta.
İngiltere’de sınıf sayısı 10 rakamı ile çarpılıyor ve maksimum sayı belirleniyor.4.sınıfa giden öğrenciler için 4.10=40 dakika gibi.
Okulda yorulan öğrenciler, işyerinde yorulan ebeveynler eve geldiklerinde yapmaları gereken ödevler olmasa. Birbirleriyle sohbet etseler, oyun oynasalar hayat ne kadar güzel olurdu. Çocuklar mutlu olsa… Ödevini yapmak istemeyen bir çocuğun bulduğu bahanelerle baş edebilir miyiz?
Çocuğun yapamadığı, yetiştiremediği ödevler… Zorla ödev yaptırmalar, yalvarmalar. Çocuktan gelen ağlama sesleri, tepkiler… Ödev yapamayan, yapmayan çocukların tipik karın ağrıları. Niçin? Ödev için. Birlikte neşeyle geçirebileceğimiz vakitler varken üzmeye ve üzülmeye değer mi?
Sınıfımda öğrencilerin çoğunluğu ödev olsun istiyorlar. Origami yapımı, araştırma, istedikleri kitabı okuma, boyama tercih ettikleri ödevler arasında. Bazı öğrencilerim sadece hafta sonu ödev isterken, bir grup öğrencim de hafta içi olsun isteğinde bulundular. Kimi yazılı ödevden, kimi okuma ödevinden hoşlanıyor. Bazıları boyamaktan, bazıları çizmekten hoşlanıyor. Boşluk tamamlama ve bulmaca ödevlerini çok seviyorlar.
Konumuz açılarına göre üçgenler. Bu konuda ödevinizi kendiniz verin, dediğim zamanlarda çok seviniyor öğrencilerim. Ertesi gün incelediğimde 30 farklı ödev ortaya çıkıyor. Kimi üçgen çizimleri yapmış, kimi bilgi yazmış, kimileri internetten çıktı alıp boyama yapmış, kimi de kibrit çöplerinden üçgenler oluşturmuş.
Öğrencilerim ödev kontrollerini öğretmenlerinin yapmalarını istiyor. Ödev kontrolcülerini istemiyorlar.
Öğrencileri geliştirmeyen ve ezberciliğe yönelten ev ödevlerinin, eğitim açısından bir anlamı yoktur. Bir süre sonra öğrenci ödevini başkasına yaptırma ve başkasından alıntılar yapmaya yönelebilmekte veya yaptığı işi değersiz gördüğü için ödev yapmak istememektedir.
Kısacası ödev az ve öz mü verilmeli yoksa hiç ödev verilmemeli mi?
4-E ‘nin Ödev Konusundaki Görüşleri…
-Bence her gün ödev verilsin ama cumartesi-pazar verilmesin. Yazma olmasın, okuma olsun, origami olsun. Yazma hiç hiç hiç olmasın. Boyama olsun.
- Hafta sonu ödev olsun. İnternetli ödev olmasın. Görsel boyamalar istiyorum.
-Son ders ödevlerimizi yapalım, evde ödev yapmayalım. Ödevlerimizi öğretmenim kontrol etsin.
-Hafta içi ve hafta sonu da ödev olmalı. Ödevlerimiz mandala, şiir, akrostiş, origami ve yazı yazma olmalı. Ödevlerini yapanlara artı, yapmayanlara eksi verilmesini istiyorum.
-Haftalık ödev verilmesini istiyorum. Hiç yazı olmasın okuma olsun, origami olsun. Origami ödevi olunca çok seviniyorum öğretmenim.
-Müzik ödevi verilmesini istiyorum.
-Her gün boyama ödevi olsun. Herkes kendi ödevini kendi versin.
-Bize okuma veya çizme ödevleri verirseniz çok mutlu olacağım. ASLINDA HİÇ ÖDEV VERMESENİZ daha da mutlu olacağım.
-Araştırma ödevlerini seviyorum. Okuma ödevlerini seviyorum. Zevkinize göre mandala da istiyorum. Hafta sonu ödev verin ama hafta içi lütfen ödev vermeyin. Sözlükten de ödev olmalı.
-Haftada bir gün çarşambaları ödev verseniz ya da hiç vermeseniz canım öğretmenim.
-Hep resim ödevleri istiyorum.
-Trafik ve Güvenliği ödevlerini çok seviyorum.
