Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Sağır Kurbağa 7 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Sağır Kurbağa

Köyü bilmeyen insanın köyde yaşaması onun için ne demektir bilir misiniz? Hiç uğraşmayın oralarda uzun süre yaşamadıysanız bilemezsiniz.

Küllerden doğmak gibidir yaşam. Herkes bir şey söyler sizi hayalinizden uzaklaştırmak için. Herkesin bir hayali vardır. Oraya ulaşmak için çaba sarf eder, yolunu belirler. Belki uzun sürer o hayale ulaşmak, ulaştığınız an ise arkanıza baktığınızda çok az bir zamanın geçtiğini görürsünüz. Sonra tekrar yeni hayaller kurarsınız. Çevresinden gelen olumsuzluklar onlar için en büyük engeldir.

Hayali olanların, olumlu düşünmeleri için anlatılır bu hikaye; 

Kurbağalar bir gün yarışma düzenlemiş. Hedef; çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Gerçekte seyirciler arasında hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş.

Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: ''Zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!''

Yarışmaya başlayan kurbağalar kulenin tepesine ulaşamayınca teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş.

Seyirciler bağırmaya devam ediyorlarmış:''Zavallılar! hiç bir zaman başaramayacaklar!''

Sonunda bir tanesi hariç, hepsinin ümitleri kırılmış ve bırakmışlar. Ama kalan son kurbağa büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.

Diğerleri hayret içerisinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler.

Bir kurbağa ona yaklaşmış ve sormuş;''Bu işi nasıl başardın?'' diye. O anda farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış!


Siz de, hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söyleyen söz ve kişilere karşı hep sağır kalın. Olumsuz düşünen insanları duymayın!…

Durduğunuz yeri bir yeri biraz değiştirin, bir daha bakın.

Köylerde hayal kurup, hayallerine ulaşanlar bir bir karşıma çıkıyorlar.

Kim kaybetmiş olumlu düşünmekten ? Siz bilirsiniz! 

Sağlıcaklakalın...

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...

  • Hele de o hayal kuranların arkasında siz gibi destekleri olunca ,daha bir kuvvetli hissediyor insan kendisini......

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Baysan Banu Uzun

    17.10.2012

  • Hayal kurmayanlar ve kurdukları hayali gerçekleştirmek için mücadele etmiyenler, başkalarının hayallerini gerçekleştirirler.

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Bu yazı beni hep etkilemiştir.Ama sizin kaleminiz daha bambaşka olmuş.Hayallerimiz yaşama sevincimiz bence.Hayallerimiz yoksa bel ki de yaşamıyoruzdur...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    F.Bilge KAPLAN

    17.10.2012

  • Yarını düşünmek bile önemlidir insan yaşamında.

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  •     Yarını düşünmek bile önemlidir insan yaşamında...Yarın bayram biliyor musunuz? Bayram demek ,benim için oğullarım ve eşimle birarada oturmak, güzel bir sohbet etmek,Onurumun elinden  kahve içmek.Uğurumun sofrayı toplaması.sonra da Fevzi nin bulaşıkları makinaya atması ,benim de onları seyretmemdir bayram.
      Bayram demek çok zilin çalması ,çocuklara şeker ,para vermektir.Aile bütünlüğüdür bayra...
         Yarın var mıdır bilemem ?Yarını düşünebiliyorsak yaşamayı da seviyoruz demektir.Yarını düşünenlerden olmak dileklerimle iyi bayramlar diliyorum.
             

