Your browser (Internet Explorer 6) is out of date. It has known security flaws and may not display all features of this and other websites. Learn how to update your browser.
X
Bir Eğitimcinin Kısa Hikayesi 12 Beğendim Spam Favorilerime Ekle Değerlendir

Bir Eğitimcinin Kısa Hikayesi

 Bugün, Türkiye’nin evrensel boyutlara ulaşmış; “iş eğitimi” sisteminin yaratıcısı ve Köy Enstitülerinin kurucusu, İsmail Hakkı Tonguç’un 53. ölüm yıldönümüdür. Bu çok değerli eğitbilimcimiz (pedagog) Tonguç, 1897 yılında, bugün sınırlarımız dışında kalan, Silistre Totrakan sancağının, Tataratmaca köyünde dünyaya gelmiş; 23 Haziran 1960 günü Ankara’da ölmüştür.

İsmail Hakkı Tonguç, öğrenimini, İstanbul Öğretmen Okulu ile Almanya’da Ettlingen Öğretmen Okulu ve Karlsruhe Güzel Sanatlar Okulu ve Leipzig Elişleri Öğretmen okullarında yapmış; 1922’den 1936 yılına değin ülkenin çeşitli illerinde öğretmenlik, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurum ve okullarda yöneticilik görevlerinde bulunmuş; 1936 yılında İlköğretim Genel Müdürü olmuştur.  

 Tonguç, gerçekten bir mücadele adamıdır. Tonguç’ta “dur”“otur” yoktur. Ülke ve halk için durmadan koşar, gece gündüz çalışır. O dönem bir destan çağıdır. Bir yükselme ve aydınlanma sürecidir. İlk olarak, hemen;“nüfusları öğretmen gönderilmesine elverişli olmayan köylere köy eğitmenleri gönderilmesi işine” başlanılır. Proje, Tonguç’un kafasında zaten hazırdır. 1936 yılında Eskişehir’in Çifteler çiftliğinde deneme mahiyetinde ilk eğitmen kursu açılır. Kurs umut vericidir, sevindiricidir. Kurslar çoğaltılır. Bu kurslara, askerliğini başarı ile tamamlamış; okuma yazma bilen, nitelikli köy delikanlılarından çavuş ya da onbaşılığa yükselmiş kişiler kabul edilir. Eğitmen adayları yoğun bir eğitimden geçirilir. Bu kurslardan dokuz bine yakın eğitmen yetiştirilmiştir.

 Tonguç’un ortaya koyduğu “eğitim modeli”çağdaştır; “iş eğitimi” ilkesine dayanmaktadır; bu sistem, tam demokratik bir özde; öğrencinin kişilik ve kimlik yapısını besleyen donatan, beceri, üretim, deney, tartışma, gözlem ve çevre gibi fonksiyonları da (işlevleri) içeriyordu ve özgün bir nitelik kazanıyordu.
Ünlü Batılı iki eğitbilimci, Prof. Dr. H. R. Becher – K. Klees yazdıklar ortak bir makalede şöyle diyorlar:
“Bugüne dek hâlâ eskimemiş, pratiğe uygulanabilir durumda olan Tonguç’un düşünceleri, öğrencilerin eğitim ve öğretimleri için çok önemlidir. Pedagojik olarak kesinlikle çok önemlidir. Çünkü bireyi ve bireyselleşme sürecini amaçlıyor. Böylece Türkiye’de kafasıyla, yüreğiyle ve eliyle çalışacak insanlar yetiştirilecektir…”

(Alıntıdır)

Örneklerden sadece biri...

Ya bizler eğitimci olarak hikayemizi yazdık mı?

 

Görüntülenme Sayısı: hesaplanıyor...