4 / E S I N I F I Ö D E V A K R O S T İ Ş L E R İ
Ö dev denince
D ereler durur
E vler yıkılır
V erme ödev verme
Ö ğretmenim vermese ödev
D ereler akar
E vler şenlenir
V erme ödev verme
^^^^^^^^^^^^^^^
Ö ğretmenim keşke ödev verse
D iye düşünüyorum
E v ödevi olarak resim verse bize
V erin ödevi öğretmenim
Ö ğrenmek istiyorum her şeyi
D enemek istiyorum bin bir işi
E vde çok çalışıyorum
V eriyorum kendi ödevimi
Ö zellikle ben çok severim
D in dersini
E ğleniyorum ödev yaparken
V ermek istiyorum kendi ödevimi.
++++++++++++++++++++++++++++++
Ö dev denince
D elirir çocuklar
E vde rahat yok mu bana?
V erme ödev verme!
Ö ğretmenim canım benim
D ertlerimiz bitmiyor ki
E sin öğretmenim
V erme ödev verme!
///////////////////////////////////////
Ö dev verir öğretmenim
D ersi iyi anlatırsın
E vimize gider
V erdiğiniz ödevleri yaparız
Ö dev verince mutlu oluruz
D erste konuşurum biraz
E vet öğretmenim
V erin bize çokça ödev.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Ö devler verilince
D eliriyorum
E yvah bir de yazma ödevi olunca
V ah bana vah
Ö dev yine verildi mi?
D aha da çok deliriyorum
E yvah bana
V ah bana vah
Ö devim azaldı
D ertlerim bitti
E vde düzen ve rahatlık oldu
V ah ödevim vah!
+++++++++++++++++++++++
Ö devsiz hayat olmaz
D ertsiz ödev
E vde ödev yaparız
V erilse de yapsak ödev
‘’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’
Ö ğretmenim sizi çok seviyorum
D ev gibi ödevler vermeyin
E velallah öğrendik diye veriyorsunuz
V e çok ödev olursa yapamam
Ö yle seviyorum ki ödevi
D aha verin
E vet, bizi seviyorsunuz ama az verin
V e sevgili Orçun
***************
Ö dev denince aklıma
D efter gelir aklıma
E vde bitiririm ödevimi
V e kendime ödev veririm
“”””””””””””””””””””””””””””
Ö devlerden hafta sonu kurtulduk
D iyorlar ki, ödev yoksa test yap
E ee hiç ben test yapar mıyım?
V er Allah’ım güzelim tatili
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Ö dev denince
D üzen gelir aklıma
E n güzel ödevleri
V erir öğretmenim
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Ö devlerim çok
D aracık bir evde
E ve zor sığarım
V ay başıma gelenler
Ö ğretmen kızardı
D arda kalırdım
E rkenden kalkardım
V ay başıma gelenler
Ö ldüm öldüm dirildim
D erdim çoktu gerildim
E l ele verelim
V e kaldıralım ödevleri
‘’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’’
Ö dev vermezse öğretmenim
D ertlerimden kurtulurum
E n güzeli ödevsiz hayat
V ah vah benim halime
Ö devsiz dünya çok rahat
D ev gibi ödevler
E vde rahat yok bize
V ah vah benim halime
Ö devsiz olsa hayat
D ünya dört döner
E ğlenceli olur hayat
V ah vah benim halime
======================
Ö dev çok güzel
D ev gibi ödev vermeyin
E vde rahat edeyim
V ermeyin öğretmenim
%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Ö dev gelince aklıma
D ers çalışmak gelir
E lime alırım kitabı
V eririm kendime birkaç ödev
...
Beraber çok kısa bir dönem çalıştığım arkadaş hiç ödev vermezdi. Işıklar içinde uyusun. Yaşamış olsaydı sırrını sormak isterdim. Sıfır ödev ve yüksek başarı. Demek ki ödev vermeden de öğrencilerimiz başarılı olabiliyormuş.
Okul çıkışı bir öğrenci arkadaşlarıyla konuşuyordu.
-Şükürler olsun çok mutluyum bugün.
-Şanslı günümüzdeyiz arkadaşlar.
-Öğretmenimiz hep böyle ödev vermese ne kadar güzel olacak hayat.
-Öğretmeniniz kim çocuklar? Ödev olmayınca mutlu mu oluyorsunuz?
