BAĞIŞLAMAK KENDİMİZ İÇİN İYİLİK MİDİR? (AKİF DEDE)
AKİF DEDE VE BEŞ KAYME
Yaşlı bastonuna dayanmış, gözlerini bir noktaya kilitlemiş, öylece bakıyordu. Bir müddet sonra fark edebildi beni. Kaldırdı kafasını. Acı bir gülümseme vardı yüzünde. O derin çizgilere sanki yenisi eklenmişti. Yavaşça açtı avucunu. Daha önce ıslandığı ve henüz kurumadığı belli olan beş lirayı öyle bir sıkmıştı ki, para para olmaktan çıkmıştı adeta.
- Al bunu, dedi. Anlam verememiştim. Öylece yüzüne bakakaldım.
- Al bunu evlat, al .
- Nedir bu dede?
- Senden aldığım beş lira. Al işte o kadar.
Parayı almalıydım. Almasam çok kırılacaktı. Geçen hafta seminere gitmeden önce benden beş lira istemişti Akif Dede. Acaba onu mu iade ediyordu? Anlayamamıştım. Yavaşca yanına oturdum. Bir müddet konuşmadık. Çok onurlu bir ihtiyardı. İncitmemek için soru da sormadım. Sessizce dertleştik. İkimizde toprağa bakıyorduk. Sonra yavaş yavaş dökülmeye başladı, cımbızlanmış kelimeler ağzından.
- Sen gittiydin ya hani. Seminer miydi neydi? İşte orya.
- Evet,
- Seninki, (vekil öğretmen) çocukları şehere götürmek istemiş. Sinema varmış orda. Beşer gaymede para isteyivermiş uşaklardan. Bizim Hatçe de gitmek istedi.
Gözleri doldu. İki damla yaş süzülüverdi yorgun yanaklarından. İçim burkuldu. Gözü kör olası talih. Sen değil misin beş lira için bu yaşları döktüren? Biliyordum torununun onun için ne kadar değerli olduğunu. Hatice’nin babası Kıbrıs savaşında şehit düşmüştü. Annesi ise baba evine gitmemiş, 'kaderimin imtihanı' dediği bu köyde kayın pederine ve kızına hayatını adamıştı. Hastaydı zavallı. ‘Fakirlik alın yazımızsa elden ne gelir’ diye katlanırdı. Hatçe işte bu kömür gözlü kız, torunuydu Akif Dede’nin.
Ağlamaklı ifadeler devam etti, kimsenin yüzüne çarpmadan, kendince.
- Şeherde bir cenaze vardı. Ona gidecektim. Senden aldığım bu beş gaymeyle. Yol parası edecektim, anlayacağın. Bu sinema işi çıkınca baktım kızın boynu büküldü. Yetimim üzüldü. Dayanamadım. Sıkıştırdım eline, getsin dedim. O getsin.
- …
- O sabah annesi erkenden kaldırmış Hatçeyi. Saçını örerken uyandım bende. Ürkek serçe gibiydi yavrum. Kalbinin atışlarını bu yaşlı gözlerimle seyre daldım.
Bir iç daha çekti. O anı hayal etmeye çalışıyordum. Hatice’nin duygularını yaşamak istiyordum belki de. Akif Dede devam etti.
- Hafif yağmur yağıyordu. Kızın sırtına geyeceği gocuğuda yoktu. Fırladı yavrum. Ceylan gibi sekerek kayboldu gözden. Keşke göndermeseydim.
- Ne oldu ki dede?
- Sorma evlat, fakir fakirliğini bilecek. Neyine gerek senin sinema. Çocuğu da telef ettik boşu boşuna.
- Dede anlat şunu artık ne oldu ki?
- Seninki, çocukları toplamış, yola doğru inerken bizimki yetişmiş onlara. Avucunda ıslatmadan taşıdığı parayı uzatmış. ‘Bende gelecem’ demiş işte.
- Eee,
- Dönmüş seninki, ‘hani siz fakirdiniz, hani sizin heç paranız yoktu. Sinemaya gelince mi para buluyorsunuz’? demez mi. Yıkılmış garibim. Ne desin. ‘Dedem verdi’ demiş işte.
- …
- Zavallı ağlamaya başlamış. Ağlayınca daha da hiddetlenmiş senin ki. Söylenmiş garibime. Orda duvarın dibine büzülmüş yavrucak. Saatlerce ıslanmış, üşümüş.
- Şimdi nerde?
- Evde hasta yatıyor. Anası nane limon kaynattı. İyileşecek.
……
Aceleyle muhtarın evine doğru koştuğumu hatırlıyorum. Hatice’yi hastaneye yetiştirmeliydik, havale geçirmek üzereydi yavrucak. Sedyeye dahi koymadan sanki uçarak çıkmıştık hastanenin basamaklarını.
