Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Öğrenen Okul 2 Sanal Dersi

Öğrenen Okul 2 Sanal Dersi

Öğrenen Okul Sanal Dersi 24.05.2012 Perşembe Günü Saat 21:00'da aşağıdaki linkten giriş yapabilirisiniz.

http://sanalsinif.orav.org.tr/r72728409/

Öğrenen Okul Sanal Ders

Öğrenen Okul Sanal Ders

Öğrenen Okul Sanal Ders Linki

http://sanalsinif.orav.org.tr/r20183155/

ilgilenen dostları bekleriz.

Comenius Projesi Kapsamında Belçika ile Skype Üzerinden Ortak İngilizce Dersi İşledik.

Comenius Projesi Kapsamında Belçika ile Skype Üzerinden Ortak İngilizce Dersi İşledik.

Okulumuz öğrencileri Reach For The Stars adlı comenius projesi kapsamında Belçika'nın Vrije basisschool Sint-Pieter okulu ile Skype üzerinden ortak ingilizce dersi işledi.

 

 

ALTERNATİF SBS SINAVI ÖNERİSİ

ALTERNATİF SBS SINAVI ÖNERİSİ

Türkiye’de sınav sistemlerine yönelik önemli eleştiriler bulunmaktadır. Sınavlara karşı olmak sorunu çözmemekte çünkü Avrupa’da ve Amerika’da liselere ve üniversiteler girişler sınavla yapılmaktadır. Türkiye’deki sorun sınavların olması değil, sınav sisteminin yanlış yapılmasından kaynaklanmaktadır. SBS ve YGS çoktan seçmeli teste dayalı sınavlar olduğundan birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Bunlar bilindiği için burada bu konuya değinmeyeceğim. Benim Türkiye’de kurgulanan yanlış sisteme alternatif bir önerim var. Aslında Avrupa ve Amerika’da yılsonu olgunluk sınavları yapılmaktadır. Öğrenciler bu olgunluk sınavlarına göre meslek lisesine veya akademik liselere geçiş yapabiliyor. Tabi Türkiye’de okulların bu sınavı yapması ciddi usulsüzlüklere neden olabilir. Bunun için benim önerdiğim sınav sistemi bu tarz istismarı önleyecek düzeydedir, Şöyle ki;

1-Sınav Soruları; kazanımlar esas alınarak öğrencinin; yorumlama, analiz etme, eleştirel düşünme, sonuçları tahmin etme, problem çözme vb. yeterliliklerini ölçecek nitelikte hazırlanır. Bunun için sorular açıklamalı çoktan seçmeli test, boşluk doldurma, eşleştirme ve klasik soru vb. türlerinde olacak. (Sınavda sadece çoktan seçmeli teste dayalı sorular sorulması hem öğrencileri dershaneye mahkûm etmekte hem de eğitim sistemini sınav odaklı hale getirdiğinden öğrencilerin, hayatı dört şık zanneden bireyler haline dönüştürdü.)
2-Sınavlar 1. Oturum; Türkçe ve Matematik, 2. Oturum; Sosyal Bilgiler ve Fen ve Teknoloji 3. Oturum; İngilizce olmak üzere 3 oturum halinde gerçekleştirilecektir. (Önerilen sınav teste dayalı olmadığından daha fazla zamana ihtiyaç bulunmaktadır.)
3-Sınav cevap kâğıtlarında adayların isimleri ve okulları hakkında bilgi olmayacak. Sadece barkod numarası ve güvenlik kodu bulunacak. (Cevap kâğıdında öğrencilerin il, okul ve isim gibi bilgiler olmadığından cevap kâğıdını değerlendiren öğretmenin tarafsız değerlendirme yapmasına katkı sağlayacaktır. Cevap kâğıdı tesadüfi örneklem yöntemiyle seçileceği için öğretmenin değerlendirdiği cevap kâğıdı kendi okulundan olabileceği gibi başka okulda okuyan öğrencinin de cevap kâğıdı olabilir.)
4-MEBBİS'te Sınav Değerlendirme Modülü oluşturulacak. Sınav cevap kâğıtları taranarak MEBBİS’de hazırlanacak olan Sınav Değerlendirme Modülüne aktarılacak. (Sınav çoktan seçmeli teste dayalı olmadığından değerlendirme öğretmenler tarafından yapılacağından cevap kâğıtları elektronik ortama aktarılacak.)
5-Ölçme ve değerlendirme konusunda eğitim alan öğretmenler ek ders karşılığı sınav cevap kâğıtlarını değerlendirecek. (Örneğin 10 cevap kâğıdı için 1 ek ders ücreti gibi.) veya her öğretmen için ek ders karşılığı belli sayıda cevap kâğıdı değerlendirme zorunluluğu getirilebilir.(Öğretmenler ek ders karşılığı cevap kâğıdı okuyacağı için öğretmenlerin çoğunluğu bu konuda gönüllü olacaktır.)
6-Öğretmenler kullanıcı adı ve şifresiyle MEBBİS Sınav Değerlendirme Modülüne girdiği zaman sistem öğretmenin değerlendireceği cevap kâğıtlarını tesadüfi örneklem yöntemiyle seçecek. Öğretmen okuduğu cevap kâğıdının kime ait olduğunu bilmeyecek. (Cevap kâğıtları tesadüfi örneklem yöntemiyle seçileceğinden öğretmenlerin değerlendirmeyi tarafsız yapması sağlanmış olur.)
7-Bir öğrencinin cevap kâğıdı

YALAN SÖYLEYİP KENDİ KABİLEMİZİ KURALIM MI?