-Öğretmenim ödevler bende gerginlik yaratıyor, yapana kadar rahat edemiyorum. Annem de çok baskı yapıyor. Çok olduğu zamanlar stres yapıyorum. Bugün huzur içinde bir akşam ve sabah geçireceğim.
http://ekampus.orav.org.tr/blogger/esinfevzi/page/42457/ev-odevleri
MUHAMMED YILDIRIM…
PİZZA USTALARI İŞ BAŞINDA…
“Şanslı olmak doğru zamanda ve yerde bulunmak mıdır?” sorusu ile her ne kadar Aktif Öğrenen Sınıflar dersinin sanal oturumlarına katılamasam da arşivden takip ettiğim kadarıyla Esin Hocamın: “Hayal kurar mısınız?” sorularını zihnimde bir araya getirdiğimi umarak bu günceyi yazmak istedim.
Öncelikle Aktif Öğrenen Sınıflar dersinden yola çıkıp “hayal kurar mısınız?” sorusunun yaptığımız iş açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamak adına yaşantımdan bir kesit sunma ihtiyacı duydum. Bazı zamanlar vardır hayalleriniz hiç eksilmez ve yapamayacağınızı düşünür ya da yeri ve zamanını bekleyerek vazgeçersiniz(ya da ötelersiniz). Sınıf mevcudumun son 5 yıldır 63’ün altına hiç düşmemesi nedeniyle ötelemeye başladığım hayallerimin(ders içi etkinlikler anlamında) çoğalmasının beni rahatsız etmesi nedeniyle kendi okulumun dışında özel bir okulda bu etkinlikleri öğretmen arkadaşlarımla paylaşmaya ve fırsat buldukça uygulamaya başladım. İlk başlarda kurduğum hayallerin uygulanmaya başlamasıyla kendimi daha tatminkar ve yeni hayallere daha aç hissetmiştim. Bu açlık daha çok etkinlik ve daha fazla tatmin şeklinde birbirini besliyordu. Peki bu yapılan çalışmaların da bir değerlendirmesi olmalıydı(vicdani değerlendirmeyi ilerleyen paragraflarda paylaşacağım) ve baktık ki etkinlik yaptığımız sınıflardaki başarı oranı daha yüksek çıkmaya başladı. Bu artış hem tatmindeki hem de açlıktaki artışı daha da tetikledi doğal olarak.
Peki tüm bunların yukarıdaki ilk soruyla ne alakası vardı. İşte burada devreye vicdan muhasebesi girdi. Her ne kadar sınıfım kalabalık olsa da öğrenciler doğru zamanda ve doğru yerdeydiler. O zaman onları hayata karşı şanslarını biraz daha arttırmalı ve doğru zamanda doğru yerde olmalarının mükafatını almalılar diye düşünerek özel okulda 20 kişilik sınıflar için tasarladığım tüm etkinlikleri kendi sınıfım için de uygulamaya başladım. Sınıfımla yetinmeyip, okulumdaki 1-8.sınıf seviyesinde derslere giren tüm arkadaşlarımla da bu etkinlikleri paylaşmaya karar verdim(dolayısıyla günceler aracılığıyla da sizlerle). Her iki okulda da uygulamaya koyduğumuz ve adına da “PİZZA USTALARI İŞ BAŞINDA” dediğimiz kesirlerle ilgili etkinlik sizlerin ve dolayısıyla öğrencilerimizin hizmetinde…
Matematik dersi 4., 5. Ve 6. Sınıf seviyesinde uygulanabilecek bir çalışma olarak düşünüyorum. Kesirler konusunun tüm kazanımlarını kapsayacak şekilde tasarlanarak düzenlenebilir.
- Etkinlik: Öğrencilerden belirlenen alanda serbest bir şekilde yürümeleri istenir. Öğretmen el çırptığında herkes durur ve en yakınındaki kişi ile eş olur. Öğrenciler ikili gruplar halinde yürürler. Öğretmenin el çırpmasıyla yere otururlar. En son oturan grup oyunu dışarıdan izlemeye devam eder. En son grup kalana kadar bu işlem devam eder ve en son kalan grup alkışlatılır. Oyun, 3’lü, 4’lü ve 5’li gruplar şeklinde de oynatılır. (Dikkat çekme aşaması)(Sınıf kalabalık olunca bahçede oynadık) (bu oyunu 2. Ve 3. Sınıflarda geriye doğru ritmik sayma işlemi yaparak bölme işleminin kavratılmasında da oynattık).
