Bir an,
Öğretmen, sınıfında bir okuma dersi yapmayı planlıyor. Sınıfa giriyor ve 80 öğrencisiyle karşılaşıyor. Öğrencilerinden bazıları birbirlerine bağırıyorlar, diğerleri tebeşirleri parçalayıp birbirlerine fırlatıyorlar. Bazı öğrencilerse sessizce dersin başlamasını bekliyorlar. Öğretmen ellerini çırpıyor ve öğrenciler okuma kitaplarını çıkarıyorlar. Öğretmen öğrencilere bir önceki gün ne okuduklarını soruyor. Öğrenciler cevap verdiklerinde, onlardan bir sonraki hikaye olan Kelebekler’e geçmelerini istiyor. Sınıfta düzenli olarak okuyan öğrencilerden biri ayağa kalkıyor ve bu hikayeyi okumaya başlıyor. Öğrenci okurken, öğrencilerden bazıları hâlâ kitaplarını bulmaya çalışıyorlar ve bazıları da konuşmayı sürdürüyorlar. Öğrencilerin çoğu okuma kitaplarını okula getirmemiş. Birkaç öğrenci okuma kitabına dikkatlerini veriyor ve okuyan öğrenciyi dinliyorlar.
Bu sırada, Öğretmen yoklamayı tamamlamaya çalışıyor ve arada sırada kafasını kaldırarak bakıp bir iki öğrenciye bağırıyor: “Okuma kitaplarınıza bakın. Birazdan size sorular soracağım. Sorulara doğru cevap veremeyenlerin hepsi koridorda ayakta durmak zorunda kalacak.” Kısa bir süre sonra başöğretmen sınıfa giriyor ve eliyle işaret ederek öğretmeni yoklamanın doldurulmasıyla ilgili olarak koridorda onunla konuşmaya gelmesi için çağırıyor.
Bu günlerde okullarımız da yaşananlar aşağı yukarı aynı sanırım.
Farklı durumlar da yaşanmakta mı?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...
İşte size bir kaç an...
' Anasınıfından 8. sınıfa kadar her yaştan boy boy öğrenci tören için alanda hazır bulunuyor.Saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından birinci sınıf bebelerinden biri bütün gücüyle bağırıyor:
- Ne güzel şarkıymış:) ' [4X3 e ithafen :)]
'Fen öğretmeni, yeni atandığı okulunda öğrencilerini tanımak için örav eğitimlerinde kendisine uygulanan tanışma etkinliğini yapılandırıyor. Sınıfa elinde teyple girmesiyle bütün dikkatleri topluyor. Eğlenceli ve bol tozlu!? 40 dk. sonunda sıradışı tanışma yaşayan 32 kişiden biri kalkıp:
-8 yıldır öğrenciyim böyle tanışma görmedim, tanışması böyle olan öğretmenin dersi kim bilir nasıldır?
Diyor? '
buket akyol
24.9.2012
Bu sorunun cevabı yine o dersi işleyen öğretmenden duymak daha iyi olur sanırım.
Yusuf Ziya Güldere
25.9.2012
Bizim çocukluğumuzdaki öğretmenlerin yüzü hiç gülmezdi.Elinde cetvel, otoriter,baktı mı ödümüz kopardı.İstersen adın tahtaya yazılsın.Cetvel hızla iniverirdi.
Eti senin ,kemiği benim derdi ailemiz.Vur hoca, acıma hiç,adam olsun.Ölürse yer beğensin ,kalırsa el...
Şimdiki gibi alo 147 hattı yoktu .Sevgiler...
.
Esin
22.10.2012
Sabah ilk ders öğrenciler ilk dersin defter, kitap ihtiyaçlarının dikte edilmesine öyle alışkın ki... Beklentileri sorulduğunda konuşmaya çabaları bile yok hala uyuyorlar! Ani bir kararla üç kat aşağıya iniliyor ve hemen hem de o gün sınıfa nakil gelen öğrencilerle ev sahibi - kiracı oynanıyor ve dönülüyor sınıfa. Öğrencilerin gözleri ışıl ışıl, aynen olması gerektiği gibi heyecanla ve merakla bakıyorlar etrafa ve düşünmeye, konuşmaya başlıyorlar...
Burcu Esin İLİŞ
24.9.2012
Öğrenciler, öğretmenleri ile neler konuşuyorlar, neleri fark ettiklerinden söz ediyorlar?
Yusuf Ziya Güldere
25.9.2012
Onlarla paylaşmaya başlayacağımız ve belki yıl boyunca paylaşacağımız başlıklardan söz edilince bunların kendinlerine neler katabileceğini soruyorlar; bunları öğreniyor olmanın nedenlerini düşünüyorlar. Yarınlara dair o hep sözü edilen "sağlam temelleri" kuruyorlar belki de kafalarında. Mesela öğrenecekleri bir programın basit görüntüsü üzerine diyorlar ki, "Eee?!"... Haklılar belki, neden öğrenecek ki onu, neden bilmesi gerekiyor?
