Kısım IV. SORU SORMA İLKELERİ
Genelde iyi sorular sorduğumuzu sanırız. Gerçekten amaca uygun sorular sorabiliyor muyuz? Sorduğunuz sorulara nasıl yanıtlar alıyorsunuz? Aldığınız yanıtlar gerçekten sizi memnun ediyor mu? Yoksa ben size bunu mu sordum da siz bana bu yanıtı veriyorsunuz diye ne kadar çok konuştuğunuzu bir hatırlayın… Ne oldu da bireyler sizin istediğiniz yanıtları vermediler. O kızgınlıkla öğretmenler odasına gider size en yakın öğretmen arkadaşınıza yaşadığınız bu durumla ilgili başlarsınız konuşmaya, arkadaşınız da belki dinleyecektir belki de dinliyor gibi yapamaya başlayacaktır. Öğretmen arkadaşınız anlattığınız durumla ilgili biraz daha konuşmanız için size sorular sordu mu, yoksa siz mi konuşmaya devam ettiniz… Genelde “Anlat bakalım.” sözcükleri ile konuşmayı veya konuşulmasını sağlarız. Sonra tekrar soru sorar mıyız? Belki, nadiren sorular sorarız veya kendimizden örnekleri sıralamaya başlarız. En kolay yol budur da onun için; “Soru da neymiş canım?” der geçeriz. Kendimize hiç sormayız, “Sorduğunuz soru veya sorular gerçekten anlaşılır mıydı?” diye… Soru sorma, uygulama ile gelişen bir süreçtir. Hepimizin bildiği, okuduğu ilkeler vardır da biz onları pek önemsemeyiz. Kendi soru sorma becerinizi ortaya çıkarmada ve geliştirmede bize yardımcı olacak ilkelere şöyle bir bakalım;
- Sorularınızın anlaşılabilir olması.Öğrencilerin iyi anlayabilmeleri için sorular; somut, açık ve dolaysız bir söz dizimi ile sorulması gerekmektedir. Açık, net, basit gramer yapısında ve gerektiği kadar sözcük kullanılarak tasarlanmış sorular.”
- Sorunuzun, cevaplayacak öğrenci belirlemeden önce sorulması.Soruyu sorun, sınıfın düşünmesi için bekleyin(en az 3-9 sn) ve daha sonra bir öğrenciden yanıtını isteyin. Bu ilkenin bazı istisnaları olabilir. Derse katılmayan öğrenciler için önce o öğrencinin adının söylenmesi ve sorunun daha sonra sorulması uygun olabilir. Aynı şekilde, utangaç veya geç algılayan öğrenciler için de, onlara kendilerini hazırlama fırsatı vermek maksadıyla sorudan önce isimlerinin söylenmesi ve dikkatlerinin çekilmesi etkili olabilir.
- Sorularınızın, dersinizin amaçlarıyla uygun olması.Amacınız bellekleri kontrol etmekse; hatırlama ve uygulama gerektiren soruların sorulması. Öğrencilerin düşünmelerini uyarmak istiyorsanız; üretim ve değer yargısı gerektiren soruların sorulması. Farklı seviyelerde sorular kullanmaya özen gösterilmesi.
- Soruların sınıfa dengeli olarak yöneltilmesi. Tüm soruları birkaç zeki öğrenciye yönelmekten kaçınılması. Ayrıca, soru soracak öğrencileri belirlemede düzenli sistemlerden de kaçınılması. Önemli bir nokta; alfabetik sıra gibi belirli bir yönteme göre seçim yaparak soru sorulması halinde öğrenciler bunu kısa bir süre sonra keşfederler ve sadece sıraları geleceği zaman dikkat gösterirler.
- Sınıftaki tüm yetenek seviyelerine uygun sorular sorulması.Bazı sorularınızın kolay, bazılarının zor olması. Böylece tüm öğrenciler soru cevaplandırma şansına sahip olurlar.
- Bir defada sadece bir soru sorulması.Bir defada iki veya üç sorunun sorulması öğrencilerin kafasını karıştırabilir. Aynı anda sorulan birden fazla sayıda soru, öğrencileri hangisini önce cevaplandırmaları gerektiği konusunda kararsızlığa itebilir ve düşünme süresini ortadan kaldırabilir.
- Çok fazla soru sormaktan kaçınılması.Soru sorma zincirine başlamadan önce bir bilgi temelinin düzenlenmesi çok daha etkili olabilir. Yüksek düzeydeki sorular için bu durum özellikle gerekebilir.
- Her sorudan sonra en az üç saniye beklenilmesi.Sorulan her sorudan sonra en az 3 veya 5 saniye beklenmesi, öğrencilere düşünme ve cevaplarını hazırlama fırsatı sağlayabilir.
- Cevapları geliştirici sorular da sorulması.Öğrencilerin verdikleri cevapları daha kapsamlı olarak tasarlanması. Onların düşünmelerine yardımcı olan; destekleyici ve irdeleyici soruların sorulması. Bu, öğrencilerin derse katılımını sağlar, düşünme becerilerini daha iyi geliştirir ve başarıyı pekiştirir.
- Cevapları bilinen ve tek kelimelik cevabı olan sorulardan kaçınılması.Bu tür sorular düşünmeyi uyarmaz ve sıkıcı bir ortam meydana getirir.
- Pekiştirmenin dozajında kullanılması.Her öğrenci cevabının pekiştirilmesi tartışmayı ortadan kaldırır. Öğrenciler genellikle önceden pekiştirilen cevaplardan daha iyisini veremeyecekleri korkusuna kapılırlar.
- Cevapların dikkatle dinlenilmesi.Daha başka yorumlar ve diğer öğrencilerin tepkilerini alma fırsatı yaratmak için her cevap sonrası en az üç-beş saniye beklenilmelidir.
Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...