küreselleşme ve etkileri
Küreselleşme ve Etkileri
- Ne biliyoruz?
- Öğrenmeyi yeniden nasıl düşünebiliriz?
- Neyi farklı yapmalıyız?
- Bu değişimler bizi nereye götürüyor?
Ne biliyoruz?
Küreselleşme; Her alanda veya belirli alanlarda toplumsal bütünleşme ve dayanışmadır. Dünyanın toplumlarının bazı alanlarda bütünleşmesi veya görüş birliğine varmasıdır.
Küreselleşme gerçek anlamda ülke sınırlarını kaldırmaz ama fikir, düşünce, teknoloji vb. alanlarında sınırları kaldırır. Sosyal, ekonomik, teknolojik, politik ve kültürel yaşamda dünya ölçeğinde değerlendirilmesidir.
Küreselleşme; dünyanın neresinde olursa olsun insanlar arasında artan bağlantılardır. Küre derken, bildiğimiz fiziksel anlamıyla bütün yerküreyi kastediyoruz. Bütün yerkürede insanların bağlantılarının artması, teknolojik bakımdan, hukuki bakımdan, kültürel bakımdan, psikolojik bakımdan bizlerin birbirimizle dünyanın herhangi bir yerinden başka bir yeri ile bağlantı kurmamız bizim daha küresel bir dünyada yaşadığımızı belirtiyor. Demek ki küreselleşme toplumsal hayatın yeni bir mekân düzenlemesi anlamına geliyor.
Öğrenmeyi yeniden nasıl düşünebiliriz?
Düşünmek istiyorum, düşüneceğim, düşündüm gibi kelimeleri sık sık duyarız. Okullarımızda öğretilmeyen iki şeyden biri düşünmektir. Düşünmeyi öğrenmek ve düşünme şekillerini öğrenmek bambaşka bir bakış açısı kazandıracak. Deneyerek öğrenmek gibi bir özelliğimizden vazgeçme durumuyla karşı karşıya kalabiliriz.
Deneyimler, veriler, kötü düşünceler, fırsatlar, umutlar her şeyi bir arada nasıl bulabiliriz, bakış açımızı değiştirmeden farklı kişiler gibi nasıl düşünebiliriz? En iyi ve en hızlı nasıl öğrenebilirim? gibi pek çok sorular sorarak düşünmeye yardımcı olabilir.
Neyi farklı yapmalıyız?
Her şeyden önce bilmemiz gereken nokta, küreselleşmenin karşı konulmazlığıdır. Küreselleşme ile başa çıkmak için hedefe doğru, amacı gözden kaçırmadan gitmelidir. Küreselleşmeden kaçmanın mümkün olmadığı şartlarda en iyi yol, yarattığı etkilere hazır olmak ve dönüştüğü dünyaya adapte olmaktır.
Gençler günümüzde, hızına ulaşılamayan iletişim ve bilgi cağında bir tür kültürel şokla karşı karşıyadır. Onları koruyup kollamak çağa hazırlamakla gerekir. Gençleri toplumun değerleriyle ters düştüklerinde suçlayıp dışlamak kolaycılıktır, çağın gerçeklerinden kaçıp saklanmaktır. Gençlerimizi sağlıklı politikalarla belirlenmiş milletimizin kültürel kişilik ve kimliğini geliştirme amaçları doğrultusunda hazırlayıp bilgilendirmeliyiz. Ancak bu yolla gençler yabancı kültürle baş edip evrensel kültürde yerlerini alabilirler.
Yurt içinde ve yurt dışında bölgenin tarih ve kültürüyle ilgili yapılan çalışmalar belirlenmelidir. Bunlar her şehirde kurulacak tarih ve kültür araştırmaları merkezlerinde toplanmalıdır. Ayrıca bölge ile ilgili araştırmalar arşivlenip araştırmacılara açılmalıdır. Küreselleşen dünyada ayakta kalmanın tek yolu uygarlığa uymak onu yakalamak kadar tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmaktan da geçer.
Bu değişimler bizi nereye götürüyor?
Küresel oyuna damgasını vuran ABD’nin yanı sıra uluslar arası şirketlerinde küresel rekabet baskısı ve küresel pazarda köşe başlarını tutmanın önem kazanması, en büyük şirketleri bile stratejik birleşimlere itiyor. Ne olursa olsun dünya ülkeleri küreselleşme süreci içindeki küresel kapitalizm sorunları ile baş etmeyi öğrenecek, çoğu kez ABD’ nin belirlediği kurallara göre oynamayı öğrenecek. Asıl sorulması gereken sorun; küresel kapitalizmin bu süreçte nasıl bir evrim geçireceği, piyasaların ötesinde ne gibi kurumsallaşmayı gerek göstereceğidir.
Ne yapmalı?
- Artık teknolojideki gelişmeyi durdurmanın olanaksız olduğunu kabul edip, bütün enerjimizi küreselleşmeye “insani yüz” kazandırıp bu sürenin olumsuz etkilerini gidermeye çalışmalı,
- Küreselleşme aslına bakılırsa 3. sanayi devriminin bir uzantısı, teknolojideki yeni atılımların bir sonucu olduğunu anladığımızda; bunu durdurma veya ters çevirmenin olanaksız olduğunu anlamalı,
- Küreselleşmeye ayak uyduracak bir ülkenin mutlaka bilgi teknolojisini iyi kullanması gerektiğini; bu da insana yatırım ve eğitim atılımının ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
- Tek değişmeyen şeyin “değişim gerçeği” olduğu ve her değişim sürecinde dramlar yaşandığı ama bu dramların ve kaygıların küreselleşme sürecimizin insanlığa yeni ufuklar açacağı beklentisini ortadan kaldırmıyor.
- Yeni yatırım araçları yaratılmalı,
- Haberleşme ve bilgi işlem teknolojisinin hızla gelişmesine önem verilmeli,
- Sermayenin dolaşımında serbestleşmeye yer verilmeli,
- Eğitim alanının piyasanın ihtiyaçlarına göre yeniden örgütlenmeli,
- Müfredatın değişen iş dünyası ve işverenlerin gereksinimleri ile esnekliğin gerektirdiği bilgi ve beceriler temelinde yeniden düzenlenmeli,
- Eğitime ayrılan kamu harcamalarının azaltılması, eğitimde özelleştirme yoluyla özel girişimciliğin özendirilmesi ve paralı eğitim uygulamaları yeniden gözden geçirilmeli.
Kaynaklar
- http://www.ahmetcezmigobut.com/english/ifrm.asp?ifrmSecID=39&baslik=Training
- http://stk.bilgi.edu.tr/docs/scholte_keyman_std_10.pdf
- http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/10.php
- http://www.rehberim.net/forum/kitap-ozetleri-443/66452-qua-vadis-kuresellesmenin-iki-yuzu.html#ixzz1tYmw8tQM
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...