Kendini Tanımak ve Doğru İfade Etmek
Karşıyaka Mehmet Ali Lahur Ticaret Meslek Lisesi’nin değerli öğrenme liderleri ile 04.04.2013 günü "Kendini Tanımak ve Doğru İfade Etmek" konulu söyleşide buluştuk. Okul yönetiminden davet aldığı...
Karşıyaka Mehmet Ali Lahur Ticaret Meslek Lisesi’nin değerli öğrenme liderleri ile 04.04.2013 günü "Kendini Tanımak ve Doğru İfade Etmek" konulu söyleşide buluştuk. Okul yönetiminden davet aldığı...
Kalem Konuşur Tekniği İle Sınıf Kuralları Oluşturmak Yapılan araştırmalar, sınıfın “Olumlu Öğreneme Ortamı” olmasını sağlayan en önemli göstergelerden birisinin her bireyin görüşünden yola &cced...
Kendini Tanımak ve Doğru İfade Etmek Karşıyaka Anaokulu öğrenme liderleri ile Mart 2012'de "Birlikte Çalışmak ve Okulda İletişim" konusunda buluşmuştuk. Aradan geçen zamanda meslektaşlarımız "Öğrenen Lider Öğretmen" seminerine ka...
ÇANAKKALE-BİGA ÇİÇEKLİ DEDE ÖZEL İDARE & İDRİSKORU İBRAHİM AYDIN İLKÖĞRETİM OKULLARI ÖĞRENME YOLCULUĞUMUZ Daha ilk merhabada belli olmuştu farklı bir süreç yaşayacağımız. Sabah 06.30 gibi Biga'ya yaklaşırken Fevzi hocam arayıp otogarda bizi bekled...
Çocuk ve İrade Kullanımına Yönelik Sorular
Bize özel bir alana girilmeye çalışıldığında ya da yapmaktan hoşlanmayacağımız bir istekle karşılaştığımızda kullandığımız bir sözcüktür“hayır”. Hayatımızı etkili yönetebilmemiz için, hayır diyebilmek önemlidir. Çoğu zaman kendilerine ayıracak zamanımız olmadığı halde iş arkadaşlarımıza, dostlarımıza ya da yöneticilerimizden gelen taleplere evet demek zorunda hissederiz. Doğru sözler uygun ses tonu ve beden diliyle hayır diyebilmek, çoğu zaman istemediğimiz durumlara dur dememizi sağlayabilir.
Hiç düşündünüz mü, nelere, kimlere ne zaman, niçin ve nasıl “hayır” diyorsunuz? Karşınızdaki insan kötü hissetmesin diye hayır demekten kaçındığınız oluyor mu? Peki, hayır dediğiniz anlarda siz neler hissediyorsunuz?
“Hayır” veya “evet” dediğimizde bir seçim yapmış ve seçimimizi karşı tarafa ifade etmiş oluruz. Diğer bir anlatımla irade kullanmış oluruz. İrade kullanmayı seçim yapıp, seçimlere uygun eyleme geçmek olarak tanımlayabiliriz. Bu tanım bir saptamayı da beraberinde getiriyor; seçim yapmakta zorlanıyorsanız irade kullanmakta da zorluğunuz var demektir.
İrade üstlenmeden, kısaca seçim yapıp eyleme geçmeden, sorumluluktan söz edilebilir mi? İrade kullanması sınırlanan veya engellenen bireyin davranışlarından sorumlu tutulması anlamlı mıdır? Bu soruların yanıtları kuşkusuz her bireyin yaşam deneyimleri doğrultusunda farklılıklar gösterecektir.
Peki ya çocuğun sorumlulukları size neleri çağrıştırıyor? Gelişimsel görevler açısından sorumluluk duygusu ve buna dayalı davranışlar size neleri çağrıştırıyor, sizin için ne anlamlar taşıyor? Eğer anne babaysanız, çocuğunuzu etkileşimde bulunduğu insanlarla ilişkilerinde nasıl bir birey olarak görmek istersiniz? Yetişkin bir birey olduğunda nasıl biriyle yüzleşmek istersiniz?
Bütün bu çağrışım, davranış ve davranışlara yüklenen anlamlara, ilk özerkleşme çabalarımızın yer aldığı erken çocukluk evresindeki yaşantılarımızın yön verdiğini bilmek, ebeveyn ve öğretmenlerin çocukla olan ilişkisinde nelere dikkat etmesi gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizmesini sağlayabilir mi?
Bireyin gelişimine katkıda bulunan etmenleri dikkate aldığımızda, doğuştan getirilen özellikler, aile yapısı ve çevrenin etkin rol oynadığını görüyoruz. Çocuğu neyi, nasıl, ne zaman yapacağına dair yönergelerle bunaltıp, kendi sorumluluk alanına giren sorunlarına çözüm getirmek, onun irade geliştirmesine engel olmak demektir. Anne babalar, çocuklarının davranışlarının kendi ilişki biçimleri ile doğrudan ilişkili olduğunu bilmelidir. Aşırı koruyup kollayan, çocuğun fizyolojik ve psiko-sosyal gelişim dönemleri ile ilgili “Gelişimsel Görevlerini” üstlenmesine engel olan bir ana-baba tutumu, sonuçta özgüvenden yoksun, bağımlı bir kimlik gelişimine katkıda bulunma potansiyeli taşıyacaktır.
Anne babanın ardından ebeveyn rolü üstlenen en önemli rol modellerden biri de çocuğun öğretmenidir. Öğretmenin bir ilişki profesyoneli olduğu düşünüldüğünde, anne- babadan farklı olarak objektif y