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    24.10.2012

  • Köyde olmasam da bir benzerinizi yaşıyorum anlatıklarınızın. Şu sıralar yine bana gülüyorlar geçici olduğum halde sınıf için neden bu kadar uğraşıyorsun diye. Olsun varsın, dört duvar, bir demir kapım yavaş yavaş sınıfa benzemeye başladı ya gerisi önemli değil pek. Sadece bazılarının selam vermemesi zoruma gidiyor ama diğer taraftan da bazıları gelip, "Aaaa çok güzel olmuş.Bunu nasıl yaptın?" diye soruyorlar. Şimdilik selam vermeyenler için beklemedeyim, nasıl yaptın diye soranlara da önce anlatıp nasıl yaptığımı " Sen de yapmak istersen, birlikte yaparız." diye işe koyuluyoruz. Ben umutluyum ve birşeylerin değişmesinden mutluyum... Sağır olmam gereken yerleri öğreniyorum şu sıralar...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Berna Baysa Öz

    18.10.2012

  • Sağır kurbağa da çok yaşasın, siz de çok yaşayın Yusuf Hocam...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Berna Baysa Öz

    18.10.2012

  • Siz de iyi ki varsınız.

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Biz birş eyler söylesinler diye bir şeyler yapmıyoruz. Onları bir şeyler söyleyemiyorlarsa, birş eyler yapmadıklarındandır. İnsan isteyince ne çok şey yapabiliyormuş değil mi?

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  •   Hayatımın uzun döneminde olumlu düşündüm.Öğrencilerime olumlu düşünceyi anlattım,anlattım çevreme dilim döndüğünce...
         Şimdi unuttum olumlamayı...Hayatımda herşeyin farklılaştığın  

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    19.10.2012

  • Destekliyorum sizi ,devam edin.


    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    29.10.2012

  • Büyük keşiflerin, inanması güç icatların, hayranlık duyduğumuz "liderlik hikayelerinin", başarı öykülerinin, okuyup aklımıza kazınan etkileyici eserlerin ... hepsinin arkasında hayal gücü yüksek / renkli, hedefinden şaşmayan, umudunu kaybetmeyen, azimli insanlar vardır. Arada bir yaşam hikayelerine bir bakalım: hayat yollarında bizimkilerle kesişen patikaları farkedip, tek başımıza olmadığımızı görebiliriz...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Ayşe Oruç

    18.10.2012

  • Düşündüğümüz sürece ve gördüklerimizi, yaşadıklarımızı zenginlik kabul ettiğimiz sürece yollarımız hep kesişir.

    | cevapla |1 defa beğenildi.
  • İnadına başarmak,İnadına duymamak  mı gerekiyor bazen.Beden Eğitimi yaparak mı bu sınıfta ilerleme kaydedeceksin? diyen amirini duymayacak mısın? Masaya vurarak ders defterlerini ayağıma getireceksiniz, kimseye acımayacağım bundan sonra ...diyen amirini mi duymayacaksın.Adil bir sınıf paylaşımı olmadı diyen öğretmenine  ;-Ne bekliyorsun? Hem ara sınıf alıyorsun. hem de iyi öğrencileri  mi bekliyorsun? Sen olsan iyi öğrencilerini verir misin diyen amirin duymayacak mısın?Duymamak bazen mükemmelleşmek için iyi bir adımdır.Can çıkmadan huy çıkmaz mş derler ya ...








    | cevapla |1 defa beğenildi.

