Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X

küreselleşmenin öğrenme ve beyin ilişkisi

Küreselleşme ve teknoloji devrimiyle birlikte bu dersin üçüncü ana aksı olan beyin araştırmalarını merkeze alan öğrenme ve beyin ilişkisini tanımlayan bir web sitesi tasarlamaktır.

 

  • Ne biliyoruz?

Beyinin yapısını, özelliklerini, nasıl öğrendiğini ve öğrenme ile olan ilişkilerini biliyoruz.

İç içe üç bölüm hâlinde bulunan beynimizin orta beyin bölümünde yer alan “Hipokamp” (hippocampus) hafızanın merkezi durumundadır. Bu merkez, beynin yazıcısı gibi faaliyet gösterir. Çeşitli şekillerle bize ulaşan bilgiler, verdiğimiz önem derecesine göre beyne kaydolmaktadır. Merak ve ilgi duymadığımız, önemsemediğimiz; kısacası duyguların hareketlenmediği olaylarda gelen bilgiler düşük frekanslı elektrik sinyalleri şeklindedir. Sonuçta, zayıf sinaptik bağlar oluşur ve beyin hard diskine (korteks) kayıt işlemi gerçekleşmez. Çünkü böyle durumlarda alıcılar (duygular) harekete geçmemektedir. Duyguların uyandığı olaylarda ise hipokamp hareketlenmekte ve kortekse kayıt işlemi tamamlanmaktadır.

Dış beyin kısmını teşkil eden korteks, beynin düşünen, konuşan, yazan, yeni buluşlar yapan, merak eden, plân yapan, öğrenmenin, zekânın ve hafızanın oluştuğu bölüm olup, sınırsız bir kapasiteye sahip görünmektedir. Üzerindeki görme, duyma ve diğer algılama merkezleriyle ve dış dünyayla sürekli iletişim halinde bulunur. Bu kapasiteyi nöronlar arasında kurulan ilişkiler sağlamaktadır. Merak ve ilgi eksenli bilgiler, duyguları uyandıran olaylar olduğundan, orta beyindeki hipokamp, giriş vizesi vermekte, bilgiler beyin korteksi üzerine kaydedilmektedir.

Beynin sol lobunun, konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda çok üstün olduğu, mantıklı ve doğrusal çalıştığı tespit edildiğini biliyoruz. Beynin sağ lobunda, ritim, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi fonksiyonların yapıldığını biliyoruz. Beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve doğrusal olarak işlemekte, sağ lop ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir.

Sağ lobun duygular, inanma ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği ortaya çıktı. Bu yüzden bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine, sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğunu biliyoruz. Ayrıca, insanın mucitlik ve üretkenlik kısmı sağ lop fonksiyonları arasında yer almaktadır.

  • Öğrenmeyi yeniden nasıl düşünebiliriz?   

Öğrenmenin merkezi beyindir. Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmesi sağ loplarını da geliştirmelerine bağlıdır. Öğrendikleri konuları ve formüllerden yeni şeyler üretebilmeleri ancak beynin sağ lobunu işin içine katılması ile mümkündür.

Beynin her iki lobu birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Her iki lop arasında yoğun sinir lifinden oluşan ağ demeti bulunur. Bu ağ, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprüdür.

Sağ beyin yaratıcılığı, duygusallığı, seslere ve renklere, hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkın çalışırken; sol beyin mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme, değerlendirme ve eleştirmeye daha yatkın olarak çalışmaktadır. Beyinlerinin bir yarısını diğerine göre daha iyi kullanan kişiler, diğer boyutta çalışan yarıkürenin yeteneklerine ihtiyaç duyduklarında zorlanırlar ve başarısız olurlar.

Hızlı ve etkili öğrenmenin yolu beynin her iki lobunu birlikte ve dengeli kullanmaktan geçiyor. Etkili öğrenme için beyin loplarının her ikisinin dengeli gelişimine ihtiyaç vardır. O halde beynin her iki lobunu birlikte dengeli bir şekilde kullanabilirsek öğrenmeyi yeniden düşünebiliriz.

  • Neyi farklı yapmalıyız?

Günümüzde, teknoloji ve bilimdeki hızlı değişimler eğitim sistemindeki beklentileri artırmaktadır. Öğrenciler yeni bilgilere çabucak ulaşmakta, bilgiyi kazanma ve bilgiyi kullanma becerileri gelişmektedir. Teknolojideki son gelişmelerle beynin yapısı ve nasıl çalıştığı hakkında bizlere bilgi vermektedir.

Öğrenmenin tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışarak, öğrenme anında insan beyninde gerçekleşen değişimlerin neler olduğunu ve bilginin beyinde nasıl geliştiğini günümüz teknolojisinin ışığında eğitim ve öğretim faaliyetlerinin planlanması ve geliştirilmesi gerekir.

  •  Bu değişimler bizi nereye götürüyor?

 Gerçek öğrenme, bir bakıma oluşan bilgi tabanlarının üzerine alttakilerle bağlantılı yeni bilgiler inşa etmek demektir. Bu da ancak beyin sinirlerinin ağ oluşturması ile sağlanmaktadır. Beyinde 10 milyarın üzerinde beyin hücresi vardır. Kurulan hafıza ilişkileri ve zihinsel faaliyetlerin her biri bu hücreler arasında yeni bağlar kurarak bir ağ tabakası oluşturmaktadır. Kurulan bağların sayısı ne kadar fazla ise, zihinsel potansiyelin gücü de o derece yüksektir. Hücreler arası ağ tabakasındaki her ilave bağ, hafıza-muhakeme-anlama-fikir yürütme gücünü kat kat artırmaktadır.

 Bu değişimler bizim beynimizi daha iyi ve dengeli kullanmamızı sağlayacak. Daha iyi öğrenme becerileri geliştireceğiz, daha iyi öğreneceğiz, daha iyi anlayacağız, olaylar arasında daha iyi bağlantılar kuracağız.

 

 

 

Web sitem:

http://websites.ekampus.orav.org.tr/haticeaydin1967/default.aspx

 

 

 

 

 

Kaynaklar:

http://www.megahafiza.com/diger/mbeyin/mbeyin.htm

http://pdf.gen.tr/ara/ppt/Beyin+Kurallar%C4%B1/

http://blog.milliyet.com.tr/bilisselbakis

http://www.aktuelpsikoloji.com/haber.php?haber_id=4402

http://www.gaziantepbilsem.com/ppt/beyinveogrenme/frame.htm

http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_2343.htm

http://blog.milliyet.com.tr/beynimiz-ve-negatif-olaylarla-iliskisi/Blog/?BlogNo=27447

http://www.e-psikiyatri.com/psikiyatri-haberleri/BEYIN-EGITIM-ILISKISI/9499/

http://www.populerbilim.com.tr/arsiv/0605/b01.htm

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...