Burcu Esin İLİŞ
25.9.2012
Yeni sınıfımın, yeni öğrencileriyle kaynaşmaya başlıyoruz galiba...Dikkat dağınıklığı olan Fatihcan sınıfa girdiğimde ağlıyor ,Arif Erdem 'de Fatihcanı omuzlarından tutmuş silkeliyordu.
-Ne yapıyorsun Arif Erdem ?Ben şiddet uyguluyor muyum?Neden bu kavga,şiddet...?
-Öğretmenim ,siz olsanız ne yaparsınız?Anneme küfrediyor,kaldıramıyorum artık,ağzını burnunu kırmak istiyorum,izin verin.
Sınıfımızın güzel kızlarından İrem de söz aldı.-Öğretmenim bana da küfrediyor olmaz ama...Bana ....diyor.
Fatih ,salya sümük ağlıyor halen.Elini yüzünü yıkaması ve susması için lavobaya gönderdim.
esin
23.10.2012
2012-2013 Öğretim yılı.Ara sınıf aldım.Bir ay okuttuktan sonra ,1.sınıfı okutan öğretmenimizin tayini Saray'a çıkınca okul müdürü de sınıfımdan alıp 1.sınıfa gidebileceğimi söyledi.Şiddetle hayır dedim.İki arkadaşdık ya Fatma ya ben...
Bu durumu anlattım sınıfıma..Beraberce üzüldük.Pazartesi günü kura çekildi ve ben sınıfımda kaldım.Arif Erdem adlı öğrencim sınıfıma dönünce sordu:-Ne oldu öğretmenim bizi ,siz okutacaksınız değil mi?Yavaşça kafamı salladım,
zafer kazanmış komutan edsıyla...
-Öğretmenim eğer siz gitseydiniz başka sınıfa ,yemin ederim öğrenim hayatım sona ererdi.İş hayatına atılırdım.Zaten yakında dükkanımızmaçılılyor.Masa da silebiliyorum
esin
25.10.2012
Cevapsız. Yok. Denecek bir şey yok. Bütün çabamız bu durumdan en az zararla nasıl kurtulabiliriz? sorunda saklı.
VEYSEL PARLAK
25.9.2012
Söz ettiğiniz veya sorun gördüğünüz durumlardan söz edebilir misiniz?
Yusuf Ziya Güldere
25.9.2012
Müdür olarak görev yaptığım okulumda öğretmeni izinli olan 5 B sınıfına girdim bugün. Öyle özlemişimki öğretmenliği.... Öğrencilerin arasında kendimi buldum. Ben aslında hep sınıfta olmalıyım. Kaç defa dönmek istedim ama olmadı... Öğretmenlerimize tavsiyem işineiden alabileceğiniz hazzı önce keşfetmeli sonra da yaşamalısısnız. Amaç bahane üretmekse: Kalabalık sınıf deyin, ukela öğrenci deyin. daha birçok şey diyebilirsiniz. Ama siz gelin işinizi sevin....
Mehmet Eroğlu
25.9.2012
sorun yok. Sorun kelimesinden kasıt 'sizin sorunuz' yok yani, bi şey yok. Yan yol var sadece.
veysel parlak
26.9.2012
Öğretmenlerin,işlerini sevmeleri, sizce nasıl gerçekleştirilebilir?
Yusuf Ziya Güldere
26.9.2012
Bana kalırsa öncelikle onların da beklentileri sorulmalı. Onlara "Neden buradasınız?" ya da belki "Neden hala buradasınız? sorusu sorulmalı en başta. İlk farkındalıkla düşülmeli yola.
Burcu Esin İLİŞ
28.9.2012
Öğretmenlerin işlerini sevmeleri nasıl gerçekleştirilebilir? Ben çocukluğumdan beri öğretmen olmak istedim ve öğretmen oldum.Bu kadar kolay olmadı tabi ki...Kız Öğretmen Lisesini bitirdiğim yıl ,babam sonsuzluğa gitti yapayalnız bırakarak beni.Hayat o yıl başladı benim için.
Sınav sonuçları beni göklere çıkardı...Eğitim Enstitüsü ....Hayallerim gerçekleşiyor...Öğretmen olacağım.Baban yok ,artık para nereden gelecek?Bir taraftan dünürcüler geliyor değişik değişik...Kiminin evi,arabası var,kimi öğretmen kimi asker...Aile baskısı evlen kurtul,yuvanı kur...Diğer taraftan bir banka şubesinde memur olarak çalışmak...Baskı...
Direndim sonuna kadar.Kararım kesindi Öğretmen olmak için üniversiteye gidecektim de...Para nasıl sağlanacaktı?Annem, dedemden kalan son tarlayı satarak, bana kayıt parası ve ihtiyaçlarım için verdi.
Kayıt oldum ve sıra kalacak yeri bulabilmekti, Onu da çözdük.Yıllar önce yurt yoktu okuduğum şehirde . Farklı siyasi görüşe sahip olan abmin siyasi g örüşüne uygun bir evde kaldım mecburiyetten.Ya burada kalırsın ya da gel benimle...Kaldım ,göğüs gerdim ve mezun oldum.Sınıf öğretmeni olmuştum ,hayallerimi gerçekleştirdim.Kimseye muhtaç olmadan ayakta kalabilecek ve sevdiğim insanla,
sevdiğim işimi yapacaktım.