    esin

    19.10.2012

  •                      1983 ,Tunceli -Pertek ilçesi -Musadariç Köyü ,iki genç    öğretmen 12 Aralık 'ta başlar köy öğretmenliğine...
                         Köylerini bulmak bile maceradır onlar için.Pertek minibüsü  bir yol  köyünde indirir .                                                     Musadariç yakın mı?
    -Şu tepenin arkası, yakın .
     -Bu gece  misafirimiz olun  
    -Sağolun gideceğiz ...
     Elele tutuşarak yola çıkan genç çift karlar üzerine oturarak şehirden  aldıkları lahmacunları yerken havanın karardığını farkederler.Daha hızla yürümeye başlarlar ama köy ortalıkta yok.Bir korku düşer kalplerine ..Kaybolduk...Gökyüzündeki yıldızlar ve ay arkadaşlarıydı sadece.Daha hızlı yürü,daha hızlı yürü...Delikanlının damatlık ayakkabıının tobuğu da kayboldu karlar içinde...Çaresizlik içinde yürürken birden köpek sesleri duyulur..Köpek sesleri demek insanlarında bulunduğu anlamına gelir.Hemen başlarlar yüksek sesle bağırmaya:Teyzeee,teyzeeee,kimse yok mu? Onlar bağırdıkça köpeklerde havlamayı arttırdı...Biraz daha yürüyünce bir ev gördük.Kurtulduk!Soğuktan donmayacağız artık..
     Köylüler öğretmen olduğumuzu anlayınca bizi içeri aldılar.Altımıza yün döşek serdiler...Otur Hoca ,rahat otur...Babamız yaşında insanlar ayaklarımızı uzatıp oturmamızı istediler...Leğen getirip elimizi ayağımızı yıkamak istediler .İzin vermedik ,kendimiz yıkadık.Gaz lambası ışığında yağda yumurta ,çökelek yedik..Yatma vakti gelince tuvalet sorduk ..Çıkın Hoca .Çıktık ama tuvalet yok ,biraz ileri
        gidiverin dediler..Anlaşıldı ki tuvalet yok.
    Sabahleyin horoz  ,merkep sesleri ile uyandık.Bahçeye çıktık.Bizi gören çocuklar utanıp uzaklaşıyorlardı,,,Sora sora okulumuzu bulduk.Burası mı ?Hayal kırıklığına uğradık.Evraklar yerlerde,her yer çamur....Olsun , temizledik okulumuzu...Minik de bir lojmanımız vardı.1+1 ,minnacık bir mutfak.Çok sevdik lojmanımızı.
    Elektrik yok,evde su yok,yok ,yok ,yok...
    Öyle bir şey vardı ki bizde...Görev aşkı ....Öğrencilerimizi tanıdık.Bize ışık tutun ,yol gösterin diyorlardı.Oynadık ,sevdik,beraber yedik öğle yemeklerimizi....
    İşte böyle bir mezrada başladı bizim sevdamız .
    Biz ayrılınca ,okulumuzun ve lojmanımızın yeni sahibi, hepimizin yakından tanıdığı ,çok sevdiği ,değerli abimiz Yusuf Ziya Güldere oldu.

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    esin

    19.10.2012

  • Hatırlar mısın? Sizlerle ilk karşılaştığımız zamanı nasıl ters yüz olmuş bir insan vardı karşınız da o sevecenliğiniz, herşeye olumlu tarafından bakan sizdiniz. Simurg gibi küllerimizden doğmamızı siz sağladınız. İyi ki vardınız o diyarlar da bize rehber oldunuz. O zaman dan beri rehberliğe devam ediyorsunuz. sizlerden çok şey öğrendim İyi ki varsınız. Var olmaya da devam edin...

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    ziya

    19.10.2012

  • Nasıl devam edebilirim ki?Halkamın zincirlerinden biri koptu Yusuf abim.Bulamıyorum.Sanki saklamışlar,o halkayı bulsam zincirleri birleştireceğim de olmuyor halka  yok...Saklayanları az -çok tahmin de edebiliyorum...Soruyorum, yok senin halkan bizde sen kaybettin bizi suçlama diyorlar.,

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    20.10.2012

  • Bir saha eğitiminde tecrübeli ve paylaşımcı bir öğretmenimiz hatta öğrenme yoldaşımız (Şahin Öğretmenim) bize şöyle bir geri bildirimde bulunmuştu: "Burada, hayali gerçek yapma uğraşınız..." demişti. Bu söz gerçekten de çok etkilemişti beni. Hayali gerçek yapma uğraşı... Kurbağa duymadığından acısına karşın tek noktaya kilitlenmişti ve hedefi belliydi. Bildiği, "duyduğu", hissettiği her şey oraya varmaya yönelikti... ve gözü başka bir şey görmüyordu. At gözlükleri de bunun için değil mi aslında... Kimi zaman atgözlüğü takmak gerek belki de hayali gerçek yapmak için hedefe kilitlenmek adına... Tıkamalı kulaklarımızı, tüm duyu organlarımız tek bir sesi duymalı, tek bir resmi görmeli ve tek duyguyu hissetmeli... hayalin gerçekleştiği an... "Sağır bir kurbağa oluyorum, at gözlüklerimi taktım, yalnızca o an"a yürüyorum... :)"

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Mükemmel...