  • "Böylece Türkiye’de kafasıyla, yüreğiyle ve eliyle çalışacak insanlar yetiştirilecektir…” Üstad;  Yürek ve beyni ile çalışmaya gönüllü olanların elleri tutulabilir mi?    www.bizbunuyapariz.com

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    Sedat Subaşı

    24.6.2013

  • www,bizbunuyaparız.com

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Esin Özbay

    24.6.2013

  • Türkiye'de yararlı şeyler hep baltalanmıştır ama Sedat öğretmenimin dediği gb yüreğiyle ve beyniyle çalışmaya gönüllü insanların elleri boş durmayacaktır:)) www.bizbunuyaparız.com

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Beste Güven

    25.6.2013



  • Beni çok eski günlere, güzel günlere götürdünüz Yusuf Hocam....Kahramanmaraş / Pazarcık ilçesinde 3 ya da 4 yıllık öğretmendim.....Komşumuz olan Dr.....bir gün bana bir kitap getirdi...Hocam sizin ve eşinizin çalışmalarını - neler yaptıklarını yakından takip ediyorum...Bu verdiğim kitabı okumanızı yalnız orta yerde olmasın demişti...SÖYLEDİKLERİNİ ANLAMAMIŞTIM....Bende kitabı dediği gibi gizli gizli okumaya başladım...KİTAP MÜKEMMELDİ...KÖY ENSİTİTÜLERİNİ ANLATIYORDU...Okudukça BEN ÖĞRETMENMEN MİYMİŞİM  BEN HİÇ BİR ŞEY MİŞİM diyordum...Hele İlköğretim Genel Müdürlüğüne getirildiğinde, yakın çevresine kendisinin oturamayacağını anlatıp duruyordu...Bunun üzerine kendi yerine imza atma yetkisi verdiği birini oturtarak kendisi EŞEK SIRTINDA köy köy gezerek sorunları yerinde görüp tesbit ediyordu...OKUDUKÇA İSMAİL HAKKI TONGUÇ' hayranlığım artıyordu...Hele oğlu okuyup doktor olduktan dolayı SADECE SOYADINDAN DOLAYI yaşadığı sıkıntılar beni çok etkilemişti...KİTABI OKUDUKÇA HALA KENDİMLE ŞU SORUYU TARTIŞIYORDUM...NEDEN GİZLİ OKUMALIYIM...BİZLER TEK BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ VE ORTAK AMACIMIZDA ÜLKEMİZİ DAHA ÇAĞDAŞ DÜZEYE ÇIKARMAK İÇİN CANLA BAŞLA ÇALIŞTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM...BU GÜZEL ÜLKEMDE RENGARENGİZ...İŞTE BİZLER NE ZAMAN DOĞRUYA DOĞRU YANLIŞA YANLIŞI DEYİP ONU -ONLARI  ALKIŞLAYABİLİRSEK...BİZLERİN ÖNÜNE KİMSE GEÇEMEZ....SAYGI VE SEVGİYLE KALIN...

    www.bizbunuyaparız.com

    | cevapla |0 defa beğenildi.

    Ayşen Öznacar

    25.6.2013

  • kesinlikle yazılmalı usta yüreğine sağlık

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    VEYSEL PARLAK

    26.6.2013

  • "Seni diğerlerinden farksız kılmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş başladı mı artık hiç bitmez..." (E.E.Cummings)

    | cevapla |1 defa beğenildi.

    Dilber Engin

    26.6.2013

  • Yaptığımız işe emek verince ve emeğimizi sahiplenince hikayeler oluşuyor gerçekten hikayeleri oluşturanlar kendileri anlatmasa bile anlatanlar mutlaka çıkıyor. Bunu sadece Tonguç örneği için yazdım Yusuf Hocam tabi ki hepimizin eğitim hikayesini anlatması önemli Tonguç'u hüzünlü bir umutla hatırladım hatırlatman iyi oldu.

    | cevapla |0 defa beğenildi.

Yorum Yap

İsim*

email*Sizi bilgilendirmek için kullanılacak

Yorumu Ekle