LASTİK AYAKKABI "CİZLAVAT"
Lastik Ayakkabı
Okulumuz 1935 yılında köylü devlet işbirliği ile yapılmış, vadi içinde, dere kenarında, altı mahallenin ortasına kurulmuş. En yakın evin okula 25 dakikalık uzaklıkta olduğu, akşama doğru öğrenciler evlerine doğru yola çıktıklarında 3 dakika sonra ormanın içinde yalnızca seslerinin duyulduğu bir müddet sonra da derenin çağıldayan sesi, rüzgarın ağaçlara değmesi ile ağaçların kendilerine has şarkıları, çeşitli kuşların karşılıklı konuşmalarından başka sesin duyulmadığı bir yerde
Göreve yeni başlamış iki öğretmenin kendi aralarında konuşmaları. Bu çocukların lastik ayakkabıları ne çabuk yıtılıyor.
Okulun köşesinde hergün biraz daha sayısı aratan farklı renklerden giyilemez durumda olan lastik ayakkabılar birikmeye başlamıştı. Öğrencilerin bu ayakkabıları ne diye buraya getirip bıraktıklarını anlamaya çalışıyordum. Öğretmen arkadaşım, Cuma günü öğle yemeği sırasında kırılmayan ağaçlardan bazılarını okulun bahçesinin ortasına öğrencilerle birliklte taşıdı ve ağaçların yanması için uğraş vermeye başlamıştı bile bir müddet sonra ağaçlar harlı bir şekilde yanmaya başlamıştı. Büyük sınıflardan birkaç öğrenciyi diğer öğrencilerin ateşin yanına yaklaşmamaları için görevlendirdi.
Sonra yanıma geldi. Merak edipte bir türlü soramadığın o köşede duran lastik ayakkabıların ne işe yaradığını birazdan öğreneceksin. Rifat öğretmen birden çocukların ayakkabıları tamir edeceğiz dedi. Çabukcak elbiselerimizi değişememizi söyledi daha neden diyemeden onun cevabı geldi. Bana yardım etmen gerekiyor. Bu öğrencilerin ayakkabılarını yalnız başıma tamir etmem mümkün değilde onda dedi.
Ondan gelecek yönergeleri dikkatle dinlemeye merakla yaptıklarını izlemeye başladım. Köy enstitüsü mezunu öğretmenlerin işlikte bıraktıkları demir parçalarından uzunca olanlarını toplayıp ateşe yerleştirmemi söyledi. Köşede duran yırtık lastik ayaykabı parçalarını ateşin yanına getirdik. Çocuklar ellerinde yırtık olan lastik ayakkabıları ile kendiliklerinden hemen sıra olmuşlardı. Rifat öğretmen, bana ayakkabı tamiri işini nasıl yaptığını izlememi söyledi. İlk ayakkabı tamirinden sonra hadi bakalım başla tamire dedi.
Ateşin kızgınlığı, demirin nar gibi kızarıklığı ile iki lastik arasından çıkan duman ile yayılan koku, sağlamlaşan o yırtık ayakkabı ve sağlam ayakkabıyı ayağına giyen çocuğun tebessümü. Orada öğrendim lastik ayakkabı tamirini başka yerlerde de gerekli olduğunda tamire devam ettim.
Şimdi mi? sanmıyorum artık lastik ayakkabı tamir edildiğini zaman hızla geçiyor değişim dedikleri herhalde bu.
Değişmem diyenler;
Hala lastik ayakkabı tamir ediyorlardır.
Sınııflarda da hala elektirkte yoktur.
Sabah ilçeye gitmek için bir gün öncesinden bir önceki köye akşamdan gitmeye devam ediyorlardır. Arabaya binebilmek için.
Belki de okullarında bilgisayar da yoktur.
Değişmeyen o güzelim okulun bahçesinde sabahleyin kuşların ötüşleriyle yarışan çocuk cıvıltılarıdır.
Bizim istediğimiz gibi olmaları için, belki onları da değiştirmişizdir.
Çocuklarımız için ne yaptığımızın gerçekten farkındamıyız?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...