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    esin

    29.10.2012

  •            Adaşım ,çok güzel söylüyorsun da ,en ufak bir açığını arayan ,yapmadığın şeyler için bile seni suçlayan bir müdürün varsa ,ne yapacaksın?
                Öğrencilerimi kabul ettim ,seviyorum.Onlar benim elimde güvendeler.Beraber yürüyoruz Fevzipaşa nın inşaatı bitmeyen tozlu koridorlarında,sınıflarında.Geçen yıl duvarlara mermer yapıldı ders saatlerinde .Yetmedi, bu yılda okul tuvaletleri değiştiriliyor ders saatlerinde.Yeter artık her ne sebeple olursa olsun okulumuzda matkap sesleri duymak istemiyoruz.Sınıflarımızda tozlu havayı solumak istemiyoruz...Çerkezköy'ün zehirli havası yetiyor bizlere zaten...
           Müdürüme yağ çekmeyi beceremiyorum,her dediğini onaylamıyorum ,peki efendim siz bilirsiniz diyemiyorum...Sağır değilim duyuyorum,dilim döndüğünce de konuşuyorum ,dediğini yapmıyorum zaman zaman
    .Doğrularım doğrultusunda gidiyorum...
    Beni doğal olarak sevmeyecek amirim.Şikayet etmeye hiç hakkım yok aslında..Ben buyum ,başka dünya yok ki gideyim.Var mı yoksa?Gitmek istiyorum ?Öğrencilerimi çok seviyorum.Okulları güzelleştirmekten önce kalplerimizi güzelleştirebilmek olası mı acaba? ?Sevgi nedir ?Yağ çekebilmek nedir?
          Sevgi içimizde,gözlerimizde,ellerimizde, her bir parçamızda...Peki efendim ,siz nasıl isterseniz öyle olsun diyebilen  öğretmen nasıl olunur?Yanıtını bilenler var mı?Lütfen bilmeyin.
           Ben işimi severek yapıyorum ,daha  yapmak da istiyorum.Lütfen idarecilerimiz .bizleri idare edin.Adı üzerinde idarecilik idare edebilmektir.Rahmetli babam derdi ki:Kızım akıllı kişiyle herkes geçinir ,iş deliyle geçinebilmekte ...İyisin hoşsun da babacığım ,bu işin nasıl başarılacağını bana öğretmeden neden bırakıp gittin .