Ben işimi seviyorum,çünkü istediğim işi yapıyorum.Mücadele ettim öğretmen olmak için kazandım.30.yılımı çalışıyorum ,işimi seviyorum ve ölene kadar da seveceğim.Öğretmenler ,emekli olsalar da ölene kadar işlerini yaparlar.Kanımıza işlemiştir artık öğretmenlik.
Öğretmenlik yapmak İstemeyenlere bir hak tanınmalı ve başka işlere yönlendirilmeli.
Bizim işimiz sevda işi,sevdası olmayanlar lütfen...
esin
19.10.2012
Öğretmenlerin işlerini sevmeleri nasıl sağlanmalı?
Örav eğitmenleri bu iş sizlere düşüyor galiba.35 yıllık bir öğretmeni eğitiminize katılımın sağlayıp bir şeyler kapmasını sağladınız ya.İmkansızı başardınız eğitimlerde uyuyan dışarı çıkan meslektaşlarımızın dikkatini çektiyseniz büyük başarıdır bu.Sizlere güveniyor ,inanıyorum.Bizleri sıkmayacak şekilde eğitim verdiğiniz sürece bizlerde kendimize artılar ekliyoruz.
İşimizi kolaylaştırmayı öğretin bizlere.
esin
19.10.2012
Sayın Yusuf Ziya Hocam Çok zor soru sordunuz... :)) Hepsini Öğretmenin Sınırı Yok Seminerinden geçirmek ile işe başlayabiliriz... Ne dersiniz?
Mehmet EROĞLU
26.9.2012
Biraz da saklı kalmış olan, önemli ve değerli düşüncelerin paylaşılması için sorular sormak gerekir sanrım sizin düşünceleriniz de bizler için çok önemli ve değerli. Sizce "Öğrenen Lider Öğretmen" seminerini almaları yeterli olur mu?
Yusuf Ziya Güldere
27.9.2012
Öğrenen lider öğretmen seminerini almamız bence tek başına yeterli değil.Huylu huyundan vazgeçer mi bi seminerle...İki günde bile çok şeyler kattınız bizlere.Teşekürler...Ama ...Yetmez...Yıl sonu ve başında uzun süreli kaliteli eğitimlere katılmalıyız.
Hatay da 5.sınıfları okutuyorum ve düzgün beşgen nasıl çizilir bilemiyorum .Öğretmenler odasında sordum. Bekir adlı ünlü bir öğretmen bildiğini söyledi...Tekrar sordum daha sonra, yine kimse göstermedi bana.Bu sana ders olsun dedim ve kolay kolay da sormadım.Kendi çabamla, eşime sorarak öğrendim.Düzgün beşgeni kendi çabamla çiziyorum artık.
Ben en iyiyim,benim sınıfımın öğrencileri deneme sınavında 1. demeyi bırakmalıyız.Senin benim çocuğum olmamalı.Hepsi bizim çocuklarımız olmalı..
Bilgi ve birikimlerimizi paylaşmaktan korkuyoruz.Fevzi'nin sınıfı Esin'in sınıfını geçerse kıyamet mi kopar.Paylaşmaktan korkuyoruz.
Çektiği fotokopileri saklayan,kimselere göstermeyen arkadaşlarım,hayat paylaşınca güzelleşir.Sevgiyle kalın.İyi bayramlar.
esin
24.10.2012
Evet yeterli olur demeyi çok isterdim. Ancak bunun yeterli olamayacağını sadece "Öğrenen Lider Öğretmen" seminerinin tüm öğretmenlere bir bakış açısı ve heyecan vermesi açısından iyi bir başangıç olabileceğini düşünüyorum. Bizler sahadayız. Şimdiye kadar bakanlığımız bizim görüşlerimize pek itibar etmedi. Bunlar bizim gerçeklerimiz. Sizlerin bizim görüşlerimizi değerli görmeniz bizler için gerçekten önemli.
Mehmet EROĞLU
27.9.2012
Mehmet Öğretmenim; Durmayın aklınıza gelen düşüncelerinizi, Aklınıza geldiği gibi yazmaya ne dersiniz? Yazacağınız her düşünceniz bir yerlerde işe yarar. Yazdıklarınızı okumak için sabırsılanmaya başladım bile kolay gelsin yazdıklarınızı okumak dileğiyle...
Yusuf Ziya Güldere
27.9.2012
Öğrenciler öğretmenleri ile neler konuşuyorlar?
Samandağ 'da babalar genellikle yurt dışında çalıştığı için anneleri ile iletişimde olurduk.
Esra adlı öğrencim ,yanıma hızla geldi. - Öğretmenim biliyormusun ?Annemin yanında sakallı bi adam vardı.Çok korktum o amcadan.Bizde kaldı bu gece yaa biliyo musun?
Çıkışta annesini buldum bir şekilde durumu anlattım.-Hocam ,Arabistan dan eşim geldi.Esra babasını 4 yaşındayken görmüştü.Tanıyamadı babasını....
Biz çocuklarla hayatı paylaşırız...Sevgilerimle...
esin
23.10.2012