Birkaç saat sonra kendine gelebilmişti nihayet. Başında hayattaki iki kalanı, annesi ve Yaşlı Akif Dede. Belki birde ben vardım, perde arkasında.
İlkbaharın cılız güneşinin altında hafif adımlarla yürürken soluksuz cümleler dökülmeye başladı sakinleşmiş ihtiyar Bilgeden:
- Bağışlamak en büyük erdemdir. Eğer bağışlar ve bağışlanırsan büyürsün. Bağışlamaz ve bağışlanmaz isen küçülür, ezilirsin. Unutma! Bağışlamak senin sana yapacağın en güzel iyiliktir.
Bağışlamak kendimiz için iyilikmidir.doc
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
Ne güzel dedi Akif Dede...Bağışlamak en büyük erdemdir diye.Yüreğinize sağlık Veysel Öğretmenim.Öykünüze ,anlatım tarzınıza bayıldım.Bu kadar çabuk öykünün geleceğini tahmin etmiyordum.İlk yorumu ben yapmak istedim.Teşekkürler:))
F.Bilge KAPLAN
27.3.2012
Bağışlamak kendimiz için iyilikmidir? sorusunu Akif Dede nasıl anlatır demiştiniz ya. İşte bu cümleyi okuyunca dayanadım. Bu öykünün asisti sizden geldi. Yüreğinize sağlık.
VEYSEL PARLAK
27.3.2012
İyi ki Akif Dede'ye bu soruyu sormuşum:)
F.Bilge KAPLAN
29.3.2012
Soru sormak meziyettir. Doğru soruyu doğru zamanda sormak ise Bilgeliktir.
VEYSEL PARLAK
29.3.2012
:))
F.Bilge KAPLAN
29.3.2012
Vicdan aynasından kendimize baktığımızda şayet bağışlanmak diliyorsak,mutlaka bağışlamamız gerekir. Bağışlayıcı ve affedici olduğumuzda öğrencilerimize örnek olabiliriz.Burada Mevlâna'nın yedi öğüdünden alıntı yapmadan geçemeyeceğim.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.Hoşgörürlükte deniz gibi ol.Kaleminize ve üslubunuza sağlık Veysel Hocam. Bir çırpıda okudum ve okurken çok büyük keyif aldım. Yine öğretmenler odasına panoya asacağım.
Ümriye Çelik
27.3.2012
Ümriye Öğretmenim, Samimiyetinize, içtenliğinize ve yorumunuzla verdiğiniz enerji için teşekkür ederim.
VEYSEL PARLAK
28.3.2012
Koptum gittim. İnanılmaz bir anlatım diliniz var hocam. Saygılarımla...
Arslan Gürbüz
28.3.2012
Aslan öğretmenim sizi benden farklı kılan nedir?
VEYSEL PARLAK
28.3.2012
Kocaman bir yürek.. Hocam çok güzel bir öykü, öyle etkilendim ki.. Hissettirdikleriniz ve düşündürdükleriniz için çok teşekkürler hocam, ellerinize sağlık..
Ela Topçu
28.3.2012
Kocaman bir yürek. Anadolu insanı gibi, saf, temiz. Ela öğretemnim, geri bildirim için teşekkür ederim. Yüreğine sağlık.
VEYSEL PARLAK
28.3.2012
Oooof of Veysel hocam nice Haticeler var ülkemizde,ne mutlu size ki birisinin yüreğine dokunabilmişsiniz,yüreğinize sağlık..
Baysan Banu Uzun
28.3.2012
Haticelere dokunabilmek veya itebilmek kadar yakın olan biz öğretmenler, ellerimizde çok şey var. Banu hocam bir müddet dram yazmam her halde. Benim de içim burkuldu. Teşekkürler.
VEYSEL PARLAK
28.3.2012
:(
Serpil Soylu
28.3.2012
:)
VEYSEL PARLAK
29.3.2012
Bağışlamak belki de onu olduğu gibi kabul etmek. Ne ise onu görmek o defalık ya da o defa başlayıp. Bağışlamak kimi zaman belki de aslında bir fırsat daha tanımak... Aynı toprağa benim de gözlerim daldı Veysel, paylaşımın için sana ve yüreğinde hergün büyüdüğünü gördüğüm Akif Dedem"e sevgilerimle...
Burcu Esin İLİŞ
30.3.2012
Yüreğine sağlık.
VEYSEL PARLAK
30.3.2012
affettikçe hafifliyorsunuz bu bir gerçek...ama yazdıklarınız çok etkileyici..bu da bir gerçek...
Şebnem Eriş
7.4.2012
Gerçek gerçeklik, sizin yüreğinizdeki güzellik.
VEYSEL PARLAK
7.4.2012
içim ezildi...
Mehmet Kılıç
30.4.2012