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    22.10.2012

  • Sevgili Esin Öğretmenim;
    Aslına bakarsanız dediklerinizi deneyimleme şansım oldu. Şansım diyorum çünkü her birinden öğrendiklerim de oldu. Öğrenmek için kimi zaman acı da olsa deneyimlemekten iyisi yok. Tıpkı öğrencilerimizde de olduğu gibi. Yaparak yaşayarak öğrenme bilginin kalıcılığının yüksek olduğu yöntemlerden birisi yaşamın kendisinde de… Bunu paylaşımlarınızla da destekliyorum.
    Aslına bakarsanız yaşadıklarımız, yaşamakta olduklarımız küçük farklılaşmalarla birlikte hep aynı. Pek çoğumuzu da öğrencilerimizin ayakta tuttuğunu ve işimize, mesleğimize bağladığını düşünüyorum. Bu benim yorumum olmakla birlikte kendi adıma görüşüm de bu yönde.
    Bilişim teknolojileri öğretmeni ve okul formatörüyüm. Bu okulumda 3. Yılımı çalışıyorum ve hala kendilerinin okulda oldukları saatler dışında beni okulda görenler “Hayırdır, bugün neden buradasın bu saatte?!” diye soruyorlar bana. Oysa ben 3 yıldır uzun günlerde 08:00-17:30, kısa günlerde 07:30 – 17:00 saatleri arasında görev tanımım. Hatta bu seneye kadar her gün ilk saat de dersim olduğu için mesai başlangıçlarından 30 dakika da öncesini eklememiz gerekiyor. Bunu yeni öğrenmekte olan öğretmen arkadaşlarım var ve beni okulda gördüklerine şaşırıyorlar!!!
    Derslerim sabahtan öğleye kadar 6. ve 7. sınıflara; yani öğleden sonraları aktif olarak yürüttüğüm dersim yok. Sınıfımda bulunuyor ve ihtiyaç duyulması durumunda ilgili sınıfa giderek problemleri çözmeye çalışıyor ya da çözümlenmesine rehberlik ediyorum. Bazen tenefüs saatlerinde çay almaya çıktığım zaman arkadaşlarım “Kaç gündür nerelerdesin? Bir şey sorucam seni bulamıyorum!” diyorlar. Oysa sınıfımın kapısını çalan öğretmen arkadaşımın sayısı 3 yılda toplasanız 25”i geçmemiştir(iyimser davranıyorum). Aslında değerlendirilebilir bir teklif yaptı bu sene bir öğretmenim. “Ben senin yerinde olsam öğleden sonraları boş boş oturacağıma idareye söylerim ücret almasam da gönüllü olarak birinci kademenin derslerine girerim.” dedi. Öğretmenim öğrencilerini bilgisayar kullanmayı öğrenmelerini istiyormuş çünkü, oyun falan oynasınlar biraz istiyor… Oysa kendisi öğrencileri ile gelip ders yapabilir sınıfta  Ben de rehberlik yapabilirim, teklif bu şekilde gelse…
    Geçen yıl şiir dinletisi günü salonumuzun projeksiyonu bozuldu ve o akşam için acil projeksiyon gerekti. Biliyorsunuz sabitlenmiş projeksiyonlar tavana bir ayak yardımı ile bağlanıyor. Okulda yalnızca bir sınıfın projeksiyonu uyumluydu ve idarenin bilgisi dahilinde o projeksiyon salona takıldı. Sınıfın öğretmeni idare ile özel iletişim problemlerini de öne sürerek(idarenin izin verdiğini belirttim ya…)  salonda sağ işaret parmağı ile beni göstererek (belki de hedefini işaret ediyordu hatta o an “sağır bir kurbağaydı” belki de hedefine kilitlenmiş, geliyordu…) içindekilerin tümünü aktardı bana. Hem herkesin önünde Aynı öğretmenimiz bu sene başında kalem istedi öğretmenler odasında, kimsede çıkmadı benim de elimdekiler renkliydi. Gülerek aksilik dedim “Bende de renkliler var.” Öyle sevgi doluydu ki bakışları, gözlerime bakarak “Sizde olsa da vermezsiniz zaten!” dedi…
    Öğretmenlerimiz rahatsızlandıkları zaman sınıflarındaki öğrenciler o derslerde hiç başka bir laboratuara ya da atölyeye gitmezler. Hep bilişim teknolojileri sınıfındalar. Hatta tenefüslerde bile…
    Bilişim teknolojileri öğretmeniyim, sınıfımda projeksiyonum yok, akıllı tahta aklını aramaya gitmiş olmalı ki kendisi ile hiç tanışamadık Ayda bir temizliğini yapıyorum sınıfımın, boş sınıfların ardından sınıfı düzenliyorum, çağırıldığımda dersim olsun olmasın öğretmenlerimin isteklerini yerine getirmek üzere dersimi bölüyorum, “hem zaten öğrencilerim sadece oyun oynadıkları için seviyorlar beni!” (öğretmemim öyle diyo…), işte ben de işimi yine de her şeye karşın seviyorum… Öğretmen olmak böyle bir şeymiş, hergün biraz daha öğreniyorum bunu. Her şeyden vazgeçmeyi göze alsam bile öğretmeyi, eğitmenliği, bu bir çeşit kılavuzluğu asla bırakabileceğimi sanmıyorum.
    Esin Öğretmenim tıkıyorum kulaklarımı, sağır olmayı ben seçiyorum. D