Ara Değerlendirme: Oyunun sonunda öğrencilerden çember olmaları istenir. Oyunla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşmalarına fırsat verilir. Sınıfımızdaki öğrencileri bir bütün kabul edersek eşit parçalara böldüğümüzü ve bu parçaların oyundan her defasında eksildiklerine vurgu yapılır. Kesirlerin de tıpkı oyunumuzda olduğu gibi eşit olarak bölünen bütünlerin her bir parçası olduğuna vurgu yapılır. Oyun sırasında birinci olan grubu ifade eden kesir buldurulur(İlgiyi odaklama).
- Etkinlik: Öğrencilere birer A4 kağıdı dağıtılır ve birer plastik tabak verilir. Tüm öğrencilere dünyanın en iyi pizza ustaları olarak bir yarışmada oldukları ve yarışmanın kuralları gereği herkesin aynı büyüklükte pizza yapması gerektiği vurgulanır. Her birinden kendi özel pizzalarını tasarlamalarını ve bu pizzalara isim vermelerini, malzemelerini yazmalarını, pizzayı kaç eşit parçaya bölmeleri gerektiğini belirlemelerini(1-10 arası parçaya bölebilecekleri söylendi) ve pizzalarına fiyat belirlemelerini istedik. Öğrenciler kendi pizzalarını tasarladılar ve eşit parçalara böldüler.
Pizzalarımız hazırdı, artık tüm pizzaları tatmalıydık ve tadına bakarak puanlamalıydık diye düşünmeye başlamışken tüm öğrencilerden pizzalarını tanıtmalarını, kaç dilim olduğunu, fiyatını, malzemelerini ve dilim fiyatının ne olduğunu sorduk. Pizzayı sucuklu yapan da vardı şekerlemeden yapan da. İşin açıkçası işimizin zorlaştığını düşünmeye başlamıştık puanlama konusunda…J
- Etkinlik: (Öğrenme Deneyimi) Pizzalarımız hazırdı artık. Kimin pizzasından kaç dilim yiyeceğimiz kalmıştı geriye bu da başlı başına bir kesir problemiydi. Problem kendilerinin olunca o kadar kolay geldi ki çözmek. Kimin pizzasından daha çok yediğimiz sorusunun cevabı ise kesirlerde sıralamayı kolaylaştırdı. Tüm pizzaları aynı büyüklükte yaptırma nedenimiz de buydu aslında. Herkesin pizzaso aynı büyüklükte fakat dilim sayısı farklı olunca payda eşitlemenin ve pay eşitlemenin işimizi ne kadar da kolaylaştırdığı ve bunu yapma nedenimizi anlamlı hale getirdi. Eğlenceliydi, anlamlı hale geldi, kullanışlı ve ilginçti de… Pizza ustaları böylelikle erdi muradına, darısı diğer etkinliklerin başına… (Deneyimin Paylaşılması) (Bu çalışma ondalık kesirler için yapılacaksa tüm pizzalar on parçaya böldürülerek etkinlik yapılabilir).
http://ekampus.orav.org.tr/blogger/ymuhammed/page/42355/pizza-ustalari-isbasinda
BAYSAN BANU UZUN…
KAĞIT HAMUR ETKİNLİKLERİ
Aktif öğrenme ortamları sağlayabilmek, öğrenmeyi eğlenceli ve kalıcı hale getirebilmek adına öğrencilerimle yaptığım uygulamalı bir çalışmayı paylaşmak istedim bu defa. Artık kağıtları birkaç gün önceden bir kovaya parçalayıp ıslattık. Sonra ıslak kağıtları sıkıp tutkalla yoğurduk. Bu hamur ile kabartma haritalar, vücut ve gezegen modelleri yaptık. Çalışırken bir yandan ne yapıyorlar ise onunla ilgili konuşup, videolar izlediler. Ders bitince öğrencileri birimden çıkaramadık J Öylesine keyif aldılar, ama en büyük keyif asıl bende idi bana sorarsanız.
http://ekampus.orav.org.tr/blogger/uzunbaysan/page/42370/kagit-hamuru-etkinlikleri
BAYSAN BANU UZUN…
KARİKATÜRLER
Bu hafta atasözlerini farklı bir yöntemle ele aldık. Bu çalışmayla öğrencilerin hem yorum yapma becerileri üzerinde durduk, hem de bazı atasözlerinin anlamlarını öğrendik konuştuk, hem de güldük eğlendik. Bunun için atasözlerini ifade eden karikatürler hazırlandı, önce bu karikatürlerden neler anladıkları yorumlattırıldı, daha sonra resme uygun kendi sözlerini oluşturmaları istendi. Sonra gerçek anlamları buldurulup, anlamları açıklanıp örneklerde kullanıldı. Karikatürlerin asılları aşağıdaki gibiydi, …
Bu karikatürlere öğrencilerin yorumu ise şöyleydi;
http://ekampus.orav.org.tr/blogger/uzunbaysan/page/42384/karikaturler
UĞUR ÖZEREN…
HAYALLERİMİZİ BALONLARA YAZDIK, BIRAKTIK GÖKYÜZÜNE…
Kahvaltı ederken oldu ne olduysa, sıcak çayın buğusu üzerinden pencereyi izlerken geldi aklıma.''Hayallerimiz balon olsaydı.''
