Bir Öğretmen, Bir Veli
Okullar açılalı üç hafta oldu. Okul idaresinin sene başı veli toplantısını cumartesi günü yaptık. Sınıfım 3 -E Ben ve çocuklar birbirimize alışmaya henüz başladık. Aslında geçen yıl ki öğrencilerimi çok özlüyor ve arıyorum. Onlar benim elim, kolum, dert ortağım, sırdaşım her şeyimdi. Şimdi 6.sınıf oldular ve başka başka okullara gittiler. Gözlerim, okul bahçesinde tek tek onları aradı, hiç birini göremedim.
Sevgili 3-E galiba sizlere de alışmaya, sevmeye başladım. Henüz emin de değilim. Branşa geçen öğretmen arkadaşın kararnamesi gelir gelmez yeni görevine başlayacak ve 1.sınıf boş kalır mı hiç. Okulumuzda 3 sınıf öğretmeni fazlalığı vardı. yeni sistemden dolayı 2,3 ve 4.sınıflardan belli sayıda öğrenci alınarak ve gelen nakillerden oluşan öğrencilerle sınıflar oluşturulacaktı.
Sınıfı seçme olan 4.sınıf öğretmeni ısrarla karşı çıktı ve sınıfından öğrenci alınmasını istemedi. Emel öğretmen hamileydi. Bir de Ferda öğretmen hamile. Ferda öğretmenin sınıfı da seçme 3.sınıf Emel öğretmen geçen yıl 4.sınıf okuttuğu için şimdi sınıfsız kalan öğretmenlerden. Ben de geçen yıl 5. sınıf okutmuştum. Bu yıl 1.sınıf almam gerekiyordu.
Annem alzheimer hastası ve benden başka bakacak kimsesi yok. Aslında var ama yok.
Okul müdürüne 3.sınıf istediğimi söyledim. 1.sınıf almamı istedi ısrarla. Israrla 3.sınıf dedim. Anneme bakmanın çok zor olduğunu uykusuz geceler geçirdiğimizi ...anlattım buna rağmen anladım ki sevgili müdürüm alzheimer hakkında çok az şey biliyor ya da hiç bilmiyor. Bilseydi asla kırmazdı alzheimer hastası annesine bakan bir öğretmenini.
-Siz bir almak zorundasınız ...
-Annem ...dedim...
Bir alırsam eşim sabahçı ben öğlenci olacağız.
Geçen yıl devremiz aynı idi eşimle. .Annem bize gelince düşündük ki sabahçı olursam öğleye kadar eşim bakar, öğleyin bakıcı gelir ev işlerine yardımcı olur ben de annemle ilgilenirim diye. Annem Akşehir 'den geldiğinde altına bez kullanmıyorduk ve yardımla da olsa ihtiyaçlarını kendisi giderebiliyordu. Geçen yıl annemin altını eşim bezlemek zorunda kaldı. alzheimer ilerledikçe çok zor anlar yaşadı eşim.
-Bir daha eşimin aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum, dedim.
-Düşüneyim ama söz vermiyorum dedi...
Okulun1.günü öğleden sonra 3.sınıf öğretmenleri ile müdür odasında toplandık sınıfımın oluşumu için “O. K, F. K, A. Ö ve eşim Fevzi,” öğretmenlerin seçtikleri20 şer öğrenci ayrıldı. Sonrası müdür bey farklı sayılar söyledi, öğretmenler de isim söyledi, ben de boş kağıdı mı doldurdum ve 3-E oluştu. İnanın çok mutlu oldum. Ertesi gün sınıfıma girdim ki... 30 yıllık sınıf öğretmeniyim oluşan durumu geç anladım. Olan olmuştu, nakil gelenleri sınıfta bir yere ve 4 şubeden gelenleri de ayrı bir yere oturttum. Zümrelerimi şimdi daha iyi tanımıştım. Bu düşüncelerine çok üzüldüm. Öğrencilerimin bu sınıfa geldikleri için ise çok şanslı olduklarını düşündüm.
“Sevginin açamayacağı kapı yoktur. Paranın ise açamayacağı bazı kapılar vardır.”
Fatih Can, hiperaktif ve dikkat eksikliği olan bir öğrenci,
Alişan ise 11 yaşında 6 yaş öğrenme düzeyinde sadece çizgi çalışması yapabiliyor.
3. haftada onlarla da kaynaştık sayılır. Öğrencilerimle konuşarak Alişan’ın özel bir durumu olduğunu, oyun oynama, resim yapma, şarkı söyleme gibi yapabileceği etkinlikler olduğunu anlattım. Sizler çok şanslısınız, sağlıklısınız... Alişan 2 yaşına kadar sağlıklı bir çocuk iken ateşli bir hastalık onu sizlerden farklı yapıvermiş. Hepimiz hasta olabiliriz. Alişan ı oyunlarımıza almalıyız. Onu korumalıyız gerektiği yerlerde. Alişan sizler gibi sağlıklı çocuk olamayacak ama sizler Alişan gibi hasta olabilirsiniz. Alişan’ın sizler gibi bir çok şeye ihtiyacı var. Kurallara uymayabilir veya zorlanır. Bu durumda sizler gereken yerlerde yardım edeceksiniz. Sizlerle ders işlerken Alişan resim yapabilir, kağıt kesebilir. Bazen de uyuyabilir, farklı davranışlar sergileyebilir. Alişan sizin arkadaşınız. Onları, benim kabul etmem ile diğer öğrencilerimin de onları yavaş yavaş kabul etmeye başladıklarını gözlemlemeye başladım. Bu iki öğrencimin eve mutlu olarak döndüklerini velilerin okula gelerek benimle yaptıkları paylaşımlardan öğrendim.
Bir velim, Geçen sene hep itilir ve kakılır, oyunlara alınmaz, Bir kenarda durur bekler, okulun bahçesinde kimse kalmadığını görünce yavaş yavaş sınıfa gider, bazen hiç gitmez bir ders süresince duvar dibine oturur beklerdi. Okula gitmek istemezdi. Bu sene çok farklılaştı. Eve gelince mutluluğu yüzünden belli oluyor. Artık evin içindeki huzursuzluğu yok çok neşeli, Ona söylenenleri bir bir yapıyor. Resim yapıyor, şarkı söylüyor, oyun oynuyor, geçen seneye göre çok farklı davranıyor. Ne yaptınız da bu değişiklik sağlandı? okul bahçesinin dışından teneffüslerde onu gizlice izliyorum, neşe içinde arkadaşları ile birlikte dolaşıyor, onlarla birlikte oyunlar oynuyor. Ne öğretmenim iyi ki benim çocuğum siz de oğlum artık okula gelmek için sabırsızlanıyor. Ne olur bizim çocuklarımız bırakmayın size ve arkadaşlarına da çok alıştılar. Her sene öğretmen ve sınıf değiştirmekten ben de bıktım, çocuğumun da bıktığını düşünüyorum. Daha başka şeyler de var öğretmenim. Şu anda dört aylık hamileyim. Geçen yıl da dört aylık hamileydim çocuğumun huzursuzluğundan ve sürekli dışlanmasında üzülüyordum, üzüntüden düşük yaptım. Öğretmenim, ne olur bizim çocuklarımızı bırakmayın. Geçen sene yaşadıkları mı bir daha yaşamak istemiyorum…
Sahi şu sıralar da bu karma sınıfın tekrar dağıtılması ve 1. Sınıf öğretmenin de başka bir öğretmenin branşa geçmesiyle 1. Sınıf alması söz konusu…
Sizin önerileriniz neler olabilir?
Bu durmlara ilşikin sizin düşünceleriniz neler?
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...