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • Esin Öğretmenim tıkıyorum kulaklarımı, sağır olmayı ben seçiyorum. Don Quixote (ya da Don Quijote) da yola düştüğünde ve yol aldıkça  yanında sadece eşeğiyle Sancho Pancho vardı değil mi… Kör, sağır, dilsiz olmak gerekiyor bazen… ve bazen anlıyor insan neden işitme, konuşma ve görme engellilere ayrı dünyaların insanlarıymış gibi baktıklarını da…
    Hani demişsiniz ya; Rahmetli babam derdi ki: “Kızım akıllı kişiyle herkes geçinir, iş deliyle geçinebilmekte... İyisin hoşsun da babacığım, bu işin nasıl başarılacağını bana öğretmeden neden bırakıp gittin.” Kıvılcımı çakmış da gitmiş işte, demek ki bunun cevabını bulmak da bizlere düşüyor…  
    Katkınız ve beni düşünmeye yönlendirdiğiniz için teşekkür ederim Esin Öğretmenim, ne çok şeyi bir araya getirmemi ve birlikte görebilmemi sağladınız yine… İyi ki varsınız…

    | cevapla |0 defa beğenildi.
  • İyi bayramlar dostlar.Yarın Kurban Bayramı...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    esin

    24.10.2012

  • Bu dönemde kulaklarımızın sağırlığı da yetmiyor aslında gözlerimizide kapatmamız gerekiyor.

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Ali Hasırcı

    27.10.2012

  •    Emekliliği haketmenin verdiği güvenle daha rahat ve özgür hissediyorum kendimi .
       Beni üzdüklerinde kapıyı çarpıp gitmek ve bir daha da gelmemek geliyor içimden...
        Müdür, benimle uğraşıyorsa öğrencilerimin günahı ne?Bırakmayacağım diyorum inatla işimi ,öğrencilerimi seviyorum . Bazen ne derse desin duymayacağım diyorum ....Üstüme daha çok geliyor yağdanlıklarıyla birlikte.Duymamazlıktan geliyorum ,daha da çok geliyorlar...
        Yeter artık !Duyuyorum ,düşünüyorum ben.
        İnsanım ,sabrım bitiyor!
    Bayram tatili de bitti.Üç maymunu mu oynasam ,yoksa Esin Özbay mı olsam? Ben de bilmiyorum.
         Sevgiyle kalın..

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    esin

    29.10.2012

  • Yazıyı yayınlayan Yusuf Ziya GÜLDERE bey'e öncelikle teşekkür ederim.
    Sizin sayenizde benimle beraber bir kaç insanda faydasını görmüştür inşallah..

    Bu hikayeyi okuduğumda bende çevremdeki bir iki kişiye anlattım.

    Bu hikayeyi okuduktan sonra gerek iş hayatımda gerek özel hayatımda yaşamış olduğum durumlarda hatta son zamanlarda geçirdiğim en zor zamanımda geldi bu yazı aklıma ve dedim ki
    Duyma Filiz, duyma yürü yolunda kimseden birşey bekleme. kimsenin söylediğinden yılma yıkılma sadece yürü ve  sus çünkü benim ne yapabileceğimi, neyi başarabileceğimi bilmeyen insanları bir kenara bırakıp kimseyi dinlemeden sadece yolumda yürümeliydim ve bunun farkına sizlerin sayesinde daha iyi varabildim. Sağır olmak sabır işiymiş zor işmiş ama bir o kadar da güzelmiş.  Bu yazıyı paylaşıp okuma vesile olan değerli Esin Burcu İLİŞ Hocama teşekkürlerimle...

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    filiz doğukargın

    22.11.2012

Yorum Yap

İsim*

email*Sizi bilgilendirmek için kullanılacak

Yorumu Ekle