Kısa bir planlama ile hayat bilgisi dersini planladım.3.sınıf Hayat bilgisi dersi ''Benim Eşşiz Yuvam'' temasındaki ''Amaçlarım uğruna '' konusu ile birleştirdim balonlarımı. Biraz erken gidip hazırlık yapmakta gerekiyordu. Hafif yağan yağmur ile arkadaş olup okula doğru yola çıktım. Okula yaklaşırken hızlanan yağmur bu ayrılıktan pek hoşnut olmadığını söylüyordu sanki.
Sınıfa girince sessizliğin içerisinde rahatça çalışırım düşüncesi beni çok rahatlatmıştı ki, sıraların üzerinde çantaları gördüm. Aklıma geldi hemen, bugün halk oyunları çalışması var demeye kalmadı sınıf öğrenciler ile doldu. Yazıcıdan çıkan balon çizimleri üzerinde tahmin yarışması başladı. İşin büyüsü kaçmasın diye verdiğim kaçamak cevaplar onları kandıramıyordu. Çalışmanın ucunu, azıcık açtım.
- Bugün yapacağımız bir etkinlik olacak, dedim.
Bu onları susturmak yerine daha da ayrıntılı cevap almak için sorulan profesyonel sorgulamaya dönmüştü. Dışarıdaki yağmur halime acımış olacak ki, yavaşladı. Fırsat bu fırsattır deyip, öğretmenler odasını merkez olarak kullanmaya karar verdim.
Kısaca planladım.
- Öğrenmeye uygun bir atmosfer yaratılması ( Merak uyandırma): Hazırlık aşamasında sınıfa bir futbol topuyla girmeye karar verdim. Çok becerikli olmadığım bu oyunla öğrencilere merak uyandırma ile giriş yapmaya karar verdim. Sınıfın kapısında topu sektirerek belirmek öğrencileri çok şaşırtmıştı.
- Aktarılan bilgiyle ilk karşılaşma ( İlgiyi odaklama ): Sunum canlı olunca tepkileri derse aktamak çokda zor olmadı. Beyin fırtınası ile konuyu canlandırdım. İyi futbol oynayıp oynamadığı sorduğumda, futbol oynama konusunda becerim olmadığını öğrencilerim hemen yansıttılar. Benim için futbolun uygun olmadığını mı desem, futbol becerimin olmadığını mı desem, yaşımın uygun olmadığını mı desem, antremansız olduğumun ortaya çıkmasını mı desem öğrenciler acımasızdı. Aslında aradığım ortam da bu değil miydi. Aktardığım bilgilerin somut olmasını kolaylaştırmak için sorumu sordum.
-İyi bir futbol oyuncusu olmak istesem neler yapmam gerekir ?
Evde izlenen futbol programlarının etkisi hemen ortaya çıktı. Ardarda tavsiyeler ortaya çıktı.Bu tavsiyeleri hemen tahtaya not aldım.Konu istediğim sınıra gelmişti. Amaçlarıma ulaşmak için neler yapmam gerektiğini gördüğümü belirterek öğrencilerime teşekkür ettim.
-Hayal ettiğiniz meslek nedir ? Bu hedefe ulaşmak için neler yapmanız gerekir? dedim.
- Yeni bilginin keşfedilmesi ( Öğrenme deneyiminin yaşanması ): Uygulama yapma sırası öğrencilerime gelmişti. Hummalı bir çalışma içerisine girdiler. Biraz önce bana verilen tavsiyeleri kendi yaşamlarına uygulama zamanları gelmişti. Söylemek kolay, uygulamak zordu. Yönergeyi vererek, boş balonları dağıttım. Hayallerini ve o hayallere ulaşmak için neler yapmaları gerektiğini çalışmaya başladı. Oluşan sessizlik çokta hayra alamet değildi. Hayallerimizi boyamaya sıra geldiğinde renkler yetmedi. Boya kalemi depomuzu açmaya karar verdik. Makasların sayısını da 40 kişilik sınıfa yetişmiyordu. Boyanan hayallerimiz sınıfımızı renkli bir masaüstü ile doldurdu.