YALAN SÖYLEYİP KENDİ KABİLEMİZİ KURALIM MI?

Biz yetişkinlerin bazı şeyleri değiştirmesi için vakit geç midir? Mesela çocukken, gençken bir yerlerde kaybolmuş yaratıcı güç yeniden edinilebilir, kırılmış hevesler geri alınır mı? Heves ve şevk nerede, nasıl bulunur? Sir ünvanlı yazar Ken Robinson aralarında Meg Ryan, Paul McCartney, Bob Dylan, Paulo Coelho gibi ünlülerin de bulunduğu yüzlerce kişiyle söyleşi yaparak; ayrıca Leonardo da Vinci’den Wolfgang Amadeus Mozart’a kadar birçok dâhi sanatçının hayatını araştırarak bu soruların cevabını arıyor… Bulduğu cevap kısa ve net: Okullar yaratıcılığı öldürüyor. Bununla savaşmak içinse yapabileceğimiz üç şey var: Vasattan uzak durmalı, gerekirse yalan söylemeli, en önemlisi kendi kabilemizi kurmalıyız.

‘Sir’ ünvanlı yazar Ken Robinson da bir süre önce internetten de yayınlanan benzer bir konuşma yaparak kelimenin tam anlamıyla ortalığı ayağa kaldırmıştı. Okullara ve eğitim sistemine saldıran bu konuşma meğer yetişkinlik çağına girmiş bir insanın da değişebileceğini, tutkularını yeniden keşfedip başka biri olabileceğini anlatan Öz adlı kitabın provasıymış.

Öz’de Ken Robinson ilkin çocukların onların ne kadar özgün fikirler taşıdığını, ne muazzam doğal yetenekleri olduğunu anlatıyor. Onların ilgi alanlarının genişliğinden ve zenginliğinden, öğrenme kapasitelerinin büyüklüğünden söz eden Robinson’a göre okula başladıktan, hayata karıştıktan, öteki insanlarla, özellikle de yetişkinlerle iletişim kurmaya başladıktan sonra o çocuklara ‘bir şey’ oluyor. Tek tipleşiyorlar, bir örnek giyinmeye değilse bile birörnek davranmaya başlıyorlar. Diyelim ki başkalarından farklılar, herkese uygun olması beklenen eğitim sistemi haliyle onları kabul etmiyor, çoğu zaman da dışlıyor… Öğretmenlerinin 10 yaşına kadar zekâsında bir miktar gerilik olduğundan kuşkulandıkları Albert Einstein örneğindeki gibi… Tüm çocukların tek bir standart eğitim planına uygun hareket etmeleri beklendiğinde, eğer sezgileri kuvvetli bir yol gösterici yoksa olan o çocukların onları benzersiz kılan özelliklerine, yani yeteneklerine oluyor.

Kitap eğitim sisteminde bir reform önerisi olmakla birlikte, tek hedefi bu değil. Okullarda eğitmenlerin hayatalarını yöneticilerin de işyerlerinde sürdürdüklerinden dem vuruyor Ken Robinson… İşyerlerinde de çoğu zaman amaç yaratıcılığı besleyip ondan yararlanmak değil, düpedüz öldürmek çünkü. Birçok yetenekli, yaratıcı, parlak insan bu yüzden kendini çalıştığı yerde tıpkı Being John Malkovich filmindeki John Cusack gibi hissediyor. Hatırlarsınız, her sabah alçak tavanlı mini minnacık işyerine gittiğinde, cüceler için yapılmış kapılardan girip cüceler için yapılmış masa ve sandalyelere oturmak zorunda olan ve bu yüzden inanılmaz acılar çeken adam… Bu metaforda doğruluk payı olamaz mı sizce de?

Sorunuzu duyar gibiyim: Çocuklar için tamam da biz yetişkinler için her şeyi değiştirmek için geç kalınmamış mıdır? Kaybolmuş yaratıcı güç yeniden edinilebilir mi, kırılmış hevesler geri alınır mı, en kötüsü şevk ve heves nerede, nasıl bulunur?

Cevap, resim yeteneği olmadığı halde dünyanın en ünlü çizgi kahramanları Simpsons’ı yaratan Matt Groening, sesinin imkânları sınırlı olsa da dünyanın en büyük şarkıcılarından biri haline gelen Boby Dylan, Paul McCartney, tenisçi Monica Seles, mimar Zaha Hadid, oyuncu Meg Ryan, yazar Paulho Coelho ve elbette ünlü-ünsüz d