- Bilgiyi hayata aktarma ( Deneyimin Paylaşılması ): Paylaşımda bulunmanın zamanı gelmişti. Hayallerini arkadaşları ile paylaşmak isteyenlerin hayallerini dinledik. Sınıfımızda oluşturduğumuz mavi gökyüzüne balonlarımızı gönderdik. Diğer balonların yerini alması ile gökyüzünde hayallerimiz yerini aldı. Bir son nokta koyma zamanı gelmişti. Planlı çalışmanın ve düzenli olarak kitap okumanın bizim gelişimize olan önemine vurgu yaparken, söylediklerimin öğrenciler tarafından benimsendiğini gözlerinden anlayabiliyordum.
İki ders saati alan çalışmamız ile hayallerimiz tasarlamış, bu hayallere ulaşmak için neler yapmamız gerektiğini planlamış, bu hayallerimizi boyayarak zihnimizde renkli bir tablo ile yer almasını sağlamıştık. Panoda yer alan hayallerimiz, gökyüzündeki yıldızlar gibi yılsonuna kadar bizi izleyecekti. Öğrenciler birbirlerinin hayallerini merak ediyordu. Teneffüslerde oluşan kalabalık bu hayallerin sadece balonlarda kalmayacağını da gösteriyordu.
Kısacası, ''hayallerimizi balonlara yazdık, bıraktık gökyüzüne...''
Esen kalın.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Mesleki Gelişim Yönelik Çalışmalar
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A1. Öğrencilere Değer Verme Anlama ve Saygı Gösterme >> A1.1.Plânında ve uygulamalarında öğrencilerin gereksinimlerine yanıt verecek farklı etkinlikler sunar. (C1.1;C1.2;C5.1;C5.5;D4.5)*
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A1. Öğrencilere Değer Verme Anlama ve Saygı Gösterme >> A1.10.Öğrencilerin sevgi ve saygıya dayalı ilişkiler geliştirmelerine ortam oluşturur.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A1. Öğrencilere Değer Verme Anlama ve Saygı Gösterme >> A1.4.Öğrencilerin farklı etkinlikler önermesine ve bunlara katılmasına olanak sağlar.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A1. Öğrencilere Değer Verme Anlama ve Saygı Gösterme >> A1.9.Sınıf içi ve dışı etkinliklerde öğrencilerin sosyal ve kültürel özelliklerine uygun olarak çeşitliliğe yer verir. (B1.4)*
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.10.Her öğrencinin başarılı olacağına inanır.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.11.Beklentilerini oluştururken bireysel farklılıkları dikkate alır.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.2.Öğrencilerin farklı öğrenme özelliklerine sahip olduklarının farkındadır.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.3.Çalışmalarını planlar ve uygularken, öğrencilerin her birini var olan kazanım düzeylerinden daha ileriye götürmeyi amaçlar.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.4.Öğrenmeyi engelleyen etmenleri analiz ederek öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapar. (D4.1-D4.5) *
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.6.Öğrencilerin düzeylerine uygun ve ulaşılabilecek amaçlar belirler.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.7.Farklı düzeydeki öğrencilerin öğrenme çabalarını cesaretlendirir.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.8.Öğrencilerin kendilerini gerçekleştirmeleri için onlara sınıf içi ve dışında çeşitli etkinlikler ve olanaklar sunar. (E1.4;E1.5)*
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A2. Öğrencilerin, Öğrenebileceğine ve Başaracağına İnanma >> A2.9.Öğrencilerin başarılarını öne çıkarır ve destekler. (D3.6)*
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A5. Kişisel Gelişimi Sağlamak >> A5.1.Bireysel gücünün ve yetkinliğinin farkındadır.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A5. Kişisel Gelişimi Sağlamak >> A5.4.Zorluklarla mücadele eder.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A5. Kişisel Gelişimi Sağlamak >> A5.7.Üst düzey düşünme becerilerine sahiptir ve bunları kullanır.
A- KİŞİSEL ve MESLEKİ DEĞERLER - MESLEKÎ GELİŞİM >> A5. Kişisel Gelişimi Sağlamak >> A5.9.Yeni fikirlere ve değişime uyum sağlar.